Dünya’da Tayyip Bey kadar şanslı
bir siyaset adamı yoktur.
Ne yaparsa yapsın kendisini
sıkıştıramayan, gündem tayin edemeyen,
tam aksine Tayyip beyin gündeminin arkasına takılıp giden bir muhalefet
var.
Zatı muhterem fiyasko ile
neticelenen, Türkiye’nin istediği hiçbir desteği alamadığı sadece “telkinleri”
dinlemekle yetindiği ABD gezisini bile
bir anda unutturdu.
Çıktı ve üç sandığı 2014 de ortaya
getirebiliriz dedi. Muhalefet üstüne atladı, biz hazırız diye.
Elbette hazır olacaksın, Mahalli
İdareler Seçimlerinin beş yılda bir yapılacağı Anayasa emri, ne uzatabilirsin
ne kısalta bilirsin.
Cumhurbaşkanı’nın süresi yanlışta
olsa Anayasa Mahkemesince yedi yıl olarak belirlendiğine göre Abdullah Gül’ün
süresi 2014 de dolacağından, sürenin bitmesinden altmış gün içinde de Cumhurbaşkanlığı seçim
yapılması bir anayasal zorunluluk olduğundan o da zaten 2014 de yapılacak, kala
kala anayasa referandumu kalıyor. Bu saatten sonra o da zaten ancak 2014’e
yetişir.
Böyle bir anayasal zorunluluk ortadayken Başbakan’ın bu açıklamasını ciddiye
alıp buna laf yetiştirmek, ABD
gezisindeki fiyaskoyu gündemden düşürmeye yarar, buda ancak bizim
muhalefete yakışır
Türkiye üstüne oynana oyunların,
yapılan planların burada değil başka yerlerde kotarıldığını anlayıp kafalarını
biraz kaldırıp uzaklara bakacaklar ve
bazı şeyleri görebilecekler.
Örnek mi istiyorsunuz?
İşte örnek: ABD’deki
Cumhuriyetçilere yakın Amerikan Girişimi
Enstitüsü’nün dergisinde 10 Mayıs’da
“Bağımsız Kürdistan Zamanı Geldi” başlıklı bir makale yayınlandı.
Kongredeki sandalye dağılımlarını
göz önüne aldığınızda, Cumhuriyetçilerin
söylemlerinin önem kazandığı tartışmasız.
Analizlerde Kürdistan’da önce
Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir federatif yapı meydana getirileceği, bu yapılanmanın geçici düzenlemeler olacağı, federatif
yapılanmanın kaçınılmaz olarak
bağımsızlıkla sonuçlanacağı dile getiriliyor.
Bununla ilgili siz bizim
muhalefetin tek kelime söylediğini duydunuz mu?
Elbette duymadınız:
Bizim muhalefet Tayyip beyin
peşinden gidip onun söylemlerine cevap yetiştirmeye çalışır.
Örneğin Kuzey Kıbrıs’da çok
çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.
Kuzey Kıbrıs’da bir baskın erken
seçim var iken, Kuzey Kıbrıs Başbakanı İrsen Küçük’ün sık ABD’ ye gitmesi, Ercan
hava alanının yap işlet devret modeliyle
büyütülüyor ve Kuzey Kıbrıs’da çok ciddi
otel yatırımları yapılıyor olması nedensiz olamaz.
Bunlara neden: Obama yönetiminin
de Ercan Hava Alanının uluslararası
trafiğe açılmasına yardımcı olması karşılığında Kuzey Kıbrıs’da ABD’ye büyük bir Deniz üstü
verileceği söylentileri ya da Limanların
Rum kesimine açılmasının pazarlıkları yapıldığı iddiaları doğru olabilir mi?
Obama yönetimi tarafından
Türkiye’ye Akdeniz’deki gücünü
arttırması ve bu bağlamda İsrail ile işbirliği yapması, Suriye yerine Kıbrıs sorunu üzerine eğilinmesinin
telkin edilmesi, tutanak dahi
tutulmadığı iddia edilen kırmızı oda toplantısında nelerin konuşulduğu; bizim muhalefet partilerimiz açısından hiç mi önemli değil?
Partilerimizin bu konulardaki görüşlerinin ne olduğu konusunda hiçbir şey
duyduk mu?
Duymadık.
Bütün bunlar , İsrail’in güvenliği ve ABD’nin ekonomik ve
siyasal çıkarları uğruna bu bölgedeki bir Kürt devletinin kurulacak olmasıdır..Kuzey Kıbrıs da belli al verlerle bu işin içine sokulacak,
Doğu Akdeniz kontrol altına alınacaktır.
Bütün bunlar Türklerin lehine olacak yutturmacılarıyla yapılmaktadır.
Bizim muhalefet partilerimiz ne
ile uğraşıyor.
Uludere emrini kim verdi?
Uludere de katırlarla yapılan,
diğer tarafta ağaların beylerin TIRlarla, tankerlerle yaptıkları kaçakçılığın
kamuflajıdır.
Uyanın beyler uyanın (!)
Asıl sorulması gereken soru ,
o bölgede derebeylerinin yaptığı
kaçakçılığa niçin engel olunmadığı/olunamadığıdır.
Muhalefetin yapması gereken, Reyhanlı’da ölümlerin olmasındaki kusurun,
Arapların iç işlerine karışmak, Araplar arası dinsel ve mezhepsel ihtilaflara
taraf olmaktan kaynaklandığını yüksek
sesle dillendirmektir.
Var mı böyle bir şey?
Yok.
Dış politika kötüde, ekonomi
iyimi?
İşsizlik artmış, büyüme hızı
nerdeyse durma noktasına gelmiş, ABD ile hayal edilen serbest ticaret
anlaşmasının lafı bile edilmemiş ama bunu bile anlatacak bir muhalefet yok.
Sorulan soru “Uludere emrini kim
verdi”
Başka (!) Çıt yok
Her şeysiyle bitmiş bir iktidar
ortada ama onu silkeleyebilecek bir muhalefet yok. Memleket virane, muhalefet
şahane.