22 Mayıs 2013 Çarşamba

MEMLEKET VİRANE, MUHALEFET ŞAHANE



Dünya’da Tayyip Bey kadar şanslı bir siyaset adamı yoktur.
Ne yaparsa yapsın kendisini sıkıştıramayan, gündem tayin edemeyen,  tam aksine Tayyip beyin gündeminin arkasına takılıp giden bir muhalefet var.
Zatı muhterem fiyasko ile neticelenen, Türkiye’nin istediği hiçbir desteği alamadığı sadece “telkinleri” dinlemekle yetindiği  ABD gezisini bile bir anda unutturdu.
Çıktı ve üç sandığı 2014 de ortaya getirebiliriz dedi. Muhalefet üstüne atladı, biz hazırız diye.
Elbette hazır olacaksın, Mahalli İdareler Seçimlerinin beş yılda bir yapılacağı Anayasa emri, ne uzatabilirsin ne kısalta bilirsin.
Cumhurbaşkanı’nın süresi yanlışta olsa Anayasa Mahkemesince yedi yıl olarak belirlendiğine göre Abdullah Gül’ün süresi 2014 de dolacağından, sürenin bitmesinden  altmış gün içinde de Cumhurbaşkanlığı seçim yapılması bir anayasal zorunluluk olduğundan o da zaten 2014 de yapılacak, kala kala anayasa referandumu kalıyor. Bu saatten sonra o da zaten ancak 2014’e yetişir.
Böyle  bir anayasal zorunluluk  ortadayken Başbakan’ın bu açıklamasını ciddiye alıp buna laf yetiştirmek, ABD  gezisindeki fiyaskoyu gündemden düşürmeye yarar, buda ancak bizim muhalefete yakışır
Türkiye üstüne oynana oyunların, yapılan planların burada değil başka yerlerde kotarıldığını anlayıp kafalarını biraz  kaldırıp uzaklara bakacaklar ve bazı şeyleri görebilecekler.
Örnek mi istiyorsunuz?
İşte örnek: ABD’deki Cumhuriyetçilere yakın  Amerikan Girişimi Enstitüsü’nün dergisinde 10 Mayıs’da   “Bağımsız Kürdistan Zamanı Geldi” başlıklı bir  makale yayınlandı.
Kongredeki sandalye dağılımlarını göz önüne aldığınızda,  Cumhuriyetçilerin söylemlerinin önem kazandığı tartışmasız.
Analizlerde Kürdistan’da önce Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir federatif yapı meydana getirileceği, bu  yapılanmanın  geçici düzenlemeler olacağı, federatif yapılanmanın  kaçınılmaz olarak bağımsızlıkla sonuçlanacağı dile getiriliyor.
Bununla ilgili siz bizim muhalefetin tek kelime söylediğini duydunuz mu?
Elbette duymadınız:
Bizim muhalefet Tayyip beyin peşinden gidip onun söylemlerine cevap yetiştirmeye çalışır.
Örneğin Kuzey Kıbrıs’da çok çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.
Kuzey Kıbrıs’da bir baskın erken seçim var iken, Kuzey Kıbrıs Başbakanı İrsen Küçük’ün sık ABD’ ye gitmesi, Ercan hava alanının  yap işlet devret modeliyle büyütülüyor ve  Kuzey Kıbrıs’da çok ciddi otel yatırımları yapılıyor olması nedensiz olamaz.
Bunlara neden: Obama yönetiminin de Ercan  Hava Alanının uluslararası trafiğe açılmasına yardımcı olması karşılığında  Kuzey Kıbrıs’da ABD’ye büyük bir Deniz üstü verileceği söylentileri ya da  Limanların Rum kesimine açılmasının pazarlıkları yapıldığı iddiaları doğru olabilir mi?
Obama yönetimi tarafından Türkiye’ye  Akdeniz’deki gücünü arttırması ve bu bağlamda İsrail ile işbirliği yapması,  Suriye yerine Kıbrıs sorunu üzerine eğilinmesinin  telkin edilmesi, tutanak dahi tutulmadığı iddia edilen kırmızı oda toplantısında nelerin konuşulduğu;  bizim muhalefet partilerimiz açısından hiç mi  önemli değil?
Partilerimizin bu konulardaki  görüşlerinin ne olduğu konusunda hiçbir şey duyduk mu?
Duymadık.
Bütün bunlar ,  İsrail’in güvenliği ve ABD’nin ekonomik ve siyasal çıkarları uğruna bu bölgedeki bir Kürt devletinin  kurulacak olmasıdır..Kuzey Kıbrıs da  belli al verlerle bu işin içine sokulacak, Doğu Akdeniz kontrol altına alınacaktır.
Bütün bunlar Türklerin  lehine olacak yutturmacılarıyla yapılmaktadır.
Bizim muhalefet partilerimiz ne ile uğraşıyor.
Uludere emrini kim verdi?
Uludere de katırlarla yapılan, diğer tarafta ağaların beylerin TIRlarla, tankerlerle yaptıkları kaçakçılığın kamuflajıdır.
Uyanın beyler uyanın (!)
Asıl sorulması gereken soru , o  bölgede derebeylerinin yaptığı kaçakçılığa niçin engel olunmadığı/olunamadığıdır.
Muhalefetin yapması gereken,  Reyhanlı’da ölümlerin olmasındaki kusurun, Arapların iç işlerine karışmak, Araplar arası dinsel ve mezhepsel ihtilaflara taraf  olmaktan kaynaklandığını yüksek sesle dillendirmektir.
Var mı böyle bir şey?
Yok.
Dış politika kötüde, ekonomi iyimi?
İşsizlik artmış, büyüme hızı nerdeyse durma noktasına gelmiş, ABD ile hayal edilen serbest ticaret anlaşmasının lafı bile edilmemiş ama  bunu bile anlatacak bir muhalefet yok.
Sorulan soru “Uludere emrini kim verdi”
Başka (!) Çıt yok
Her şeysiyle bitmiş bir iktidar ortada ama onu silkeleyebilecek bir muhalefet yok. Memleket virane, muhalefet şahane.