27 Ocak 2013 Pazar

HANGİ CHP’NİN ÜYESİ OLMAK İSTERSİNİZ?



CHP tarihinde görmediği, alışık olmadığı olaylar yaşıyor.
CHP de bugüne kadar hiçbir milletvekili parti programına uygun konuştu diye eleştirilmemişti, bu parti yönetimi zamanın da  bu  da yaşandı.
İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in partinin Kurultaydan geçmiş programına uygun olarak, kimsenin ırk ve kökenin diğerinden üstün olmadığını söylediği, Atatürk’ün “Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Özdeyişine uygun meclis konuşmasına Meclis kürsüsünden, hem de  partinin Genel Başkan yardımcısı olan bir milletvekili en ağır şekilde saldırdı.
Kimdir bu kişi?
Bir iki sene evveline kadar CHP’ye saldırmayı adet haline getirmiş, Amerika’da ödül alırken Türkiye’ye etmediği hakareti bırakmayan, CİA’nın yan kuruluşu Stratfor’da  “TR705” kod adıyla kayda giren kişi.
Aynı şahıs Adalet komisyonunda, o komisyonun üyesi olmamasına rağmen komisyona gelerek, partinin görüşlerini anlatan CHP milletvekillerini müşkül durumda bırakacak şekilde, parti görüşünün aksine görüş ileri süren, bu yaptıklarından dolayı  da kimsenin kendisinden hesap  soramadığı şahıs.
Neydi bu parti görüşünün aksine savunduğu “Ana dilde savunma” yani Kürtçenin kamusal alana sokulması.
Bu kişiye kimse hesap soramıyor, bunun sebebi acaba bu şahıs üstünde “insiyatif kullanılamıyor” olması mıdır?
CHP içinde bu partinin kurucularına, tarihine  küfür edilmesine, onların katil, soy kırımcı diye suçlanmasına, bugüne kadar tanık olunmamıştır.
Bu parti yönetimi zamanın da bu da yaşandı.
Bunun düşünce özgürlüğü ile de alakası yoktur.
Bu tezleri savunmak isteyenler  bu partinin dışında kendi fikirlerine uygun partilerde siyaset yaparlar, bu fikirlerini şiddeti davet etmeden diledikleri gibi söylerler. Ama bunu CHP’nin içinde yapamazlar, yapmalarına da izin verilmemelidir.
  İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in konuşmasına CHP milletvekillerinin alkışlarla destek vermesini içine sindiremediği (!) için istifa eden, aslında üç dört aydır AKP’ye geçeceği konuşulan Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ı partiye dönmeye ikna etmek için kendisiyle görüşen iki Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkul’u gazetelere sızan haberlere göre “Parti bizim elimizde, ulusalcıların  etkin olması artık mümkün değil” demişler.
Bu şahıslar ne CHP tarihini ve ne de Kurultaydan geçmiş tüm CHP’lileri bağlayan parti Programını biliyorlar.
CHP Programının daha birinci sayfasında:
“CHP gücünü tarihi köklerinden alır. Emperyalizme karşı ulusal başkaldırının öncüsü olan Kuvayi Milliye, Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerinin oluşumuna dayanak oldu. Müdafa-i Hukuku ise işgal altındaki Anadolu’da, yerel kimlikten  ulusal kimliğe ve ulusal dayanışmaya ulaşmayı, gücünü ulusal iradeye dayandırmayı hedef aldı.”
……
“CHP’nin tarihsel kimliği, Atatürk devrimlerinin birikimleri ile ALTI OK eşliğinde;
Kemal ATATÜRK’ÜN  Bağımsızlık benim karakterimdir,
İsmet İNÖNÜ’NÜN, Namuslular da, en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır,
Sözleri ile öz ifadesini bulan bu soylu ve erdemli gelenek ile şekillendi.” Demektedir. 
 Şimdi, CHP liler bir karar vermek zorundasınız, hangi CHP’nin üyesi olmayı yeğlersiniz.
Ulusalcı olmayı “faşistlik” olarak niteleyen, Atatürk’e, İsmet Paşaya “katil” , “soy kırımcı” diyenlerin sırtını sıvazlayan “CİA’nın yan kuruluşu Stratfor’da  “TR705” kod adıyla kayda giren, hakkında evrakta sahtecilikten mahkumiyet kararı  olan kişilerin mi yönettiği? Yoksa;  Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, ülke bütünlüğünden yana, Atatürk’ün “Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Özdeyişini benimseyen, uluslaşma sürecinin, laik cumhuriyet yapılanmasının,çağdaşlaşma hedefinin, aydınlanma devriminin sürekliliğine inananların yönettiği bir CHP’nin üyesi mi olmayı yeğlerseniz.
Eğer Atatürk devrimlerine inanların yönettiği bir CHP üyesi olmayı yeğliyorsanız, kişisel beklentilerinizi bir yana bırakın, İsmet İNÖNÜ’NÜN, “Namuslular da, en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır” sözünün gereğini yapın ve ayağa kalkın ve CHP’nin onurlu ve devrimlerle dolu tarihine sahip çıkın.