TBMM Darbeleri ve Askeri Müdahaleleri Araştırma Komisyonu
geçtiğimiz hafta içinde CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ı davet etti
ve komisyon üyeleri ihtiyaçları olan hukuk ve siyaset dersini aldılar.
Meclis Araştırma Komisyonları TBMM
İçtüzüğünün 105. Maddesine göre kurulur ve görev çerçevesini kuruluşunun dayanağını oluşturan önerge
belirler.
Meclis araştırması Anayasamızın
98. Maddesinin 3. Fıkrasına göre “Belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan
incelemeden ibarettir”
Önerge Meclis İçtüzüğüne aykırı
olamayacağı için bu komisyonlar, görev konularında, İçtüzükte belirtilen kamu
kurum ve kuruluşlardan, özel kanun ile veya özel kanunun verdiği yetkiye
dayanılarak kurulmuş banka ve kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve kamu yararına çalışan derneklerden bilgi ve belge
isteyebilecekleri gibi, gerek görürlerse bu kurum ve kuruluşların ilgililerini
de çağırıp dinledikten sonra TBMM’ye rapor
sunmakla görevlidirler.
Bu kurum ve kuruluşlar dışında hiçbir kurum ve
kuruluştan bilgi ve belge isteyemeyecekleri gibi, bu kurum ve kuruluşların yetkilileri dışında da
kimseyi çağırıp dinleyemezler.
Nedir bu komisyonun görevi?
Darbe ve askeri müdahaleleri
araştırmak.
Darbeler, askeri müdahaleler, üç
beş general veya subay istedi diye olmaz. İç ve dış mihrakların tahriki ile siyasi, ekonomik ve sosyal
şartların oluşması sonrasında, toplumda başlayan bezginlik ve umutsuzluk en üst
noktaya geldiği zaman askeri müdahale kaçınılmaz hale gelir ve olur.
O zaman komisyonun yapması gereken
şey, darbelerin arka planını, devletin arşivlerine girerek, darbe öncelerinde
yabancı ülke gizli servislerinin çabaları dahil olmak üzere, siyasal, sosyal ve
ekonomik kaos ortamlarının nasıl oluşturulduğunu inceleyip ortaya çıkartmaktır.
Ama şuanda hukuksuz da olsa 12
Eylül askeri darbesiyle ilgili bir yargılama ve 28 Şubatla da ilgili bir
soruşturma sürmektedir.
Anayasanın 138. Maddesine göre
görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak rapor hazırlanıp da TBMM Genel
Kurulunda nasıl görüşme yapılabilecektir. Bu Anayasanın 138. Maddesinin 3.
Fıkrasına aykırı olur.
Evvelce böyle komisyonların
kurulmuş ve onların hazırladığı raporlar üzerine ve Genel Kurulda görüşme yapılmış olması, bugün de aynı hukuk
ihlallerinin yapılmasını mazur göstermez.
Ama eğer bu anayasa ihlalini
içinize sindirip, göze alabiliyorsanız, bari attığınız taş ürküttüğünüz
kurbağaya değsin.
O zaman öncelikle 12 Eylül 1980
darbesinden önce, ülkede dökülen kardeşkanının sorumlusu iç ve dış mihraklarının
kimler olduğu, MİT, Genel Kurmay, Emniyet Arşivlerinde yapılacak araştırmalarla
ortaya konmalıdır.
24 Ocak 1980 Kararlarıyla 12 Eylül
1980 darbesi arasında ne gibi bir bağ olduğu, buna kimlerin destek verdiği
tespit edilmelidir.
Örneğin 1978 Kahraman Maraş, 1980 Çorum olaylarının arkasında, darbe
ortamını hazırlamak için hangi iç ve dış mihrakların olduğu ancak MİT’in,
Emniyetin ve Genel Kurmay’ın arşivlerine girilerek, orada incelemeler yapılarak
ortaya çıkarılabilinir.
Ayrıca 28 Şubata giden süreçte
hangi komşu ülkenin, Türkiye’ye devrim ihraç etmeğe çalışırken yurt içi
ortaklarının da kimler olduğunun gene aynı yöntemle araştırılması gerekir.
Meclis İçtüzüğü komisyona bu
yetkiyi vermektedir.
Ancak komisyonun çalışma tarzına
baktığımızda, yetkilerini ve tabii olduğu hukuku aşarak, insanları sorgularcasına
bir tutum takınıldığı görülecektir.
Onlar darbelerin sebeplerini araştırmak gibi
bir çabanın içinde değiller, onlar ellerine geçirdikleri sayısal çoğunlukla
siyasal sorgulama yaparak, kişileri aşağılamak peşindeler.
Komisyonun tutumu, yakın
tarihimizin acı sayfalarından biri olan “Tahkikat Komisyonu”nu, yani siyasetin
kendisini yargını yerine koyması yanlışını anımsatmaktadır.
İşte bu nedenledir ki; Deniz
Baykal komisyona siyaset ve hukuk dersi verdi, tabii anlamak isteyenlere.