30 Eylül 2012 Pazar

SERT ÇOCUK



CHP Ankara Büyük Anadolu otelinde Parti Meclisi ve Disiplin Kurulu üyeleri ve Milletvekillerinin katılımıyla bir “Ortak Çalışma Toplantısı” yaptı.
Basına kapalı toplantıdan dışarıya sızan, şuana kadarda yalanlanmayan haberlere göre, bir çok milletvekili Oslo görüşmeleri ve “Türk Milleti” kavramı konusunda Kılıçdaroğlu’nun ve diğer yetkililerin söylemleri hakkındaki   eleştirilerini dile getirmişler.
Tunceli devşirme Milletvekili Hüseyin Aygün’ün parti içindeki“ulusalcılara yönelik “Bunlar kafatasçılar, partinin bunlardan kurtulması lazım” sözüne açıklık getirmesinin istenmesi  üzerine, bu “sert çocuk(!) terbiye sınırlarını zorlayan bir üslupla “Siz geri zekalısınız  kafa yok ki bunları anlayamazsın”  şeklinde cevap vermesi, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’a kafa sallayıp dışarıda görüşürüz demesi, diğer bir sert çocuk Sezgin Tanrıkulu’nun Hüseyin Aygün’ün tutumunu eleştiren Şevki Kulkuloğlu’na “terbiyesiz” deyip arkasından tehdit etmesi, artık durumun çok vahim bir noktaya geldiğini göstermektedir.
İşin en acı tarafı da bu düzeysiz konuşmaların Kılıçdaroğlu’nun önünde yapılmış olmasıdır.
Bu partinin “ulusalcı kanadını” Hüseyin Aygün’ün “geri zekalı” olmakla suçlamasına, “bu ne terbiyesizlik” diyerek tepki veren Kayseri Milletvekili Kulkuloğlu’na “Terbiyesizlik yapma” diye tepki verebilmesi partinin hangi noktaya geldiğini ortaya koymaktadır.
Eğer bir terbiyesiz aranacaksa o da Hüseyin Aygündür.
Bu derebeylik “dayısı (!)” herkesi kafatasçılıkla suçlayacak, ona terbiyesizlik yapma diyen kişi de saldırıya uğrayacak.
Bu Hüseyin Aygün ve Sezgin Tanrıkulu anlaşılıyor ki, köpeksiz köy bulmuşlar değneksiz dolaşıyorlar.
Kulkuloğlu kendisin tehdit eden Sezgin Tanrıkulu’na “beni çiçek çocuklarına mı  öldürtürsün” diye çok doğru  soru /yanıt vermiş.
Elbette öğle yapar, tek başına bir şey yapamaya yüreği yetmeyen “sert çocuk(!)” ancak yanına kadınları alıp tehdit eder.  Böylesine, “sert çocuk (!)”, “Köpeksiz köy bulmuş değneksiz dolaşıyor” derler.
Ya öbürü, Devletin ve partinin kurucuları Atatürk ve arkadaşlarını katliam yapmakla suçlayan, programına ve felsefesine inanmadığı bir parti milletvekilliğini kabul edecek tıynette bir “adam(!)”, bütün ulusalcıları “geri zekalı olmakla suçlayacak ve parti tabanından da  gereken tepkiyi  almayacak, asıl üzücü olan budur.
Bunları Türk Halkının iyi tanıması gerekir. Bunlar ülkenin bölünmesi yolunda CHP içine Truva atı olarak yerleştirilmiş unsurlardır.
 Kılıçdaroğlu’nun önünde bir kadın Milletvekili tehdit edilirken, partinin temel değerlerine saldırılırken buna karşı çıkan  Milletvekiline sataşmalar  olurken olayları büyük bir keyifle izleyebildiğine  ve olaylar yatıştıktan sonra da “iki tarafın da bir birlerine saygılı olmalarını ve kötü  sözler söylememeleri konusunda” uyardığına göre bu saldırganları himaye ettiği anlaşılmaktadır
Kin ve nefret duygularıyla dolu, kadın milletvekilini tehdit edecek karakter de  bir adam, parti tabanını en az %90 nını oluşturan ulusalcılara “geri zekalı”  diyecek, “Bu ne terbiyesizlik” diyen milletvekili ile aynı kefeye konacak.
Bunlar kadın tehdit edecek kadar merttirler(!), mertçe bir fikir tartışmasına girmezler, hemen mağduru oynamaya başlarlar.
Bakın Kılıçdaroğlu, daha şimdiden mağduru oynamaya başladı, 2009 da seçilen Belediye Başkanlarını kendisi atamadığı için kaçınılmaz görülen bir yerel seçim başarısızlığını eski ulusalcı Baykal yönetimine yıkmaya çalışıyor.
Ama gene yakın tarihimizin siyasi gelişmelerini hiç bilmediği ortayaçıkıyor. Bedrettin Dalan Türkiye’nin en başarılı belediye başkanıydı, ama Turgut Özal’a duyulan antipatiden İstanbul’da seçim kaybetti. İstanbul’da seçimi Turgut Özal kaybetmişti, Bedrettin Dalan değil.
Onun için bu söylemler kimseyi kurtarmaz. Birde orada doğrudan parti ölçüsü veren “İl Genel Meclisi” sonuçları olacak ona ne mazeret bulunacak.
İl Genel Meclisi sonuçlarının  2009 da seçilmiş olan Belediye başkanları ile bir ilişkisi yok.
Kemal Kılıçdaroğlu, bu kifayetsiz muhteris, Atatürk ve ulus devlet düşmanı sert çocuklarıyla siyaset yapmaya devam ettiği sürece belki kendisine yüklenen misyonu yerine getirir, ama tarih hakkında ne yazar bilemem.