AKP iktidarı, eğitim müfredatından
“Atatürk İlke ve İnkılapları’nın çıkartılmasına karar vermiş.
Elbette buna bu ülkenin temel değerleri
olan, Laik demokratik Cumhuriyetle sorunu olmayan kuruluşların, kişilerin tepki
vermesi gerekir, ama maalesef güçlü bir tepki şu ana kadar gelmedi.
Bu kurum ve kişilerin böyle güçlü bir
tepki vermemelerinin sebebi, bu konun asıl sahibi olan, Atatürk ilke ve
devrimlerine bütün varlığı ile sahip çıkması gereken CHP’nin , bu konuda en
ufak bir çıkış yapmamış olmasıdır.
Cumhuriyetten evvel var olan,
Cumhuriyeti kuran partinin, devletin
temel değerlerinin tahrip edilmesine seyirci kalmaması gerekirdi.
Ama maalesef Atatürk’e küfür edilmesini,
“katil” denmesini düşünce özgürlüğü olarak niteleyen bir grup şuanda partiyi
yönetmektedir.
Onun için onların sessiz kalmasını
yadırgamamak gerekir. Hatta içten içe
bundan keyif aldıklarını bile düşünebiliriz.
Onun için bu konuda artık her birimizin
tek tek kendimizi halkımızı uyarmakta görevli saymalıyız ve gericilerle,bölücülerle,
Cumhuriyet düşmanlarıyla mücadele etmeliyiz.
20.nci yüzyılda iki büyük devrim
yaşamıştır. İlki 1917 Bolşevik Devrimi, ikincisi ise Türk Devrimidir. 20. yüzyılın son günlerinde Bolşevik
Devrimi’nin kurduğu rejim yıkılmış ama tartışmaları azalarak da olsa devam
etmektedir. Yüzyılın ikinci büyük devrimi olan Türk Devrimi, dünya üzerindeki
mazlum milletleri etkilemiş ve sonuçları bugüne kadar gelmiştir. Bugünde
etkilerini devam ettirmektedir.
AKP tarafından eğitim müfredatından
çıkarılan “Yeni” CHP’nin, yani şimdiki CHP Yönetiminin sessiz kalarak bu
çıkarma eylemine destek verdiği Atatürk İlkeleri, bu ülkede çağdaşlaşma yönünü belirleyen ve Atatürk
Devrimlerine temel teşkil eden fikir ve düşüncelerdir.
Atatürk ilke ve Devrimleri,
çağdışı bıraktırılmış bir toplumu, çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırıp ötesine
de geçirmek çabasıdır.
Bu hedeflere ulaşabilmek
için bilimi kendisine temel alan bir yoldur.
Bu devrim süreci Saltanatın
kaldırılmasıyla başlayan 1933’e kadar devam eden, çok uluslu teokratik Osmanlı Devletinden, Laik Demokratik bir ulus Devlet olan Türkiye Cumhuriyetine
dönüşmesini sağlayan devrimlerin tümüdür.
Bunu eğitim müfredatından
çıkartmanın tek gayesi, Atatürk’ten öç almaktır.
Atatürk Devrimlerinin temeli
Laiklik üstüne bina edilmiştir. Bu nedenle hakkında Anayasa Mahkemesi
tarafından “Laiklik Karşıtı eylemlerin odağı olmaktan” mahkum edilmiş bir parti
bunu elbette yapmak isteyecek ve yapacaktır.
Ama bu sadece AKP’nin bir
projesi olmanın ötesinde, 1989 dan bu tarafa önce ABD’nin bu bölgede Ilımlı
Islama geçme projesinin ve sonradan AB’nin Türkiye’de ulusalcılığı kazıma
projelerinin geldiği son noktadır.
Bu yapılanlara ilk ve en sert tepkiyi
vermesi gereken kurum Cumhuriyet Halk Partisi olması gerekirken, buna, birkaç
bireysel, cılız çıkışın dışında hiç ses çıkartılmamaktadır.
“Atatürk’ü ve Kemalizm’i bu partiden
kazıyacağız” diyebilen, Atatürk’e ve onun silah arkadaşlarına katil deme
cesaretini gösterebilen insanların bu partiye yerleştirilmesi, Ilımlı İslami ve
devletin üniter yapısını tahrip etme projesinin bir parçasıdır.
Atatürk İlke ve Devrimleri sayesinde
insan gibi yaşayan, aslında kadın olarak elde edilmiş kazanımlarından dolayı, Atatürk
İlke ve Devrimlerine en çok sahip çıkması gereken bir kadın Milletvekili “Atatürk Devrimlerinin bekçisi olmayacağız”
diyebiliyorsa, Atatürk devrimlerinin ve çağdaşlaşmanın olmazsa olmazı olan
“Laiklik söyleminin” kullanılması “müteddeyinleri rahatsız ediyor” diye söylenmekten Parti yönetiminin isteği ile
vaz geçiliyorsa, elbette Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk İlke ve Devrimlerinin
müfredattan çıkarılmasına tepki vermeyecektir/veremiyecektir.
Eylemsizlikte
bir eylemdir.
İşte CHP bu ihanete sessiz kalarak AKP’nin devletin temel değerlerinin yeni
kuşaklara aktarılmasını önleme operasyonuna destek vermektedir.
.