Uçağımız vuruldu, vur, öldür, parçala,
biz adama neler yaparız kıvamında demeçler söylemler hava da uçuşuyor.
Tevatür muhtelif, Sayın Başbakan, Başkan
Obama’ya, Suriye’de uçuşa yasak bölge ilanı, Suriye Askeri hedeflerini vurmak
ve muhalifler için güvenli bölge oluşturmak konularında ısrarcı olmuş.
Başkan Obama’da “Direkt müdahale için
henüz vakit gelmedi” şeklinde cevap vermiş
“İnsanlar tarihten ders çıkartsaydı
tarih tekerrür etmezdi” sözünün ne kadar doğru olduğu gün gibi aşikâr.
Aynı uygulama bugün filen bölünmüş
Irak’ta da yaşanmıştı. Baba Bush
zamanında, Irak önce Kuveyt’i işgale özendirilmiş, arkasından da 1.ve 2. Körfez
savaşlarından sonra Kuzey Irak’ta 36. Ve 32. Paraleller
arasında uçuşa yasak bölge ilan edilerek
Kuzey Irak ile Güney Irak arasında bir güvenlik koridoru oluşturulmuştur. Bu
bölge her ne kadar kağıt üzerinde
Irak’ın toprak bütünlüğü içinde görülüyorsa da, fiilen Bağdat yönetimi altında değildi. Diğer
bir deyişle Kürdistan bölge yönetimi fiilen, Bağdat’ın dahi söz geçiremediği, yeni
bir devlet haline gelmişti.
Bu fiili Devletin oluşması aynen
Başbakan’ın, Başkan Obama’ya Suriye için önerdiği askeri hedefleri vurmak,
uçuşa yasak bölge ilan ederek, o bölgede bulunan Kürtlere bir güvenli bölge
yaratılmasıyla kurulmuştur.
Bu nedenle Esed Rejiminin yıkılması
halinde Suriye’nin de Kuzey’in de Kuzey Irak benzeri bir yapılanmanın oluşma
ihtimali yüksektir.
Suriye’de de Irak benzeri fiili özerk bir
Kürt Devleti’nin kurulmasında Türkiye’nin ne ekonomik ve nede siyasal bir
yararı olmadığı gibi, Ortadoğu daha da istikrarsız bir bölge haline gelecektir..
Suriye’nin bölünmesi, Akdeniz’e kıyısı
olmayan, Kuzey Irak’a hapsolmuş bu nedenle denize çıkmak için Türkiye’ye muhtaç
olan sözde devleti çok rahatlatacaktır. Zira Türkiye geçiş izni vermediği
sürece dünya’ya kapalı olan yapı Suriye’nin Kuzeyinde de oluşacak yeni bir Kürt
devleti sayesinde Denize ulaşacak Türkmen bölgesi olan Musul ve Kerkük petrol ve doğal gazını Türkiye’ye bağımlı
olmayarak satışını gerçekleştirebilecektir.
Ekonomik olarak artık Türkiye’nin bu sözde
“Devlet” için önemi asgariye inecektir. Zira bilindiği üzere denize açılabilme
milletler ve devletler için ekonomik ve siyasal rahatlık getirir.
Hatırlanacağı gibi Kıbrıs Barış
Harekatı’nın temel hedeflerinden biri de Kıbrıslı soydaşlarımızın denize
ulaşmalarını sağlamaktı.
Suriye’nin bölünmesinde Türkiye’nin
siyasal bir yararı da olmayacaktır.
Zira Kuzey Suriye’de kurulacak bir “Kürt Devleti” ister itemez
Kuzey Irak’taki devletle soydaş olmak
nedeniyle birleşmeye çalışacakdır.
Kürtler, Ortadoğu diye tanımlanan bölgede ağırlıklı
olarak, İran, Türkiye, Irak ve Suriye’de yaşamaktadırlar. Bu nedenle Suriye’de
de böyle bir oluşumun gerçekleşmesi, Türkiye ve İran’da var olan ayrılıkçı
mücadeleyi daha da hızlandıracaktır.
Suriye’nin bölünmesi ve sonucunda Büyük
Kürdistan’ın kurulması İsrail ve ABD
işine yarar. Zira İsrail’le arasında Lübnan’ın bulunması nedeniyle İsrail’e
karşı en ciddi mücadeleyi yapabilen Arap devleti Suriye’dir.
Bu nedenle Suriye’nin parçalanması
İsrail’i Ortadoğu’daki tek güç haline getirir.
Böylece de ABD bölge petrol ve
doğalgazının sevkiyat ve satışını doğal müttefiki İsrail aracılığıyla kontrol
eder.
Bu nedenle Türkiye’nin, takip etmesi
gereken dış politika ulu önder Atatürk’ün “YURTTA SULH CİHANDA SULH” ilkesine
sıkı sıkıya bağlı kalmasıdır.
Bu Türkiye’nin güvenliği açısından çok önemlidir.
Bu nedenle Türkiye’nin Suriye’ni bütünlüğünü tehdit eden unsurlarla ilişkisini
süratle kesmesi ve fakat Esed rejiminin insan hakları ihlallerine karşıda tepkisini
dile getirmeğe devam etmesi gerekir.
Türkiye’nin yanlış dış politikası ile
tarih tekerrür etmektedir. Irak gibi
Suriye’de parçalanmak istenmekte ve Türkiye’de kendi toprak bütünlüğü için TEHLİKE OLAN bu eyleme yardımcı
olmaktadır.