Başbakan, “Biz kızların, erkeklerin
devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz” dedi.
Bu ülkede ne zaman kızlar ve erkekler
devletin yurtlarında karışık olarak kaldı.
Devletin yurtları bir tarafa, bir tane bile özel yurt gösteremezsin.
Başbakan aslında bunun böyle olmadığını
çok iyi biliyor, ama sırf tartışma zeminini bu platforma çekip, bu toplumun
büyük çoğunluğunun kabul etmeyeceğini bildiği bir konuyu sanki varmış gibi göstererek
gündemi değiştirmek istedi ve bundan da başarılı oldu.
Zira muhalefette tam bu noktada,
Başbakan’ın istediği zeminde tartışmaya katıldı.
Muhalefet sözcülerinin de yardımıyla
tartışma, Türk halkının büyük çoğunluğunun içine sindiremeyeceği, kabul
etmeyeceği ve anlamayacağı “kız erkek beraber kalma özgürlüğü”ne dönüştü.
Başbakan böylece bir taşla iki kuş
birden vurmuş oldu
İlk olarak asıl tartışmamız gereken,
işsizlik, açlık sınırı altında yaşayan milyonlar, emeklilerin, işçilerin
durumu, dünyanın en büyük borç yükü altında ezilen dördüncü ülke olma sorunu,
kadın cinayetleri, sekiz yaşında bir çocuk
gelinin gerdek gecesinde ölmesi, dış politika da yaşanan felaketler,
ABD’nin hoşuna gitmek için Ermenistan kapısını açma hazırlıkları hepsi güme
gitti, bunlar Türkiye’nin gündeminden düştü.
İkincisi muhafazakar aileleri tedirgin
ederek, hem onlara sempatik görünmeye çalışıyor ve hem de bu muhafazakar
aileleri kızlarını üniversiteye göndermekten caydırabileceğini düşünüyor.
Oysa Başbakan’ın anlattığı gibi kız
erkek bir arada yaşanan öğrenci yurtları bu ülkede hiçbir zaman olmadı.
Ama o kadar çirkin kelime oyunu yapıyor
ki, sanki eskiden böyle yurtlar vardı da, AKP İktidarı ile buna son verildi
şeklinde bir anlam çıkacak biçimde “Biz kızların, erkeklerin devletin
yurtlarında karışık kalmasına müsaade
etmedik, etmiyoruz .” diyebiliyor.
Geçmiş iktidarlar buna müsaade etmiş
miydi?
Bir tane örnek versene.
Veremez? Veremez zira bunun doğru olmadığını da en iyi kendisi
bilir.
Ama sekiz yaşında bir çocuğun kırk yaşındaki bir sapıkla evlendirilmesine,
küçücük çocuğun gerdek gecesinde ölmesine en ufak bir tepki vermez.
Çocuk sekiz yaşında olduğuna göre, bunun
resmi evlilik olması da mümkün olamaz.
Bu ve benzer ahlaksız sapıkların fiilleri “Çocukların cinsel istismarına”
girer.
Bu tür ahlaksızlıkla mücadele etsinler
diye yetkili makamlara talimat verdin mi?
Çocuk gelinlerden rahatsız olmayan bir
Başbakan, reşit insanların bir arada olmasından niye rahatsız olsun, onun derdi bu ülkeye şeriat düzenini getirmek, imam
nikahını veya muta nikahını yaygınlaştırmak.
Aynı evde de kalırsın, birisinin ikinci
üçüncü karısı da olursun.
Var mı imam nikahın? Koyuver gitsin.
Başbakan bilerek ve isteyerek yaptığı bu
gerçek dışı açıklamasıyla, kız çocuğu olan aileleri tedirgin ediyor, ediyor ki,
okuyan kız çocuğu sayısı her gecen gün azalsın.
İki reşit insanın ilişkisi çevreyi
rahatsız etmiyorsa kimseyi ilgilendirmez.
Zira kanunların yasakladığı sadece “Alenen
cinsel ilişkide bulunmak ve teşhircilik” yapmaktır.
Ama Başbakan’a söylenecek söz, yukarıda
yazdığımız şekilde bir tartışmaya katılıp onun ekmeğine yağ sürmek
değildi.
Tam aksine ona, işsizlik sorunu nasıl
çözmeyi düşündüğünü sormak gerekirdi,
Açlık sınırı altında yaşayan milyonların,
emeklilerin, işçilerin durumunu sormak gerekirdi.
Dünyanın en büyük borç yükü altında ezilen
dördüncü ülkesinin başbakanı olarak ne düşündüğünü sormak gerekirdi.
Kadın cinayetleri sorulabilirdi.
Dış politika da yaşanan
başarısızlıklar ile ABD’nin hoşuna gitmek için Ermenistan
kapısını açma hazırlıkları olup olmadığı sorulabilirdi.
Ama
maalesef bu konular konuşulmuyor. Gündem
Başbakan’ın istediği gibi şekilleniyor.
Aslında Başbakan, muhafazakar insanların
duygu dünyasını kaşıyarak gündemi değiştirmeye kalkınca, kendisine “BAŞBAKANLAR GERÇEKLERİ ÇARPITMAZ” sen şimdi
ülkenin gerçek gündemine gel şu sorulara cevap ver denebilirdi.