Tüm anayasalar
kendilerinin nasıl değiştirileceğini veya anayasayı tümden değiştirme yetkisi
parlamentolara tanınmışsa bunun nasıl yapılacağını düzenlerler.
Osmanlı
imparatorluğundan sonra gelen dönem içinde dört anayasamız oldu. Bunlar:1921
Anayasa’ sı kurtuluş savaşı devam ederken, bir kısım kendini bilmezlerin diktatör
diye nitelediği Atatürk’ün harbi yönetirken uyguladığı anayasadır.
1924 Anayasa’ sı
Cumhuriyetin ilanından sonra , devleti kuranların yaptığı, yani kurucu
iradenin, kendisini sınırlayacak hiçbir yasal ve siyasi gücün bulunmadığı bir
dönemde, sınırsız bir yetki kullanılarak yaptığı bir anayasadır.
1961 ve 1982
Anayasaları da, 1960 ve 1980 İhtifallerinden sonra, askeri müdahale ile
iktidarı eline geçiren askeri güçler, önce kendilerini sınırlayan anayasalarla
bağlı olmadıklarını ilan etmişler; onları da bu anayasalara uymağa zorlayacak bir gücünde olmaması nedeniyle, KURDUKLARI KURUCU MECLİSLER
TARAFINDAN YAPILMIŞLARDIR.
Yani bütün bu
anayasalarımız, rejim değişikliği, devrim ve hükümet darbesi gibi, yeni bir KURUCU İRADENİN ORTAYA ÇIKMASINDAN SONRA
yapılmışlardır.
Bu
anayasalarımızın hiç birisinde, Anayasa’nın tümden değiştirilmesinin hangi
kurallara göre yapılacağı hüküm altına alınmamıştır.
Bu nedenle,
bugün ülkemizde TBMM Başkanlığında yapılan “YENİ BİR ANAYASA” yapma çalışması,
yürürlükteki anayasamıza göre HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Halen yürürlükte
olan Anayasa’ da, ancak değişiklikler yapılabilir.
Bu değişiklikler
yapılırken de, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç maddede en ufak
bir değişiklik yapılamayacağı gibi, Anayasa Mahkememizin istikrar bulmuş
kararlarına göre de, bu maddelerin içini boşaltacak, uygulanamaz hale
getirilecek şekilde diğer anayasa maddelerinde de değişiklikler yapılamaz.
Yürürlükteki
Anayasa’nın değiştirilmesi istenen maddeleri var ise, sadece bu değişiklikler
yapılabilinir.
Nitekim mevcut
Anayasa’ da nasıl değişiklikler yapılacağı düzenlenmiş, ancak YENİ BİR ANAYASA’
nın nasıl yapılacağı düzenlenmemiştir. O nedenle şimdi TBMM Başkanı’nın
Başkanlığında yapılan çalışma için kullanılan “ YENİ ANAYASA” tabiri dahi yanlış bir
söylemdir.
Aslında
Türkiyenin en önemli sorunu iş ve aş sorunudur. Yurttaşlara yönlendirici
olmadan objektif bir yaklaşımla “Türkiye’ nin en önemli sorunları nedir diye ”
sorsak alınacak yanıt en başta İŞSİZLİK ondan
sonra da TERÖR olur.
“YENİ ANAYASA” diyecek olanlar çok az sayıda AKP
ve özerklik peşinde koşan BDP militanları olurlar.
1982 Anayasa’ sı
elbette özgürlükçü bir anlayışın ürünü değildir. Ancak bugüne değin üçte
birinden fazlası değiştiği için bugün
ilk yapıldığı günden çok farklı bir
Anayasa olmasına rağmen elbette halende değişmesi gereken maddeleri vardır.
En basitinden
memurlara göstermelik değil grev hakkını da
tanıyan bir toplu sözleşme düzenine ihtiyaç vardır.
Ama AKP’nin böyle bir düşüncesi yoktur. Zira
bu demokratik bir haktır. Totaliter bir rejimin özlemcisi olan AKP’nin böyle
bir düşüncesi olamaz.
Anayasa’ ın değiştirilmez, değiştirilmesi
teklif dahi edilemez maddeleri ortada dururken “Yeni Bir Anayasa Yapacağız”
iddiası ise ANAYASA’ YI İHLAL SUÇUNU OLUŞTURUR.
Zira, hiç kimse
Anayasa ile kendisine verilmemiş bir
hakkı kullanamaz. İşte TBMM’de Meclis
Başkanı’nın Başkanlığında kurulmuş bulunan komisyon ve bu komisyonun
faaliyetlerine göz yumanlar, Anayasa’nın kendilerine vermediği bir yetkiyi
kullanmaktadırlar.
Cumhuriyet Halk
Partisi’ nin komisyonda görev alması ne hukuken nede siyaseten doğru değildir.Anayasayı
ihlal suçuna iştiraktir.CHP BU KOMİSYONDAN ÇEKİLEREK ANAYASAYI İHLAL ANLAMINA
GELEN BİR UYGULAMANIN ORTAĞI OLMAMALIDIR.CHP