8 Nisan 2012 Pazar

HADİ KENAN PAŞA BİR İYİLİK YAP


Elazığ eski Milletvekili Sayın Feyzi İşbaşaran dostumuz, sosyal medyada Kenan Evren’e, bana göre harika bir çağrıda bulundu.
Dedi ki; “Kenan Evren’in yapacağı son iyilik arşivindeki işadamları, Gazeteci, Sanatçı, Yargı Mensupları, Aydınların mektuplarını açıklaması” dedi.
Bugün paşanın yargılanmasından, o dönemde, işkence tezgâhlarından geçen, faili meçhullerin yakınları, asılan gencecik insanların anaları, babaları, kardeşleri, hapsedilen aydınları haklı olarak mutluluk duymaktadırlar.
Bu onların en tabii haklarıdır. Kimse onları kınayamaz.
Ama birde bu memlekette, darbenin hemen arkasından Cunta üyelerine bağlılıklarını bildiren, yüksek yargı organları ve onların anlı şanlı mensupları vardı.
Bizde bu kepazelikler yaşanırken Cinnah’ın ülkesi Pakistan’da, Anayasa Mahkemesi üyeleri, General Ziya Ül Hak, bizdeki gibi yönetime el koyunca “Varlık nedenimiz olan Anayasa yürürlükten kalktı” deyip cüppelerini asıp çıkmışlardı.
Ben avukat olduğumdan o gün gurur duydum. Zira; tüm bu yüksek Yargı Organları kurumsal olarak Cuntaya bağlılıklarını bildirirken, bir tek Türkiye Barolar Birliği böyle bir çirkinliğe başvurmadan, tebrik kuyruğuna girmeden yayınladığı bildiri ile biran evvel demokratik siyasi hayata dönmenin önemine vurgu yapmıştı.
O günkü gazete kupürlerinde, köşe yazılarında 12 Eylül öncesi siyasetçilerine edilmedik hakaret kalmıyordu. Bu çirkin saldırılar yapılırken de, Cunta yayınladığı bir bildirdi ile de siyasetçilere konuşma yasağı getirmişti.
Bu memlekette aydın geçinenler Cunta’ya fikri destek sağladıkları gibi bireyi ikinci plana iten bir anayasa hazırlığında da yardımcı oluyorlardı.
Bu anayasa hazırlama işinde o kadar ileri gittiler ki, Cunta bile onların yaptıklarının bir kısmını düzeltmek zorunda kaldı.
Şimdi Tayyip Erdoğan’a saygı duruşu gösteren işadamlarının ağ babaları da Kenan Paşaya saygıda kusur etmiyorlardı. Bunun karşılığında ne işçi hakkı, ne sendikal hak kalmıştı. O gün çok mutluydular.
Ama tahmin ediyorum ki; bugün o iş adamları arkalarında güçlü dürüst sendikaların olmamasından çok rahatsızlardır. Zira; iktidara karşı direnirken arkalarında onları savunacak sendikalar yok bugün.
Cunta mensuplarına saygı sunan, onların önünde sanatlarını icra etmekten onurlandığını söyleyen,  sanatçı olduğunu iddia eden zavallılardan geçilmiyordu.
Şimdi tam otuz iki yıl sonra Kenan Evren Cuntası ile mi hesaplaşılıyor.
O zaman o günün yalaklarının da teşhir edilmesi, onlarında kamu vicdanın da mahkum edilmeleri  gerekiyor.
Savunma hakkı insanlık tarihi kadar eski ve kutsal bir haktır. Sende sana destek veren ortaklarını açıklayarak, o darbeyi nasıl yaptığını, kimlerin seni buna teşvik ettiğini, sana ve Cunta’na  sonradan nasıl destek verdiklerini  bir bir açıkla Paşam.
Yazdığın kitap yetmez, sergi aç bu kupürleri, köşe yazılarını, sana yazılan mektupları sergile teşhir et Paşam.
Açıkla ki; bugün Tayyip Erdoğan’a aynı yalaklığı yapanlar, bunun otuz kırk sene sonra bir gün, bugün yaptıklarının açıklanıp rezil olabileceklerini  anlasınlar. Anlasınlar ki, ileride aynaya bakmaktan utanacak hale gelmeden kendilerine çeki düzen versinler.
 Paşam, ben o dönem de genç bir Avukat olarak rahmetli Ecevit’in avukatlığını yapıyordum, ama bende Allah korkusu var, senin Mahkemelerin her şeye rağmen bugünkü özel yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinden daha tarafsız ve bağımsızdılar.
Ama sayenizde hukukta orada az çiğnenmedi. “Asmayalım da besleyelim mi” vecizen de unutulacak gibi değildir Paşam
Bütün buna rağmen sana çok hakaret ettik gıyabında, bana senden özür dileme şansı yarat, açıkla bu yalakların ismini Paşam açıkla, teşhir et bu zavallıları, bende senden gene gıyabında özür dileyeyim.
Allah uzun ömür versin ama yaş iyice kemale erdi, ilk defa bir iyilik yap bu ülkeye, yap ki, günümüz yalakları, sürüngenleri  kendilerine çeki düzen versinler.
Ben  de Cahit Sıtkı’nın “ABBAS” şiirinde söylediği gibi, “Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan”
Haydi Paşam, vakit tamam; yap bu ülkeye son bir iyilik.
   
DÜZELTME: 5 Nisan 2012 tarihli yazımda Sayın Cemil Çiçek’in
                        Anavatan Partisi Kurucusu olduğunu yazmıştım. Kendisi
                        Cunta tarafından “veto” edilmiş. Düzeltir özür dilerim