11 Nisan 2012 Çarşamba

BU BİR AYMAZLIK MI? YOKSA İHANET Mİ?


CHP Milletvekili Radikal Gazetesi’nde yazdığı bir yazıda, AKP’yi eleştirirken partiyi ne hale getirdiklerini ortaya koymuştur.
Bu hanımefendi, Başbakan’ı eleştirirken, CHP li Milletvekillerinin, Milli Eğitim Komisyonunda 4+4+4 olarak bilinen yasanın gerek komisyon ve gerekse  Meclis çalışmaları sırasında, din, laiklik, imam hatip liseleri, Kur’an kursları gibi konulara değinmediklerini; hatta bu değişiklik imam hatip liselerinin orta kısımlarının yeniden açılması için yapılıyorsa buna hep beraber çözüm bulabileceklerini söylediklerini yazmıştır.
Bu CHP’nin temel değerleriyle örtüşmeyen, Atatürk ve onun devrimlerinin temel taşını inkar ederek DİN ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK ANLAMINA GELMEKTEDİR.
Din üzerinden siyaset yaparak bir şeyler elde edileceği düşünülüyorsa bu çok yanlış bir anlayıştır.
Bu anlayış ülkeyi  artık laikliğin belirleyici olmadığı bir rejime götürür.
Bu hanımefendinin anlaması gereken bir husus vardır ki o da, Türk halkının din sömürürsü ile bir tercihte bulunmayacağıdır.
Zira kurtuluş savaşı sıralarında da o idealist insanlar, o tarihte hem de dinin en büyüğü halife tarafından dinsizlikle damgalanmışlardır. Anadolu insanı o günde bugünkü kadar dindardı. Üstelik gerilik ve cehalet çok daha vahim haldeydi. Ona rağmen Anadolu insanı bunlara kanmamış, sadece doğruyu yanlışı değil,  o büyük önsezisi ile gerçek dindar ile sahtesini çok iyi ayırmıştır.
Eğer bugünkü CHP yönetimi, laiklik ilkesinden taviz vererek iktidara geleceğini zannediyorsa bunda da büyük yanılgı içindedirler.
Hem Laiklik Anayasanın değiştirilemez bir parçası olması kuralını koruyacaksın ve hem de laikliğin içini boşaltacak bir yasa değişikliğine bu noktadan ses çıkartmayarak, halkın gözünü boyayarak bu anayasa ihlaline göz yumacaksın.
CHP de hanımefendi ve onun gibi düşünenlere sesleniyorum; AÇIK VE DÜRÜRST OLUN VE  BİZİM İÇİN LAİKLİK SADECE DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE SINIRLIDIR,  deyin.
Ama unutulmaması gereken, Türkiye’yi bugün geldiğimiz noktaya   Atatürk’ün laik cumhuriyet anlayışı getirmiştir. Bunu ortadan kaldırdığınız zaman dinin, eğitimi, hukuk ve devlet düzenini, siyaseti belirlemesine izin verdiğimiz zaman bunun nelere yol açacağını görmek için yaşamaya gerek yok çevrenize, Iran’a, Irak’a, Lübnan’a bakarsınız.
Bu ülkede ilk defa bir parti yüzde 45-46 oy almıyor. Süleyman Demirel’de yüzde 55 oranında oy aldı, Bülent Ecevit yüzde 42 oranında oy aldı, ama bunların hiçbirisi devletin temel değerleri olan laiklikle oynamadılar.
Hanımefendi size ve CHP içindeki Atatürk’e küfür edemedikleri için İsmet İnönü’yü hedef alanlara ve bunlara göz yumanlara
 bir şeyi anımsatmak istiyorum.
Demokrat Partiyi kuran rahmetli Celal Bayar’dan İsmet Paşa bir tek şey istemiştir. O da “Celal bey senden bir tek şey istiyorum.Benim gelecekteki hayatıma yönelik güvence vermeni değil, kişisel teminat talep etmek değil, senden bir tek şey istiyorum, AMAN,ANAYASAMIZIN LAİKLİK İLKESİNE SAKIN DOKUNMAYIN” dedi.
Hanım efendi Rahmetli Bayar bu talebe,  sizi hiç ilgilendirmeyecek, belki de adını duyduğunuz zaman tüyleriniz diken diken olacak,  gücünüz yetse tarih sayfalarından bile adını sileceğiniz Atatürk’e atıf yaparak, “Elbette, hiç  tereddüde  gerek yok, hepimiz Mustafa Kemal’le birlikte bu anlayış içindeyiz. Biz onun yanında yetiştik, elbette öyle olacaktır.” demiştir.
Hanımefendi bu düşünceler sizi hiç etkilemeyecektir, onu biliyorum. Ama bazı şeyleri bu büyük önsezi sahibi Anadolu halkından saklayarak, onu aldatarak iktidara geleceğinizi zannediyorsanız, o halka büyük saygısızlık ediyorsunuz, yanılıyorsunuz.
Bunu bilgisizlikten, toplumu tanımamaktan  yapıyorsanız büyük bir aymazlık içindesiniz, ama mesleğiniz gereği bilmediğinizi düşünmek mümkün olmadığına göre,  bilerek yapıyorsunuz demektir o zaman da  büyük bir ihanet içindesiniz.