11 Aralık 2015 Cuma

TAM ZAMANI ŞİMDİ


Hatırlayacaksınız CHP Genel Başkanı, yolsuzluklarla mücadele etme, şeffaflık, hesap verilebilirlik, dürüstlük, konularına uyacağına dair “taahhütname” vermişti.
İşte şimdi bunu test etmenin tam zamanı.
Beşiktaş ve Ataşehir Belediyeleri’nde yolsuzluk iddiaları gündeme geldiği zaman, CHP yönetimi, biri eski savcı, biri eski bir hesap uzmanı ve diğeri de eski bir belediye başkanı olan üç kişilik bir komisyon kurarak, bu iddiaların araştırılacağını ilan etmiştir.
Melih Aşık’ın Perşembe günü köşesinde belirttiğine göre, bu komisyon, Beşiktaş Belediye Başkanının kesin ihracını tavsiye eden  raporunu tamamlamış ve 1.5 ay önce Genel Merkeze verildiğinin  “söylendiğini” yazmış.
Parti Yönetiminin şimdi yapması gereken, ilk önce bu raporun komisyon tarafından hazırlanıp, kendilerine sunulup, sunulmadığını açıklamasıdır.
Eğer bu rapor henüz kendilerine sunulmamış ise, niye ve kimin tarafından geciktirildiğini ya da hasıraltı edildiğini, niçin ya da ne karşılığında bunun yapıldığını ortaya çıkartıp gereğini yapmaları ve bunu da kamuoyu ile paylaşmaları gerekir.
Çünkü bu raporu hazırlamakla görevli olanlardan birisi hakkında, sosyal medya da  çok ağır bir suçlama yer aldı, bu nedenle, bu rapor  teslim edildi ise açıklanmalı ve bu insan töhmet altında kalmaktan kurtarılmalıdır.
Yok, hakikaten bu raporu geciktirmişse, hasıraltı etmişse onun içinde gereğinin yapılması gerekir.
Eğer gerçekten böyle bir rapor CHP Genel Merkezi’ne ulaşmışta gereğini yapılmamışsa/yapılamıyorsa, gereğinin yapılamamasının sebebi nedir, bunu kim ya da kimler, niçin, ne karşılığında yapmamaktadırlar.
Bu rapor, yaygın olarak söylenen yolsuzlukları, hukuksuzlukları tespit etmiş de parti yetkililer gereğini yapmıyor ise, bundan sonra artık hiç kimse “çalıp, çırpmakla” “kul hakkı yemekle” suçlanamaz.
Kendi evini temizlemeyen/temizleyemeyen bir kişi başkalarının pisliğinden nasıl söz edebilir?
Ayrıca bu gereğini yapmamak,üstünü örtmek, toplumda, parti tabanında, korkulan bir şeyin var olduğu kanısını uyandırır.
Bu raporun gereğinin yapılmamasının, “dürüstlük, şeffaflık, hesap verilebilirlilikle” izah edilmesi mümkün değildir.
Şimdi sakın ortaya çıkıp da, ya da trolleriniz vasıtasıyla, “Bunlar bir şey mi, öbürlerinin yolsuzluğunun yanında” “Partiye zarar veriyorsunuz” demeyin.
Yolsuzluğun, hırsızlığın, çalıp çırpmanın büyüğü küçüğü olmaz. Böyle bir şey varsa sen gereğini yap, ondan sonra da diğer tarafa dilediğini söyle ama, önce sen gereğini yap.
Bu eleştiriler partiyi yıpratmak için değil, tam aksine, eskisi gibi pırıl pırıl kalabilmesi adına, partiyi sakınmak için yapılıyor.
Adamın hiçbir şeyden korkmadığı çekinmediği belli, İlçe seçimlerinde istediği kişileri seçmediler diye, partiye her şeyini vermiş, harcamış, parti emekçilerinin işyerlerini yıkmaya teşebbüs etme  cesaretini gösterebiliyor.
Gazeteler bunu çarşaf çarşaf bu gerekçelerle yazıyor. Allahtan da bu parti de gerçek CHP’liler var da yıkımı durdurmak için etten duvar örüyorlar.
Yolsuzluk var da üstüne gidilmiyorsa, en büyük kötülük alanlarda bu parti için hiçbir şey beklemeden koşturan, alın teri döken parti emekçilerine yapılıyor.
Zira, bu sorularla ithamlarla her gün yüz yüze kalan onlar. Onların parti çalışması yaparken muhatap oldukları, AKP ve Tayyip Erdoğan için bir siyasi tehlike arz edilmediği için o makamda kalması istenen, CHP üst yönetimini korumaya almış gazetecilerden, çok daha acımasızdırlar.
Dürüstlük, şeffaflık, hesap verilebilirlilik “taahhütname” vermekle olmaz, eylemle olur, eylemle. Elinize bir fırsat geçti, toplumda yaratılan algı gibi, dürüst, şeffaf, yolsuzlukla mücadele etme iradesine sahip misiniz değil misiniz?
Yoksa o “dürüstlük”,  sadece yaratılan bir algımıydı?
Tam da Beşiktaş seyircisinin o maçlarda haykırdığı gibi, test etmenin, işte şimdi tam zamanı.