25 Aralık 2015 Cuma

FİLMİ GERİYE SARINCA


Bu omurgalı bir siyaset adamının, Kemal Anadol’un kendi yaşamından kesitlerle beraber 1980 Askeri darbesine kadar CHP içinde yaşananları, olayların yaşandığı andaki düşünceleri ile kaleme alınmış bir eser.
Tarih yazarları, bir dönemi incelerken, tarihe tanıklık eden gazetecilerin yazdıkları ile, anıları okuyarak, inceleyerek gerçeği bulmaya çalışırlar.
Anı yazanlar, genelde olayların yaşandığı tarihteki görüşlerinden ziyade olayları bugünün söylem ve düşünceleriyle yorumlarlar, ama Kemal Anadol, yukarıda da belirttiğim gibi, olaylar hakkında o gün ne düşünmüşse aynen onu yazmış.
Bu kitap bir dönemin fırtınalı siyasi yaşamına ışık tutacak bir eser.
Çağın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı, Atatürk’ün en büyük iki eserimden biri dediği  Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2. Genel Başkanı İsmet İnönü’nün, Genel Başkanlıktan düşürülmesi ve Karaoğlan dönemini 1980 12 Eylülüne kadar anlatan bir anı kitabı.
Kemal Anadol’un gençlik kolları üyeliğinden başlayıp adım adım, İlçe Başkanlığından milletvekilliğine uzayıp giden süreçte yaşadıkları.
Bilenler için değil ama birçok insan için okuduğu zaman şaşıracağı, belki de kişiler hakkındaki değer yargılarını gözden geçirmesine neden olacak bir kitap.
12 Mart muhtırası ve sonrası Cumhuriyet Halk partisinde yaşananlar. Muhtıraya destek veren solcular.
Milli şef İsmet İnönü’nün, 35 yıl genel başkanlığını yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığından ve partisinden kopuşu.
 Cumhuriyet Halk Partisi’nde güçlü genel sekreterliğin ilk defa rahmetli Ecevit’in genel başkanlığı döneminde örselendiğini ya da örselenmeye çalışıldığını hayretle okuyacağınız bir kitap.
Hani nerdeyse parti içi demokrasi “Ben ne kadar veriyorsam o kadar demokrasi” anlayışı karşısında  genel başkan ne der korkusuna kapılmadan muhalefet eden sol kanat.
Kıbrıs Barış harekatı devam ederken, 12 Mart muhtırasından sonra, bir sıkıyönetim komutanı istiyor diye 28 gün sorgusuz sualsiz ve her gün radyoda ve televizyonda suçlanan Kemal Anadol’un bir Kurmay Albayla yaptığı ibret alınacak konuşma.
Sadece Cumhuriyet Halk Partili olmanın önemli olduğu, etnik kökenciliğin, mezhepçiliğin hiç olmadığı, sadece ideolojinin tartışıldığı bir Cumhuriyet Halk Partisini, bulacaksınız bu kitapta.
Kamil Kırıkoğlu gibi omurgalı bir siyaset adamını bulacaksınız. Hiç kimsenin adamı olmadan siyasette belli yerlere gelebilmenin örneği olan Şeref Bakşıkı göreceksiniz.
Ecevit’in parti tüzüğüne koydurmak istediği “Sosyal demokrat”  nitelemesine  karşı çıkan Sol Kanadın önerisi olan “ Demokratik Sol” söylemini sonradan nasıl sahiplendiğini göreceksiniz.
Genel başkanların tüzük değiştirme isteklerinin ve bunları oldu bittiye getirme arzularının yeni olmadığını okuyacaksınız.
Demokrat olduğuna inandığımız Ecevit’in, ön seçimlere nasıl müdahale etmeye çalıştığını, ibretle ve hayretle okuyacaksınız.
O bile yaptıktan sonra şimdikiler haydi haydi yapar diyeceksiniz.
Aynen bugün, Cumhurbaşkanlığı seçiminde  olduğu gibi, MHP’nin Meclis Başkanlığı için el altından kendisine önerdiği bir adayı, Ecevit kendi adayıymış gibi gösterdikten sonra, aslında O adayın MHP’nin önerisi olduğunun  ortaya çıktığını göreceksiniz.
12 Eylül darbesinin en önemli gerekçesi olan nafile turlarla geçirilen Cumhurbaşkanlığı seçimindeki, lider kadrolarının basiretsizliğini bulacaksınız.
Ogün, bir CHP-MHP Koalisyonu kurulabilseydi, Cumhurbaşkanı seçilebilseydi, bugün Türkiye’de bambaşka şeylerimi konuşuyor olacaktı?
Aslında bu kitap keşke 7 Haziran seçimlerinden önce yayınlansaydı da, Kılıçdaroğlu da okusaydı, acaba 36 gün nafile “Koalisyon Görüşmeleri” ile kandırılamaz mıydı? 
Bu kitap siyasetçiye, yaşanmış olaylara takılıp kalmamayı, ama ondan ders çıkartmayı öğreten bir kitap.
Tabii öğrenmeye niyetiniz varsa ve dış güçlerin görevlisi değilseniz.
Eline, yüreğine, beynine  sağlık Kemal Anadol.
Unutmayın bu da Kemal ama, bu adam gibi adam  Anadol Kemal.