8 Mart 2015 Pazar

ORTA DOĞU’DA YALNIZ KALAN TÜRKİYE


Cumhuriyetin kurulduğu günden, AKP iktidara gelinceye kadar Türkiye, komşularının ve özelliklede Orta Doğu ülkelerinin aralarındaki çekişmelerde tarafsız kalmayı ve özellikle de Arapların iç çatışmalarına hiç müdahale etmemeyi ve dinci/mezhepçi dış politika uygulamamayı milli politika haline getirmişti.
Bu temel dış politika uygulamasını hayata geçirenler, Arap Milliyetçiliği duygularının çok güçlü olduğunu biliyorlardı. Nitekim dinci mezhepçi bakış açısının Arap Milliyetçiliği karşısında ikinci planda kaldığı yakın tarih diliminde de yaşanarak görülmüştür.
İran Irak harbinde Irak’lı Şii Araplar, Şii ama Arap olmayan İran’a karşı savaşmışlardı.
Tek tek ülkeler temelinde incelediğimiz zaman, AKP’nin dış politika uygulamalarının Türkiye’yi nasıl yalnızlığa mahkum ettiğini göreceğiz.
Libya: Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında yanında duran, ona destek veren tek Arap ülkesi.
Libya’da şu anda iki hükümet var. Birisi uluslararası camianın tanıdığı, Tobruk’da bulunan hükümet. Diğeri ise 2014’ün Temmuzunda Tripoliyi ele geçiren, Müslüman Kardeşlerin desteklediği, dolayısıyla da AKP’nin desteklediği, ama uluslararası camianın tanımadığı, meşruiyeti olmayan şeriatçı hükümet.
İki hafta kadar önce Tobruk Hükümeti’nin Başbakanı Abdullah El Thini yaptığı açıklamada “Libyalının Libyalıyı öldürmesi için Türkiye’nin Tripoli’deki gruplara silah yardımı yapıyor” dedi ve Türkiye ile bütün ilişkilerini keseceğini, Türk şirketlerine artık iş vermeyeceklerini söyledi ki, Libya Türk müteahhitlik şirketlerinin uluslararası piyasaya ilk çıktıkları ve deneyim kazandığı ülkedir.
İsrail: Bir İsrail gazetesinin iddiasına göre, İstanbul yakınlarındaki bir bölgede ve Türk resmi makamlarının gözleri önünde, İsrail’de eylem yapacak, terör örgütü Hamas militanlarının eğitildiğini yazdı.
Mısır: Katar’ın bile kovduğu Müslüman Kardeşler  örgütünün lider kadrolarının İstanbul’da olduğu bilinirken, bu  yetmezmiş gibi birde örgütün Mısır’ın meşru hükümetini devirmek için İstanbul’dan radyo/tv yayını yaptığı söyleniyor..
Suriye/Irak: AKP, laik Esadı devirmek ve Şii ağırlık Irak Merkezi hükümetini zor durumda bırakmak hırs ve azmi ile dinci/cihatçı bütün terör gruplarına, lojistik destek sağlamak için silah ve militan geçişine izin vermek dahil, yaptığı tüm yardımların da İŞİD’in eline geçtiği ve İŞİD’in bu sayede var olduğunu artık batıda herkes söylüyor. İŞİD’e verilen destek (militan geçişleri ve ticaret) azalmış olmakla beraber devam ediyor.
İran: Türkiye’nin Esad’ı devirmek ısrarı nedeniyle, terör gruplarına  destek vererek Suriye iç savaşını uzattığı ve en son Süleyman Şah operasyonunun da Suriye’nin toprak bütünlüğüne saldırı olduğunu söyleyerek eleştiriyor.
Suudi Arabistan: AKP’nin tüm bölgede Suudilerin can düşmanı Müslüman Kardeşlere verdiği destek ve bu desteğin kesilmesinin mümkün olmadığı algısı değiştirilemediği gibi, ölen Kralı’nın cenazesine gidip Türkiye’de şehitlerden esirgenen, burcu burcu yağcılık kokan yas ilan edilmesine rağmen, Müslüman kardeşler verilen destek nedeniyle ilişkiler de yumuşama olasılığı zayıf görünüyor.
Tunus: AKP’nin destek verdiği Müslüman kardeşlerin partisi El Nahda geçen yıl yapılan, BARAJSIZ VE MİLLİ BAKİYELİ  seçimleri kaybetti. Yeni hükümeti, seçimin galibi Nida partisi  kurdu, Nahda da küçük ortak olarak koalisyon hükümetinde yer aldı.
Sonuç olarak AKP’nin uyguladığı, geleneksel Türk dış politikasına aykırı mezhepçi  politikalar, bölgedeki bütün etkili devletlerle Türkiye’yi hasım haline getirdi. AKP bu politikadan vaz geçeceği yerde, sığ bir aklı evvelin, “değerli yalnızlık”   zırvasını, sanki kendi bilinçli  tercihi imiş gibi halka yutturmaya çalışıyor.
Bu izlenen yanlış dinci/mezhepçi dış politika, Türkiye’nin bölge ülkeleri tarafından dışlanmasına neden olduğu gibi, aynı zamanda “terörü destekleyen devlet” konumuna da düşürüyor.
Gelinen noktada AKP iktidarı, ülkeye daha fazla zarar vermeden, Orta Doğu politikasını gözden geçirip, geleneksel, Arap ülkelerinin aralarındaki çekişmelerde tarafsız kalma ve özellikle de  iç çatışmalarına hiç müdahale etmeme milli politikasına dönmek zorundadır.