22 Mart 2015 Pazar

KEMAL ANADOL


Sayın Kemal Anadol Türk siyasi hayatının renkli ve de kişilikli bir figürüdür.
Karadeniz Ereğlisi’nde daha CHP İlçe Başkanı iken, 12 Mart muhtırası döneminde, İstanbul ve civarı Sıkı Yönetim ve 1.Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün’ün emriyle, otuz kadar işçi ve sendikacıyla beraber, Ereğli Demir Çelik Fabrikası Yüksek Fırını “Ayşe”ye sabotaj yapmaktan göz altına alınmış, yirmi sekiz gün sonra CHP Genel Başkanı İsmet Paşa’nın müdahalesiyle serbest bırakılmış, sonradan da suçsuzluğu anlaşılmış bir kişidir.
12 Eylül Askeri rejimi zamanında ise meşhur “Barış Derneği” davasından bir yıl tutuklu kalmış ve beraat etmiştir.
Beş dönem Milletvekilliği sırasında üç defa ön seçime girmiş, bunun iki defasında Zonguldak’da Ecevitle ve Ecevit’e rağmen, bir defa da İzmir’de Erdal İnönü’yle  ve Erdal İnönü’ye rağmen ön seçimden seçilip Milletvekili olmuştur.
CHP tarihinin en uzun süre, kesintisiz sekiz sene,  grup başkan vekilliğini yapmış bir siyasetçidir.
Kemal Anadol’un, bazı devşirmeler gibi birilerinin  kucağında siyasete girmediği anlaşılsın diye bunları yazdım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürpriz bir şekilde, İzmir’den ön seçime gireceğini açıklaması üzerine, Kemal Anadol da, “Egede son söz” isimli internet sitesine verdiği demeçte “Genel Başkanın ön seçime katılmasını çok olumlu karşıladığını” ve fakat o seçim bölgesinde parti seçmeni olduğu için Kılıçdaroğlu’na niçin oy vermeyeceğini, Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden  örnekler vererek açıklamıştır.
Sen misin bu açıklamayı yapan, sosyal medyada o kadar çirkin ve haksız , eleştirilere muhatap oldu ki, bilmeyen birisi  Kemal Anadol siyasette Kemal Kılıçdaroğlu ile var oldu da, şimdi Kemal bey onu aday göstermeyince kızdığı için bu açıklamayı yapıyor zanneder.
Kemal Anadol parti sırrını mı açıkladı, ya da kimsenin bilmediği parti içinde konuşulmuş bir konuyu mu kamuoyu ile paylaştı?
Tam aksine, basına yansımış, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerine gerine, övünerek  söylediği şeyleri sıralamış.
Bunları söyleyene, herhalde korkudan, söyleyecek sözleri olmayanlar, bunu eleştireni eleştiriyorlar. Hakikaten fıkra gibi
Kılıçdaroğlu bunları söylerken  Cumhuriyet Halk Partisine zarar vermiyordu  da, bunları gerekçe göstererek niçin Kılıçdaroğlu’na  değil de başka CHP’li milletvekili aday adaylarına oy vereceğini söyleyen Kemal Anadol mu  partiye zarar veriyor?
Kemal Anadolu eleştirenler, her halde toplumu ve özellikle de Cumhuriyet sevdalısı İzmirlileri balık hafızalı zannediyorlar.
Eleştirilerin düzeyine baktığınız zaman, bu eleştirileri yapanlar hakikaten CHP üyesi mi, üye iseler nasıl olmuşlar diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Kemal Anadol, açıklamasında madem Cumhuriyete meydan okurcasına “Ben Dersimli Kemalim” dedin o zaman Tunceli’den aday olsaydın diyor.
Bunda yanlış olan ne var.
Kılıçdaroğlu’nun  üç defa İstanbul’dan kontenjan adayı olduğu hiç ağza alınmıyor, bir anlamda görmezden geliniyor ya da saklanıyor.
Niye üç dönem seçim bölgesi olan İstanbul’dan ön seçime katılmıyor da İzmir’den katılıyor.
Bunun mantıklı bir izahı olması gerekiyor.
Ama sakın Kocaoğlu’nun davetinin arkasına sığınmasın.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun en büyük özelliği her siyasi başarısızlığını başkalarına fatura etmesidir.
Şimdi bir anda kendisini İzmir’de ön seçime atarak, MYK’da kontenjan bekleyen arkadaşlarını da feda etmiş oldu. Kendisi sureti haktan demokrat, ön seçimden yana; diğerleri parti tabanından kaçanlar.
2002 de 2007 de  kontenjandan gelmeyi kabul etti, niye en güçlü olduğu  2011 de ön seçime girmedi de kendi kendini kontenjandan İstanbul 2. Bölgeden 1. Sıraya yazdı.
O zaman parti içi demokrasiye ihtiyaç duyulmuyor muydu?
CHP tarihinde genel başkanlar ilk defa ön seçime girmiyor, İsmet Paşa dahil, Ecevit, Erdal  İnönü, Deniz Baykal hepsi ön seçime girmişlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ön seçime girmesi öyle bazılarının yazdığı gibi devrim falan değildir.
Devrimci olabilmek,  Atatürkçü ve ortanın solunda olmayı, ulusal çıkarları savunmayı, bölünmeye destek vermemeyi gerektirir, gerisi lafı güzaf.