Cumhurbaşkanını ilk defa halk seçecek.Bu
seçim “Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu” hükümlerine uygun olarak yapılacaktır..
Bu yasanın “Adayların Görevden
Ayrılması ve Göreve Dönmesi” başlıklı 11.maddesi “MADDE 11 – (1) Cumhurbaşkanı
adayı gösterilen hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları,
yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki
görevlileri ile yaptıkları hizmet
bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye
başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim
kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri,
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile
üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya
ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin
kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır.Bu durum Yüksek
Seçim Kurulunca aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal
bildirilir.
(2) Yüksek mahkeme üyeleri, hâkimler,
savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile subay ve astsubaylar hariç olmak üzere,
Cumhurbaşkanı adayı gösterilen Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri,
adaylığı veya seçimi kaybetmeleri hâlinde, Yüksek Seçim Kurulunca
Cumhurbaşkanının seçildiğinin ilân edilmesini takip eden bir ay içinde müracaat
etmeleri kaydıyla eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerindeki
başka bir göreve dönebilirler.” Hükmünü getirmiştir.
Burada tartışılacak konu, Başbakan Tayyip
Erdoğan veya herhangi bir bakanın aday olduğu takdirde görevlerinden ayrılmak
zorunda olup olmadıkları hususudur.
O zaman tartışılması gereken, Başbakan ve
bakanların hukuki statüsünün ne olduğudur.
3046 sayılı “Bakanlıkların Kuruluşu ve
Görev ve Esasları Hakkında” yasanın 21.
Maddesine göre Bakanlar bakanlık kuruluşunun en üst amiri olarak en azından anayasanın
129. Maddesinde belirtilen “diğer kamu
görevlisi” tarifi kapsamına girmektedir.
Bakan eğer kamu görevlisi ise Başbakan da
evleviyetle kamu görevlisidir.Zira; Başbakan da bir bakandır.
Yargıtay Hukuk Genel kurulu, 2009 yılı
sonlarında verdiği bir karar da Başbakanı ve bir Bakanı hakkında, verilen yargı
kararlarını yerine getirmemekten şahsen sorumlu olduklarına dair karar verirken
“…bu nedenle yargı kararlarının uygulanmamasından doğan zararlardan İdari Yargılama Usul
Kanunun 28. Maddesi uyarınca şahsen sorumlu olduklarına karar vermiştir.
İdari Yargılama Usul Kanunun 28.
Maddesinin 4. Fıkrasının son cümlesinde de “…kararı
yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir” dendiğinden,
başbakan da kamu görevlisidir.
.
Zimmet, irtikap, rüşvet alma, görevi
kötüye kullanma, göreve ilişkin sırrın açıklanması, kamu görevlisinin ticareti
gibi suçların işlenmesi durumunda, bakanlar
Türk Ceza Kanunun uygulanması bakımından memur sayılmaktadırlar.
Durum böyle olduğuna göre, Başbakan Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunun “Adayların görevden
ayrılması ve göreve dönmesi” ni düzenleyen 11. Maddesine göre, görevden
ayrılması gerektiği yasa hükmü olan kamu görevlilerinden, ismen belirtilmemiş “diğer kamu görevlileri” kapsamına
girmektedir.
Başbakan’ın kendisin istifasına bile gerek
yoktur, Cumhurbaşkanlığı aday listesinin kesinleştiği tarih itibariyle yasa
gereği GÖREVİNDEN AYRILMIŞ SAYILIR.
Başbakanın görevinden ayrılması onun
istifasına bağlı değildir, aday listesi kesinleştiği anda zaten görevinden
ayrılmış sayılacaktır.
Etik olan, eğer başbakan aday olursa,
listenin kesinleşmesini beklemeden istifa etmesi durumudur.
Başbakan, Cumhurbaşkanlığına aday olursa,aday
listelerinin kesinleştiği gün yasal olarak görevinden ayrılmış sayılacağından,
yani seçime zaten Başbakan olarak
katılamayacağından, listelerin
kesinleşmesini beklemeden ETİK olarak istifa etmelidir.