Salı günü yapılan CHP Grup
toplantısında, Kemal Kılıçdaroğlu, sözünü kesen, kendisine laf atan bir
partiliye “ parti kültürünü benimsemeyen, Genel Başkan’ın sözünü kesen hemen
burayı terk etsin” diye tepki göstermiş.
Parti kültürü, tüm siyasi partiler
için önemlidir ama özellikle CHP gibi devletten evvel var olan, devleti kuran,
kökleri Müdafa i Hukuk Cemiyetlerine dayanan CHP de özel önemi vardır.
Parti kültürü öyle üç beş günde
elde edilecek bir birikim değildir. O hamurda yoğrulmak gerekir.
Parti hafızası yok edilmeye,
silinmeye çalışıldığı için, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çok yerinde olan
uyarısından hareketle, parti kültürünü benimseyenlerin, o hamurda yoğrularak
gelenlerin içtenlikle uydukları bazı
hususları hatırlatmakta fayda gördüm.
CHP kültüründe, sol damarı güçlü
bir kitle partisi olduğu için zaman zaman kendi sağından da solundan da insanlar
partiye kazandırılması vardır.
Ama bu yapılırken, bu kazanılan
şahısların, Cumhuriyetin temel değerleri ile sorunları olmamasına dikkat
edilir.
Örneğin Atatürk’e İsmet Paşa’ya
yani CHP’nin köklerine küfretmiş insanlar partiye alınmazlar.
Türk bayrağı ve Atatürk’ü
teferruat gören, bunlara itirazı olanlara da bu partide yer verilmez.
CHP’nin parti kültüründe CHP’nin
tarihine yalan yanlış mahalle dedikodularıyla saldırmak yoktur, buna izin
verilmez.
CHP’ni parti kültüründe dini inançlara saygı vardır. Dini
inançların siyaset malzemesi yapılması yoktur.
CHP’nin parti kültüründe cemaat
ağalarına, tarikatlara methiyeler düzenlere yer yoktur.
CHP’nin parti kültüründe Atatürk’e
İsmet Paşa’ya katil diyenlerin partiye alınması
diye bir şey söz konusu olamaz.
CHP’nin kültüründe ülkenin
bölünmesinden yana olanlara partide yer yoktur.
CHP’nin parti kültüründe
ulusalcılık, Atatürk Milliyetçiliği yadsınamaz, bunu yadsıyanlara partide yer
verilmez.
CHP’nin Parti Kültüründe Parti
Meclisi üyeleri hiç çekinmeden fikirlerini söylerler, orada sokak kabadayılığı
yapmak yoktur.
CHP’nin parti kültüründe, parti yetkili organları bir konuda karar verdikten
sonra, örneğin, ön seçim, eğilim yoklaması dendikten ve insanlar sekiz dokuz ay
önce sokaklara çıkartılıp aday adaylıklarını ilan ettirdikten sonra o bölgelere
yöre halkının hiç tanımadığı insanları atamak yoktur.
CHP’nin güçlü olduğu bölgelerde, o
yöre insanına saygısızlık edercesine, “Odunu koysam seçtiririm” anlayışı
içinde yöre halkının hiç tanımadığı yandaşları atamak yoktur.
CHP’nin parti kültüründe,
bulunduğu yerlerde partinin oylarını yüzde yirmilerden alıp, yüzde atmışlar,
atmış beşlere taşıyan belediye başkanları yerine, sırf yandaş diye, bölücü diye
başkalarının atanması yoktur.
Aslında işini özetini efelerin
efesi Yılmaz Özdil yazmış, ülkücü oluyor, Kürtçü oluyor, badem oluyor, paralel
oluyor, liboş oluyor fırıldak oluyor
CHP’nin parti kültüründe, Belediye
Başkanları’nın Genel Merkez rest çekmesi ve buna boyun eğilmesi yoktur.
CHP’nin parti kültüründe “Eski
kötü alışkanlıklardan” söz edip, o eski ve kötü alışkanlık dediğin şeylerin çok
daha kötüsünü yapmak yoktur.
CHP’nin parti kültüründe, partinin
yetkili organlarında, küfürleşme, yumruklaşma, birbirine su bardağı fırlatmak
yoktur.
CHP’nin parti kültüründe,
bölgecilik, ırkçılık ve mezhepçilik yapmak yoktur, buna hiçbir zaman izin
verilmemiştir.
CHP’nin parti kültüründe eski
Genel Başkanlara saygısızlık etmek yoktur.
Bir Genel Başkan’ın eski Genel
Başkanlara saygısızlık etmesi, duyulmuş görülmüş şey değildir.
CHP parti kültüründe bazı kişiler, halefi olunan genel başkana
düşman diye partiye getirilmez.
Hele eski Genel Başkan orada
otururken onun gözünün içine baka baka “o kötü eski alışkanlıkları sileceğim”
demek saygısızlığı hiç yoktur.
Parti kültürü üç beş günde
kazanılamayacağı için, günümüzdeki sıkıntılar yaşanıyor.