19 Ocak 2014 Pazar

SÖYLEMLERİNDE VE DAVRANIŞLARIND TUTARLI OLACAKSIN.


Bazı insanların davranışlarını hayretle izliyorum. Küçük gündelik siyasi çıkarları uğruna bir o yana bir bu yana savruluyorlar.
Ergenekon, Balyoz, Ay Işığı ve bütün benzer davaların gelişimini gözünüzün önüne getirip; polisin basına yalan yanlış haberler sızdırarak, suçsuz ve günahsız insanları nasıl kamuoyu önünde yıprattıklarını düşünün.
Bu polislerle birlikte aynı kafa yapısı ve dünya görüşüne sahip savcı ve yargıçlarla, yüzlerce insanın hayatının nasıl karartıldığını bir düşünün.
O zaman bu hukuksuzlukları yapanlara karşı tepki verirken, bu polis, savcı ve hâkimleri suçlarken, bu polis savcı ve kamu yöneticisi bugün sırf iktidar içi mücadelede Tayyip Erdoğan’a karşı bir harekete geçtiler diye sahip çıkmak, karar kişiliği olmayan, üç gün sonrasını görmekten aciz insanların davranış tarzıdır.
Tayyip Erdoğan ve şürekasına yapılan ve kişisel kanıma göre de tamamı doğru olan bu operasyonları yapan, polis, savcı, kamu görevlisini sadece bu nedenle dürüst ve kahraman kabul etmek mümkün değildir.
Öncelikle yargıda “kahraman” olmaz.
Yargıda, hukukun üstünlüğüne, uluslar arası hukuka, anayasaya ve yasalara bağlı çalışan savcı ve hâkimler vardır.
Bu insanlar, bugün sırf mensubu oldukları grubun yararı için doğru yapıyorlar diye, evvelce yaptıkları hukuksuzluklar görmezden gelinemez.
Bu gün kahraman ilan edilen bu  insanların, bilerek ve isteyerek yaptıkları hukuk katliamları nedeniyle, yüzlerce günahsız insan zindanlarda çürümektedirler.
Bütün bu yaptıklarını unutup, şimdi aynı polisleri, savcıları, hâkimleri kutsayıp, kahraman ilan edip sahip mi çıkacağız?
Bunların bugün yaptıkları, hukukun üstünlüğüne, anayasa ve yasalara inandıkları, saygı duydukları için değil, kendi aralarındaki iktidar mücadelesini kazanmak içindir.
Dün soruşturmanın gizliliği ihlal ediliyor diye suçlayıp, haklarında işlem yapılsın diye şikâyette bulunulan  bu insanlara, o gün hiçbir şey yapılmadığını söyleyip, bunu eleştiri konusu yaparken,  aynı insanlar bugün AKP İktidarı, daha açıkçası muktedir tarafından aynı işlemleri muktedire karşı yaptılar diye,  görevlerinden alınırken, suçlanırken bunlara sahip çıkmak tam bir tutarsızlıktır.
Tayyip Erdoğan ve yandaşları yolsuzluklara yeni mi bulaştılar?
Özel Yetkili Mahkemelerde bu ülkenin aydınlarına, subaylarına, Türkiye’nin en büyük kulübüne birlik ve beraberlik içinde hukuk dışı kumpas kuranlar, bu gün,  kahraman ilan edilen polisler, savcılar, bürokratlar değil miydi?
Nasıl bu kadar aymaz, nasıl bu kadar küçük hesaplar içinde olunabiliniyor, anlayamıyorum.
Bu ülkenin vatandaşı  olupta, ordusunu itibarsızlaştırmak için elinden geleni yapanlar, bugün kime karşı mücadele ederlerse etsinler, onlarla dost  olunmaz.
Bu ülkeye ılımlı İslamı getirip, Laik Cumhuriyeti yıkmaya çalışanların bir bölümü, bugün diğer bölümü ile kavga ediyor diye, onlarla dost olunmaz.
Ordusunu itibarsızlaştıran, aydınlarını, düşünürlerini, gazetecilerini düzmece belgelerle, hukuka aykırı dinlemelerle, yalancı gizli tanıklarla zindanlarda çürüten bir grupla, kısır yararlar için dost olunmaz.
Laik demokratik cumhuriyete gerçekten inan bir insan, sadece laik demokratik cumhuriyetten yana olan, felsefi olarak yansızlığı ve tarafsızlığı içselleştirmiş  yargıya sahip çıkar.
Dik durmak omurgalı ve tutarlı olmak, uzun vadeli başarının tek sırrıdır.
Dürüst  gazeteciler, Tayyip Erdoğan ve şürekasının, bugün suçladığı,   gerek F tipi ve gerekse Özel yetkili Savcılar hakkında, geçmişte dizdikleri övgüleri halkın gözü önüne seriyorlar.
Tayyip Erdoğan ve şürekasını, haklı olarak yolsuzlukla suçlayıp,yetim hakkından bahis ederken tutarlı olmak adına, yanına şaibeli, yetim hakkı yemiş  hiç kimseyi almayacaksın.
Yani söylemlerinde ve davranışlarında tutarlı olacaksın.