1 Aralık 2013 Pazar

SEÇİM ŞAİBELİ HALE GELİR


Yüksek Seçim Kurulu, geçtiğimiz günlerde, önümüzdeki Yerel Genel seçimlerde şu anda bakan olanların,görevlerinden çekilmeden Belediye başkan adayı gösterilmelerinde bir sakınca olmadığı yolunda bir ilke kararı aldı.
Alınan bu ilke kararı hukuken yanlış olduğu gibi, seçimlerin dürüst ve adil yapılması ilkesine de gölge düşürecektir.
Muhalefetten gelen itirazlara da AKP Genel Başkan Yardımcısı, “cehalet” diyerek cevap verdi.
Bu cevabı verirken de, milletvekilliği genel seçimleriyle, mahalli idareler seçimlerini aynı kefeye koyarak mukayese etti.
Bu konuyu incelerken dikkate alınması gereken husus, yasa koyucunun, Milletvekili seçimi ve Mahalli idareler seçim kanunlarını ayrı ayrı düzenlemiş olmasıdır.
Mahalli İdareler seçim yasasının 17. Maddesinde Milletvekillerinin bu seçimlerde aday olabileceği açıkça belirtilmiştir.
Milletvekili seçim yasasında ise sadece Milletvekilliğine seçilme engelleri sayılmıştır. Milletvekilliği ve Bakanlık işin doğası gereği engel olarak sayılmamıştır.
Mahalli idareler seçimi  yasasında ise milletvekilliğinin mahalli idarelere aday olmaya engel olmadığı anlaşılmaktadır. Ama bakanlık bu kapsamda sayılmamıştır.Eğer kanun koyucu bakanlığı yerel yönetimlere adaylığa engel görmeseydi, bunu da milletvekilliğini belirttiği gibi açıkça belirtirdi.
Bunun nedeni Bakanların kamu görevlisi olmalarıdır.
Zira, bakanlar sadece milletvekilleri arasından değil, TBMM dışından da seçilebilinirler.
Bakanlar sadece Anayasanın “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” başlıklı 68 ve “Milletvekili seçilme yeterliliğini” düzenleyen 76. Maddelerinin uygulanması açısından kamu görevlisi sayılmazlar. Yani bu genel kuralın istisnasını teşkil eder.
Diğer bütün işlerde bakanlar kamu görevlisidirler.
Kamu görevlileri, görevlerinden ayrılmadığı sürece seçimlerde aday olamazlar.
Kamu görevi yapanların aday olmaları halinde görevlerini bırakmalarının nedeni, seçimlerin adil bir ortamda yapılmasını temin ederek, meşruiyetine gölge düşürmemek içindir.
“Bakan”, muayyen bir hizmet alanında icrai kararlar almak yetkisine sahip ve kamu gücünü kullanan, en yüksek kamu görevlisidir.
Sayın Fatma Şahin Gaziantep’ten aday gösterildi. Orada görev yapan kamu görevlilerin tarafsız ve adil davranmaları düşünülebilinir mi?
Fatma Şahin’in Gaziantep’teki astları olan vali ve kaymakamlar, üstleri olarak bakanın verdiği emri yerine getirmek zorundadırlar.
Bu yarışın adil ve eşit şartlarda yapılması ilkesine  gölge düşürmeyecek midir?
Sayın Binali Yıldırım’ın İzmir büyükşehir belediye başkanlığına aday gösterileceği yaygın olarak söylenmektedir.
Eğer ölçü milletvekilliği Genel Seçimi ise Anayasanın 114. Maddesine göre Ulaştırma bakanları istifa eder, bu durum karşısında Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ilke kararı Anayasa aykırı olmayacak mıdır?
İşin doğası gereği Milletvekili seçilmeye engel olmayan bakanlardan, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları’nın istifaları seçim güvenliğini sağlamak ve seçim sonuçları üzerinde bir şaibeye neden olunmaması içindir.
Her şeyi yasaların dar yorumunda ararsanız, demokrasi anlayışımız bir milim ileri gitmeyecektir.
Anayasada hüküm olmamasına rağmen bütçesi red edilen bakanlar kurulunun istifa etmesi demokrasinin gereği olarak kabul edilmekte ve bugüne kadarda böyle uygulana gelmiştir.
Yüksek Seçim Kurulu’nun mantığı ile hareket edilseydi anayasa da böyle bir zorunluluk yok, hükümetin istifasına da gerek  yok denebilirdi.
Bu düşünce tarzı demokratik olabilir mi?
Biran için bakanların istifası için yasal bir zorunluluk olmadığını kabul dahi etsek, onlar istifa erdemini gösterip, bakanlık görevlerinden çekilerek, yerel seçimler üstünde oluşacak şaibeyi en azından bu noktadan engelleyebilirler.
Kamu görevlisi olan bakanların  görevlerinden çekilmeden katılacakları bir yerel yönetim seçimi geniş halk kitleleri indinde de şaibeli hale gelir.