Birebir yaşayarak tanık olduğum bir olayda yapılan bir haksızlık nedeniyle
bugün uzun yazmak içimden gelmiyor.
Ama bir gerçeği Türk halkının bilmesinde
fayda umduğum için yazmak gereğini duydum.
2011 Seçimlerine yaklaşan günlerdeydi.
Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan Silivri’ye duruşmaya izlemeye gittiğim bir gün
benimle görüşmek istediklerini söylediler. Öğlen arasında “Bu adamlar bizi tahliye etmeyecekler, lütfen
Kılıçdaroğlu’na söyle bizi aday göstersinler” dediler.
Konuşmayı Kemal Kılıçdaroğlu’na aynen
böyle anlattım. Bana “Bu şimdilik aramızda kalsın, spekülasyon olur duyulmasın”
dedi.
Bu çok doğru bir düşünceydi, ben ne Mustafa’nın ne de Tuncay’ın benim aracılığımla yaptıkları
öneriden ve ne de Kılıçdaroğlu’nun bana söylediklerinden kimseye söz etmedim.
Bu süreçte her iki dostumun da adaylık
için istemde bulundukları basına sızmıştı.
Aradan bir süre geçtikten sonra tekrar
Kılıçdaroğlu’nu tekrar ziyarete gittim ve bu iki arkadaşımızın durumunun ne
olacağını sordum.
Kendisi bana, Mustafa’nın aday
gösterileceğini ama Tuncay’ın olamayacağını söyledi.
Ben de kendisine, böyle bir davranışın
çok yanlış olacağını, Tuncay’ı kamu
vicdanında mahkum edeceğini söyledim.
Buna genelde yaptığı gibi sessiz kaldı.
Bugün gelinen noktada hemen hemen aynı
suçlamalarla tutuklanıp mahkum olmuş, iki sanıktan birisi milletvekili
seçildiği için tahliye olurken, diğeri ne gerekçeyle olduğunu bilemediğim
şekilde aday gösterilmedi için halen zindanda.
Böyle özel bir görüşmeyi yazmamam
gerektiğini düşünenler olabilir, bunu
CHP
ile hiç ilgisi olmayan insanları, Atatürk düşmanlarını, bölücüleri, CHP’den milletvekili yapan Kılıçdaroğlu’nun, Tuncay’ı sevenlere,
kamuoyuna niçin hangi gerekçeyle Tuncay’ı aday göstermediğini anlatmak zorunda olduğuna
inandığım için yadım.
Nazlıcan’a ulaşıp iznini alamadığım için onun yaşadığına burada
yer veremedim.
Başını yastığa koyduğunda vicdan hesabı yapar
mı, yapmaz mı bilemiyorum?
Ben insan olarak Mustafa Balbay’ın
tahliyesini buruk bir sevinçle
karşıladım.
Sevgili Balbay’a geçmiş olsun diyor,
zindanda bulunan dostlara da sabır diliyorum.
Sevgili Tuncay,
Çok
farklı bir ruh hali yaşıyorum, Mustafa’nın tahliyesine elbette sevindim,
ama senin uğradığın haksızlığı da içime sindiremiyorum
Uğradığın haksızlık bu yaşananlarla
ikiye katlanmış oldu.
Ancak fizik olarak dışarıda olup da, birileri
gibi ruhen tutsak olmaktansa, senin gibi
zindanda da olsa ruhen özgür olmak
evladır.
Senin bir vicdan sorunu yaşadığını
düşünmüyorum, bırak onu başkaları yaşasın.