11 Aralık 2013 Çarşamba

VİCDAN

       
Birebir yaşayarak tanık olduğum  bir olayda yapılan bir haksızlık nedeniyle bugün uzun yazmak içimden gelmiyor.
Ama bir gerçeği Türk halkının bilmesinde fayda umduğum için yazmak gereğini duydum.
2011 Seçimlerine yaklaşan günlerdeydi. Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan Silivri’ye duruşmaya izlemeye gittiğim bir gün benimle görüşmek istediklerini söylediler. Öğlen arasında  “Bu adamlar bizi tahliye etmeyecekler, lütfen Kılıçdaroğlu’na söyle bizi aday göstersinler” dediler.
Konuşmayı Kemal Kılıçdaroğlu’na aynen böyle anlattım. Bana “Bu şimdilik aramızda kalsın, spekülasyon olur duyulmasın” dedi.
Bu çok doğru bir  düşünceydi, ben ne Mustafa’nın  ne de Tuncay’ın benim aracılığımla yaptıkları öneriden ve ne de Kılıçdaroğlu’nun bana söylediklerinden kimseye söz etmedim.
Bu süreçte her iki dostumun da adaylık için istemde bulundukları basına sızmıştı.
Aradan bir süre geçtikten sonra tekrar Kılıçdaroğlu’nu tekrar ziyarete gittim ve bu iki arkadaşımızın durumunun ne olacağını sordum.
Kendisi bana, Mustafa’nın aday gösterileceğini ama Tuncay’ın olamayacağını söyledi.
Ben de kendisine, böyle bir davranışın çok yanlış olacağını,  Tuncay’ı kamu vicdanında mahkum edeceğini söyledim.
Buna genelde yaptığı gibi sessiz kaldı.
Bugün gelinen noktada hemen hemen aynı suçlamalarla tutuklanıp mahkum olmuş, iki sanıktan birisi milletvekili seçildiği için tahliye olurken, diğeri ne gerekçeyle olduğunu bilemediğim şekilde aday gösterilmedi için halen zindanda.
Böyle özel bir görüşmeyi yazmamam gerektiğini düşünenler olabilir, bunu
CHP ile hiç ilgisi olmayan insanları, Atatürk düşmanlarını, bölücüleri,  CHP’den milletvekili yapan  Kılıçdaroğlu’nun, Tuncay’ı sevenlere, kamuoyuna niçin hangi gerekçeyle Tuncay’ı  aday göstermediğini anlatmak zorunda olduğuna inandığım için yadım.
Nazlıcan’a ulaşıp  iznini alamadığım için onun yaşadığına burada yer veremedim.
Başını yastığa koyduğunda vicdan hesabı yapar mı, yapmaz mı bilemiyorum?
Ben insan olarak Mustafa Balbay’ın tahliyesini buruk bir sevinçle  karşıladım.
Sevgili Balbay’a geçmiş olsun diyor, zindanda bulunan dostlara da sabır diliyorum.
Sevgili Tuncay,
Çok  farklı bir ruh hali yaşıyorum, Mustafa’nın tahliyesine elbette sevindim, ama senin uğradığın haksızlığı da içime sindiremiyorum
Uğradığın haksızlık bu yaşananlarla ikiye katlanmış oldu.
Ancak fizik olarak dışarıda olup da, birileri gibi ruhen  tutsak olmaktansa, senin gibi zindanda da olsa ruhen  özgür olmak evladır.
Senin bir vicdan sorunu yaşadığını düşünmüyorum, bırak onu başkaları yaşasın.