CHP son altı yedi aydır CHP’den ihraç
edilmiş Mustafa Sarıgül’le yatıyor, Sarıgül’le kalkıyor.
CHP’den ihraç edilen insanların CHP’ye
nasıl tekrar dönebileceği Parti tüzüğünde düzenlenmiştir.
Bu iki yöntemle olur.
İlki, ihraç edilen kişi kendisini
disipline sevk eden İl Yönetimine “Af talebiyle” baş vurur. İl yönetimi, bu
başvuruya kendi görüşünü de ekleyerek Merkez Yürütme Kuruluna gönderir. O da
Parti Meclisine sevk eder. Parti Meclisi gizli oyla karar verir.
İkincisi, Parti Meclisi disiplin
cezalarını doğrudan kendisi af eder.
Sarıgül, yakının da bulunanlar aracılığı
ile “ dönüyor” ,”başvuruyor” gibi haberler yayarken, kendisi de aynı zamanda çıkıp
“Ben başvurmam onlar beni davet etsin” diyerek reklamını yaparken, parti
içindeki yandaşlarının zavallılığı nedeniyle de tarihi çınar CHP’yi kendi
önünde diz çöker konumuna getiriyor.
Bu reklam işinde onun iki tür yandaşı
var.
Bunlardan bir grup, hayatında CHP’ye hiç
oy vermemiş, bundan sonra da vermeyeceğini açıkça söyleyen yandaş medyadaki
bazı “beslemeler”, diğerleri de kamuoyu araştırma şirketleri.
“Beslemeleri” anlamak mümkün, CHP içinde
çıkacak her türlü çatışma, tartışma, her
konuda dibe vuran AKP’nin işine yarayacağı için bu tavırları normaldir.
Bunların tavırları normaldir de, normal
olmayan bu kadar basit bir gerçeği göremeyen CHP yönetiminin tutumudur.
Yıllarca CHP’ye küfür etmiş, hayatında
bir kere oy vermemiş “Beslemelerin”
Sarıgül hayranlığını anlayamamış olmalarıdır.
Araştırma şirketlerine gelince en kolay
onların tutumu anlaşılabilir.
Son güne gelinceye kadar bunlar ekonomik
ilişkileri nedeniyle “sözde bilimsel olduğu iddia edilen” araştırmalar yayınlarlar.
AKP’ye yakınlığı ile bilinenler, iç ve dış
politikada dibe vurmuş, ekonomi uçuruma
doğru sürüklenirken AKP’nin işine gelecek rakamları havada uçuştururlar.
Elbette CHP adayının da en zayıf halka
olmasını isterler, bu en zayıf halkayı parlatırlar.
Parlatırlar ki; zamanı geldiğinde iktidarın
bir ufak parmak darbesiyle yıkılsın, parça parça olsun.
Ya maazallah CHP doğru bir aday seçerde
İstanbul’u alıverirse, eşe dosta rant yaratma düzeni gümbür gümbür
yıkılacaktır. AKP’nin akıbeti de Anavatan gibi olacaktır.
O zaman bunu engellemeleri gerekir,
onlarda bunu engellemek için kamuoyu
oluşturmaya çalışıyorlar.
Peki diğer araştırma şirketlerinin
tutumunu anlamak mümkün müdür.
İlk bakışta hayır, ama ekonomik
ilişkilerine bakarsan çok açık.
Bir taraftan AKP’nin İstanbul’da CHP’nin
yirmi puan önünde olduğunu ilan edeceksin (ki ben bunun doğru olduğuna inanmıyorum,
yani CHP yüzde otuz bir, AKP yüzde elli bir)
CHP seçmenin yüzde yetmiş beşinin
Sarıgül’ü istediğini, bu nedenle Sarıgül aday gösterilirse, AKP ile aradaki
puan farkının iki puana indiğini söyleyebilmek hakikaten anlaşılabilir gibi
değildir.
Bu doğru ise BDP’nin, MHP’nin İstanbul’da ancak yüzde
ikişer oy potansiyeli olduğunu kabul
etmek gerekir ki, bunun gerçekle bir
ilgisi yoktur.
Bana göre muhteşem yalanlardan biri de
yine Sarıgül ve çevresini yaydığı, “İstanbul’un beyazları Sarıgül’ü istiyorlar”
yalanıdır.
En ufak bir iktidar darbesiyle yıkılacak, tuzla buz olacak bir adaya bu
insanların destek verdiklerini
söylemek, Dünya sıralamasında yer bulan
bu insanların zekasıyla alay etmek olur.
Eğer gerçek hakikaten böyle olsaydı, bunlardan
TESEV’den Kılıçdaroğlu ile ilişkisi olanlardan biri gelir, Sarıgül’ü
istediklerini söyler, bu ricaları(!) da
derhal yerine getirilirdi.
Ama yiğidi öldürüp, hakkını yememek
lazım.
Sarıgül, karşısındakilerin yeteneklerini
anladığı için bunu çok iyi kullanıyor.
Kendini devamlı gündemde tutuyor.
Aslında Sarıgül’ün bu kadar gündemi işgal etmesini sağlayan,
tutarlı bir davranış sergileyemeyen CHP yönetimidir.
Olağanüstü Kurultay’da Sarıgül’e sorulan
sorular hala ortada dururken, bu işi
kestirip atmalar gerekirdi.
Ama maalesef yapamadı.
Acz içindeki bu tutumu ile dev çınar
CHP’yi Sarıgül önünde diz çöker konuma getirdi.
CHP kimsenin önünde diz çökmez (di)