20 Ekim 2013 Pazar

CHP DİZ ÇÖKMEZ (Dİ)


CHP son altı yedi aydır CHP’den ihraç edilmiş Mustafa Sarıgül’le yatıyor, Sarıgül’le kalkıyor.
CHP’den ihraç edilen insanların CHP’ye nasıl tekrar dönebileceği Parti tüzüğünde düzenlenmiştir.
Bu iki yöntemle olur.
İlki, ihraç edilen kişi kendisini disipline sevk eden İl Yönetimine “Af talebiyle” baş vurur. İl yönetimi, bu başvuruya kendi görüşünü de ekleyerek Merkez Yürütme Kuruluna gönderir. O da Parti Meclisine sevk eder. Parti Meclisi gizli oyla karar verir.
İkincisi, Parti Meclisi disiplin cezalarını doğrudan kendisi af  eder.
Sarıgül, yakının da bulunanlar aracılığı ile “ dönüyor” ,”başvuruyor” gibi haberler yayarken, kendisi de aynı zamanda çıkıp “Ben başvurmam onlar beni davet etsin” diyerek reklamını yaparken, parti içindeki yandaşlarının zavallılığı nedeniyle de tarihi çınar CHP’yi kendi önünde diz çöker konumuna getiriyor.
Bu reklam işinde onun iki tür yandaşı var.
Bunlardan bir grup, hayatında CHP’ye hiç oy vermemiş, bundan sonra da vermeyeceğini açıkça söyleyen yandaş medyadaki bazı “beslemeler”, diğerleri de kamuoyu araştırma şirketleri.
“Beslemeleri” anlamak mümkün, CHP içinde çıkacak her türlü çatışma, tartışma,  her konuda dibe vuran AKP’nin işine yarayacağı için bu tavırları normaldir.
Bunların tavırları normaldir de, normal olmayan bu kadar basit bir gerçeği göremeyen CHP yönetiminin tutumudur.
Yıllarca CHP’ye küfür etmiş, hayatında bir kere oy vermemiş  “Beslemelerin” Sarıgül hayranlığını anlayamamış olmalarıdır.
Araştırma şirketlerine gelince en kolay onların tutumu anlaşılabilir.
Son güne gelinceye kadar bunlar ekonomik ilişkileri nedeniyle “sözde bilimsel olduğu iddia edilen”  araştırmalar yayınlarlar.
AKP’ye yakınlığı ile bilinenler, iç ve dış  politikada dibe vurmuş, ekonomi uçuruma doğru sürüklenirken AKP’nin işine gelecek rakamları havada uçuştururlar.
Elbette CHP adayının da en zayıf halka olmasını isterler, bu en zayıf halkayı parlatırlar.
Parlatırlar ki; zamanı geldiğinde iktidarın bir ufak parmak darbesiyle yıkılsın, parça parça olsun.
Ya maazallah CHP doğru bir aday seçerde İstanbul’u alıverirse, eşe dosta rant yaratma düzeni gümbür gümbür yıkılacaktır. AKP’nin akıbeti de Anavatan gibi olacaktır.
O zaman bunu engellemeleri gerekir, onlarda  bunu engellemek için kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. 
Peki diğer araştırma şirketlerinin tutumunu anlamak mümkün müdür.
İlk bakışta hayır, ama ekonomik ilişkilerine bakarsan çok açık.
Bir taraftan AKP’nin İstanbul’da CHP’nin yirmi puan önünde olduğunu ilan edeceksin (ki ben bunun doğru olduğuna inanmıyorum, yani CHP yüzde otuz bir, AKP yüzde elli bir)
CHP seçmenin yüzde yetmiş beşinin Sarıgül’ü istediğini, bu nedenle Sarıgül aday gösterilirse, AKP ile aradaki puan farkının iki puana indiğini söyleyebilmek hakikaten anlaşılabilir gibi değildir.
Bu doğru ise  BDP’nin, MHP’nin İstanbul’da ancak yüzde ikişer oy potansiyeli olduğunu  kabul etmek gerekir  ki, bunun gerçekle bir ilgisi yoktur.
Bana göre muhteşem yalanlardan biri de yine Sarıgül ve çevresini yaydığı, “İstanbul’un beyazları Sarıgül’ü istiyorlar” yalanıdır.
En ufak bir iktidar darbesiyle  yıkılacak, tuzla buz olacak bir adaya bu insanların  destek verdiklerini söylemek,  Dünya sıralamasında yer bulan bu insanların zekasıyla alay etmek olur.
Eğer gerçek hakikaten böyle olsaydı, bunlardan TESEV’den Kılıçdaroğlu ile ilişkisi olanlardan biri gelir, Sarıgül’ü istediklerini söyler, bu ricaları(!) da  derhal yerine getirilirdi.
Ama yiğidi öldürüp, hakkını yememek lazım.
Sarıgül, karşısındakilerin yeteneklerini anladığı için bunu çok iyi kullanıyor.
Kendini devamlı gündemde  tutuyor.
Aslında Sarıgül’ün  bu kadar gündemi işgal etmesini sağlayan, tutarlı bir davranış sergileyemeyen CHP yönetimidir. 
Olağanüstü Kurultay’da Sarıgül’e sorulan sorular hala ortada dururken,  bu işi kestirip atmalar gerekirdi.
Ama maalesef yapamadı.
Acz içindeki bu tutumu ile dev çınar CHP’yi Sarıgül önünde diz çöker konuma getirdi.
CHP kimsenin önünde diz çökmez (di)