13 Ekim 2013 Pazar

AKP İLE ANAYASA YAPMAK ZAVALLILIKTIR



AKP İLE ANAYASA YAPMAK ZAVALLILIKTIR
Türk siyasi hayatının bitmeyen  tartışmalarından biri, 1924 Anayasası hariç, bütün anayasaların askerler tarafından yapıldığı iddiasıyla, değişik gerekçelerle de olsa değişik kesimlerden gerek 1961 Anayasasına ve gerekse de 1982 Anayasasına eleştiriler getirilmiştir.
Ama bu eleştirilerin hiç birisi, devletin kurucu felsefesini ayaklar altına alacak bir şekilde,  yeni baştan tümden bir anayasa yapalım boyutunda olmamıştır.
AKP ve ona yardakçılık yapan bu ülkenin sözde aydınları tarafından, 177 maddelik anayasanın yaklaşık 120 maddesi, halkın oylarıyla seçilmiş TBMM’ce değiştirildiği ısrarla görmezden gelinerek, yeni bir sivil anayasaya yapılması gerektiği  ileri sürülüyor.
AKP’nin istediği gibi tümüyle yeni bir anayasa yapmak demek,  devleti yeniden kurmak, yeniden örgütlemek demektir
Demokratik bir rejim olabilmenin evrensel bir ölçütü olan yargılamanın bağımsızlığı ve yargıcın tarafsızlığı 12 Eylül 2010 Anayasa değişiklikleriyle artık söz konusu değildir.
 AKP’nin varmak istediği hedefin önüne hiçbir hukuki engel çıkartmayacak şekillendirilmiş bir Anayasa Mahkemesi; bağımsızlığı ve yansızlığı kalmamış bir adli ve idari  yargı.
Tayyip Erdoğan’ın şu anda tek hedefi ülkeyi kuruluş felsefesinden uzaklaştırmak,   Cumhurbaşkanı tekrar eskisi gibi TBMM’ye  seçtirmek ve Anayasa’nın 101. Maddesinin son cümlesinde ki,  partisi ile ilişkisi kesilir cümlesini” kaldırtmaktır. 
AKP,  BDP+Bağımsızlar+Devşirmelerle işbirliği yaptığı anda  oluşacak üç yüz yetmişi aşan bir milletvekili grubuyla,istediğini yapabilecek sayısal çoğunluğa sahip olur.
BDP ve bölücüler  bağımsız Kürdistan’ın önünü açan her türlü işbirliğine sıcak bakarlar .Bu nedenle BDP, kendilerine  özerklik verildiği anda her değişikliğe evet diyeceklerdir.
Bunun yanında CHP li bir milletvekili de çıkıp “Özerklik artık tartışılmalıdır” diyorsa ve  parti yönetiminden  hiçbir eleştiri gelmiyorsa, özerkliğin anayasaya girmesi artık çok kolay olacaktır.
Üniter devleti savunması gereken CHP bile özerkliği tartışılabilir kabul ediyorsa, bu sadece AKP’nin ve bölünmeden yana olanların elini güçlendirir.
Ülkenin bütün vatandaşları, hangi etnik kökenden gelirse gelsinler, bu ülkenin asli sahipleridirler. Özerklik Kürtleri “etnik azınlık” haline getirir.  Azınlıklar, korunması gereken topluluk olarak kabul edilirler. Yani bu Kürt kökenli vatandaşlarımız tarafından şiddetle red edilmesi gereken bir statüdür.
Bu ülkeyi seven hiç kimse kendi vatandaşına ikinci sınıf vatandaş olmayı telkin edemez, etmemesi gerekir.
Siyasi parti yöneticileri de insandır. Her insan gibi hata yapabilirler. Ancak yapılmak istenen anayasa değişikliklerinin devletin temel felsefesini ortadan kaldıracağı, Atatürk devrimleriyle oluşturulan ulus devletin,  etnik gruplara ve mezheplere bölünmeye götüreceği  bu ülkenin gerçek aydınları tarafından her fırsatta yüksek sesle haykırılırken, bunu duymazdan gelmek bu ülkeye ihanet etmektir.
Tümden yeniden bir anayasa yapılmak istenmesinin temel amacı, Türkiye’nin siyasal yapısını silkeleyip, bozup, başkalaştırmaktır.
Siyasal yapı bu ülkenin kurucu iradesinin ortaya koyduğu bir durumdur.
Kurucu iradeye rağmen yapılacak  anayasa değişikliği, meşru ve kabul edilebilir bir değişiklik  olmayacaktır. Zira kurucu irade, meclisteki parmak hesabıyla değiştirilemeyecek bir üstün iradedir
Dünya da hiçbir devlet kurucu iradesini yok sayarak canı istediği zaman yeni bir anayasa yapmaz, yapamaz.
Bütün gayesi, bu kurucu iradeyi bir karşı devrimle ortadan kaldırmak olan  AKP ile müştereken bir anayasa çalışması yapmak, eğer bu çalışma AKP’nin gerçek hedefi  bilinmesine rağmen yapılıyorsa ihanettir.
Ülkenin namuslu siyasetçileri, aydınları AKP’nin zihniyetini, varmak istediği hedefi, her gün ve her fırsatta yüksek sesle dillendirmelerine rağmen, gerçekleri göremeyip de, onunla  birlikte bir Anayasa değişikliğine kalkışmak, kimse kusura bakmasın tam bir zavallılıktır.