MUHALEFET BOŞLUĞU
Günler önce Taksim Gezi Parkında
başlayan, demokratik bir direniş hareketi,
AKP iktidarının anlamsız sertliği karşısında bütün Türkiye’ye yayıldı.
Yaygın demokratik toplum
tepkisinin altında yatanın, AKP İktidarının giderek artan bir dozda
özgürlükleri daraltmaya yönelik davranışları olduğunu anlamak gerekiyor.
Bir ülkede toplumun her kesiminden,
her siyasi görüşten insan bir araya gelerek, siyasal iktidara karşı, hiçbir
örgütün planlaması olmadan , hak talebinde bulunmaya başlıyorlarsa, burada
iktidarın otoritrleşmesi sorunu olduğu
kadar, bir muhalefet boşluğu olduğunu da görmek ve kabul etmek gerekir.
Yaygın toplumsal hareket doğru
okunduğu takdirde , halkın özgürlük, yaşamına müdahale edilmemesini, daha açık
bir deyimle uygar bir ülkede yaşamak istediği, üçüncü sınıf bir demokrasinin
yaşandığı bir ülkenin vatandaşı olmak istemediği görülecektir.
Ezilmişlik, ötelenmişlik
iddiasıyla topluma daha iyi bir demokrasi vaat ederek iktidar olan AKP’nin, her
geçen gün otoriterleşmeye başladığı, tek adam yönetimine kaydığı endişesi
toplumda yaygınlaştığı zaman, toplum, sığınacağı, programıyla, söylemleriyle,
çabalarıyla halka güven veren bir muhalefeti arkasında görmek ister.
Onun için toplumun, bir CHP
iktidarında nelerin yapılacağını bilmesi gerekir.
Toplum temel hak ve
özgürlüklerinin nasıl teminat altına alınacağını görmek ister.
Temel hak ve özgürlüklerin en
büyük iki teminatından biri bağımsız yargı,
diğeri de özgür basındır.
CHP iktidar olduğu zaman yansız ve
bağımsız bir yargıyı nasıl kuracağını topluma anlatmak zorundadır.
Eğer yargı yansız ve bağımsız
değilse, anayasanızda, yasalarınızda ne yazarsa yazsın, demokrasiyi
içselleştirememiş, demokrasiyi kendi kişisel yönetimini kurmak için bir araç
olarak kabul eden AKP iktidarı gibi bir iktidar geldiği zaman, temel hak ve özgürlükler şimdi olduğu gibi,
teminatsız kalacaktır.
CHP’nin onun için, programında
yazan “Hiçbir organ, makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında
mahkemelere “Yargıya gereken talimatı verdim” diyemeyeceği, ileri bir Hukuk
Devleti anlayışını ülkede nasıl etkin kılacağını halka anlatması ve halkta umut yaratması
gerekir.
Basındaki sermaye yapısının
değişmesi nedeniyle, AKP iktidarı basın patronlarını, haksız, hukuksuz vergi
cezalarıyla susturmuş ve hatta istemediği haberlerin yapılmasının önüne geçtiği
gibi, istemediği gazetecileri de
işlerinden bile attırabilmiştir.
Demokrasilerde insanlardan
kahramanlık beklemek hakkımız yoktur. Demokrasilerde insanların işlerini,
hayatlarını kimseden ve özellikle de iktidar sahiplerinden, korkmadan geliştirip yürütebileceği ortamı
sağlamak siyasetin görevidir.
Eğer iktidar bunu yerine
getirmiyorsa, bu gücünü, hukuk dışı hatta ahlak dışı baskı unsuru olarak
kullanıyorsa, muhalefet bu hukuksuzlukların, baskıların önüne geçmek için
gerekli çabaları gösterecek ve iktidar olduğu zaman da bu yaşanların bir daha
olmaması için neleri hayata geçireceğini halka anlatması gerekmektedir.
Basın üstünde bu siyasi iktidar
tarafından kurulan korkunç baskının bir daha yaşanmaması için, CHP iktidarında
siyasi iktidarın güdümünden kurtarılmış özerk ama etkin, hukuka saygılı bir
vergi denetim mekanizmasını nasıl ve hangi değişiklikleri yaparak sağlayacağını
halka anlatması gerekmektedir.
Eğitimde AKP’nin yarattığı
tahribatı nasıl gidereceğini halka anlatmak zorundadır.
Genç işsiz nüfusun derdine nasıl
çare bulacağını, nasıl ve hangi koşullarda yeni iş alanları yaratacağını gençlere anlatmak zorundadır.
Kuşa çevrilen sendikal hakları
nasıl çağdaş bir düzeye getireceğini, emek sınıfına anlatmak zorundadır.
Maalesef bugün CHP, bu
anlattıklarımızın hiçbiriyle meşgul değildir,
Başbakanın tayin ettiği gündemin peşine takılıp ona sığ ve içeriksiz
cevaplar vermeye çalışmaktadır.
Artık halk, kurtarıcı beklemeden
vaz geçip kendini kurtarmaya karar verdiğine ve demokrasiden başka talebi de
olmadığına göre, CHP de halkın bu talepleri doğrultusunda neleri yapacağını
anlatarak sandıktan çıkmak zorunadır.
Yaşanan olaylardan CHP’nin de kendisine
dersler çıkartıp, en tepesinden,
örgütün en uç
birimine kadar kendisini yenilemek zorundadır.
Halkın taleplerine cevap
verebilmek, muhalefet boşluğunu ortadan kaldırmak için en azından halkın duygu,
düşünce ve istemlerini algılayabilecek, bunu gün be gün takip edebilecek, bir
yapılanmayı gerçekleştirmek zorundadır.