16 Haziran 2013 Pazar

KİM BU GENÇLİK?


Yirmi bir gündür Gezi Parkında ve Türkiye’nin altmış beş ilinde devam eden eylemleri gerçekleştiren bu gençler kim?
Ne istiyorlar?
Bu gençlerin kim olduğunu, ne istediklerini  tespit etmeden, soruyu doğru cevaplandırmak mümkün değildir.
Bu gençler gerçekler karşısında hoşnutsuzluklarını hiç çekinmeden açıkça ortaya koyanlardır.
Sağcısı, solcusu, liberali muhafazakarıyla her görüşten gençlerin  ortaya koydukları tepki,  yaşam ve laik hayat tarzını koruma çabalarıdır.
Gezi direnişi diye adlandırılan olaylara katkı veren Türkiye’nin her tarafındaki, her yaştan genç, kendisine emanet edilen Atatürk devrimlerine ve onun kurduğu Cumhuriyete sahip çıkmaktadırlar.
Eylemlerde Türk bayraklarının ve Atatürk posterlerinin yoğun bir şekilde sallanması bunu ortaya koymaktadır.
Onlar Atatürk Devrimlerinin doğruluğuna herkesten çok inanmış ve en ateşli savunucularıdır.
Onlar, AKP İktidarının yaşam ve laik hayat tarzına müdahaleye başlamasıyla, bu ülkenin çağdaş medeniyetin bir parçası olmaktan uzaklaştırılacağını gördükleri  anda, kimseden yardım beklemeden, bu ülkenin muhalefet partileri vardır demeden, başka güçlerden medet ummadan,  kendisine emanet edilen laik Cumhuriyeti koruma ve kollama kararı vermiş, birileri rahatsız bile olsa Kemalist gençlik bu görevini yapmak için alanlara inmiştir.
Siyasi iktidarın emrindeki kolluk, haksız bir şekilde gelip kendisini yakaladığı zaman bile, davranması gerektiği gibi davranmış, aman dileyip yalvarmamıştır.
Hatta kolluğun kendi  attığı gazdan zarar gören  mensubuna, o beni biraz evvel copluyordu diye düşünmeden, ilk tıbbi müdahaleyi  yapmayı bir insanlık görevi saymıştır.
Geleceğine sahip çıkarken bile, insana verdiği değeri ortaya koyarak, çağdaş bir toplumun üyesi olduğunu göstermiştir.
Kendisinden alınacak çok dersler olduğunu dosta düşmana göstermiştir.
Bu çağdaş yaşamı ve laik düzeni koruma direnişinin içine bölücü ve illegal örgütlerin sızmasını önlemek için, onlardan kendisini dikkatle ayrıştırarak, iktidarın oyununu bozmuştur.
Bölücülerin, illegal örgütlerin bu gruba yaklaşmasını ve sızmasını asıl engellemesi gereken iktidar, bu gençliği toplum vicdanında mahkûm etmek için, bu sızma harekatına göz bile yummuş, ama gençlik bu oyunu da bozmuştur.
Bu gençlik hareketi, gençlik indinde itibarını yitirmiş siyasi partilerden ve yetişkinlerin örgütlerinden bağımsız bir harekettir.
Yaşam tarzlarını ve laik Cumhuriyeti korumak ve kollamak için alanlara çıkanlar, iktidarı elinde bulunduranların, ağababalarından aldıkları talimat doğrultusunda,  Atatürk’ün resimlerini resmi kurumlardan kaldırmaya  çalışsalar da, alanları onun posterleriyle süslemişlerdir.Yani Atatürkçüdürler.
Onların kişilikli duruşu nedeniyle kolluk bile Atatürk Kültür Merkezi’nin üstüne Türk bayrakları ve büyük bir Atatürk Posteri asmak zorunda kalmıştır.
Yani yaşam tarzlarını, laik Cumhuriyeti ve dolayısıyla kişisel özgürlüklerini koruma savaşından,  Atatürk’ün Bursa Nutkunda tarif ettiği Türk gençliği galip çıkmıştır.
Bunlar, namaz kılan arkadaşları kışkırtmaya maruz kalmasınlar diye ibadetleri boyunca onları korumaya almışlardır.
Bunlar kindar bir gençlik değildir, bunlar yürekleri insan sevgisiyle dolu, insanı inançlarından, mezheplerinden, etnik kökenlerinden dolayı değil, insan olduğu için seven ve kollayan Atatürk gençliğidir.
Atatürk’ü toplum hafızasından silmeye, gözden düşürmeye çalışan; Atatürk’e “soykırımcı”, “katil”, “ayyaş”  diyenler ve buna göz yuman hatta destek verenler, şunu unutmayın, bu gençlik Atatürk’ün Bursa Nutkunda tarif ettiği gençliktir, buna izin vermeyecektir.
Birileri bu hareketten ders çıkartmalıdırlar.
Atatürk’ten ve onun devrimlerinden, hangi sebeple olursa olsun uzaklaşanlardan, Atatürk  gençliği de uzaklaşmaktadır.
Atatürkçü bir partinin iktidara gelme şansı olduğuna bu gençlik inansaydı, o partiden kopma olmazdı.
Acı ama gerçek, Atatürk Gençliği indinde itibarını yitirmişlerin bu öğrenci hareketiyle bütünleşmesi mümkün değildir.
Gençlik hareketiyle bütünleşmeyen siyasi partilerin iktidara gelme şansı da yoktur.