TBMM Başkanı Cemil Çiçek kamuoyuna
tartışılmak üzere, “Teröre karşı Ulusal
Mutabakat” önerisi sundu.
Öneri hakkında iyi niyet kötü niyet tartışması yapmayacağım
ama makamın ağırlığından çok uzak, sıradan, okuyanda hiçbir heyecan yaratmayan,
herkesin kaleme alabileceği bir metin.
Bence önerinin en zayıf noktası malum
bölücü terör hareketinin asıl tahrik ve teşvikçilerinin ABD ve AB olduğu göz
ardı edilerek kaleme alınmış bir öneri demeti olmasıdır.
Bu öneri demetinde terör sadece iç
boyutuyla düşünülmüş ve kabaca değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Terörizm gerçekte uluslararası arenada
devletlerin satranç tahtasındaki piyonlar gibi, terörist örgüt denen
figüranlara oynattıkları bir oyundur.
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ve özellikle
Kafkaslar’daki çıkarları nedeniyle Türkiye ile ABD arasında, Kuzey Irak’taki bölücü terör açısından
görüş ayrılıkları vardır.
Nitekim ABD, PKK’ya karşı El-Kaide’ye
gösterdiği hassasiyeti ve sertliği göstermemektedir.
Başkan Obama, TBMM Genel Kurulunda geçen
dönem Milletvekillerine seslenirken, düşmanları olarak PKK ve El-Kaide’yi saymış
ve fakat sadece El-Kaide’yi yerinden sökeceğiz, tahrip edeceğiz ve yeneceğiz,
demiştir.
Türkiye’de yasalar önünde Kürt kökenli
vatandaşlara hiçbir ayrımcılık yapılmamasına rağmen, “Siz PKK ile mücadelede Bağdat Hükümeti ile Barzani ile konuşun ve
reform yapın” diyebilmiştir.
Nitekim daha çok yakın bir dönemde,
Başbakan bile ülkemizde olan son saldırılardan sonra, terörün dış boyutunun
olduğunu, bunun bölgede ve batılı ülkeler arasında olduğunu söylemek zorunda
kalmıştır.
Ama PKK terör örgütünün Kuzey Irak Kürt Yönetimi
ve ABD tarafından desteklendiğini açıkça söylemeye cesaret edememiş ama ima
etmeğe mecbur kalmıştır.
Bugün Ortadoğu da oynan oyunun sebebi, ABD
ve AB’nin enerji kaynaklarını ve kaynaklara sahip olan ve bu kaynakların denize
ulaştırılmasında aracı olacak ülkeleri kontrol etme arzularıdır.
Etnik bölücü terör, Türkiye Cumhuriyeti devletini
yok etmeyi değil,Sevr’de kendilerine
verilmek istenen topraklarda bağımsızlıklarını sağlayarak yeni bir devlet
yaratma çabasındadır.
Böyle bir Devlet defalarca yazdığımız
gibi İsrail’i bölgenin en güçlü aktörü yapacak; ABD açısından da, İsrail’den
sonra sözünden çıkmayacak ikinci bir
devlet yaratılmış olacaktır.
Sayın Cemil Çiçek, yukarıda
belirttiğimiz dış güçlerin dışında, devletin egemenlik alanlarını daraltacak,
ülke içindeki tarihten gelen dayanışma duygularını zayıflatacak, ülkeyi
çatışmalara sürükleyen bazı kurum ve kuruluşların olduğunu, bütün
bunları toplumun tartışarak teşhir edilmelerini isteseydi, işgal ettiği makamın
ağırlığına yakışan çok daha faydalı ve ciddi bir iş yapmış olurdu.
En son yaşanan olaylarda, ülkenin bir
bölümünde burada her şey benden sorulur, buranın tek egemen gücü benim
algılaması yaratacak eylemler olurken, buna toplumsal bir tepki
verilememektedir.
Terörle mücadele stratejilerini
belirleme görevi İktidarlarındır. Burada muhalefetin görevi uygulanan
stratejilerde eksiklik ve yanlışlık varsa bunu işaret etmektir.
İşin doğası da budur. Siyaseten ve
hukuken her şeyden sorumlu olan iktidardır. Muhalefet sadece eleştiri ve uyarı
görevini yapar.
Ama bazı ciddi olması gereken insanlar,
“Muhalefet sadece eleştiriyor, çözüm yolları göstermiyor” gibi komik laflar
etmekte, muhalefet partileri de bu komik ve zavallı söylemlere cevap vermeye
çalışmaktadırlar.