12 Nisan 2015 Pazar

HADDİNİ BİLMEZLER


CHP İstanbul 2. Bölge birinci sıra kontenjan adayı Selina Özuzun Doğan, adaylığının CHP içindeki değişimin en önemli kanıtı olduğu ve adaylığının Ermeni soykırımının 100. Yılına gelmesinin simgesel bir anlamı olduğunu söylemiş, bununla da yetinmemiş Ermenistan hudut kapısının açılması için çaba göstereceğini beyan etmiş.
Her ne kadar parti yöneticilerinin ikazı üzerin geri adım atıp, bu söylediklerini Agos gazetesi internet sitesinden sildirmiş de olsa, gerçek düşüncesinin o yönde olduğu inkar edilemez.
Bu hanım anlaşılıyor ki, adayı olduğu partinin en yetkili organı olan Kurultay’dan geçmiş programını bile okumamış.
CHP Programı “Ermenistan’la ilişkilerin geliştirilmesi de, bu ülkenin işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmesi, dünyadaki Ermeni örgütleri vasıtasıyla Türkiye’ye karşı uluslar arası hukuka aykırı biçimde soykırım iddiasıyla girişimlerde bulunmaktan vazgeçmesi ve Ermeni Devleti’nin resmi belgelerinde Türkiye’ye ait bazı topraklarda Ermenistan’ın emelleri olduğu izlenimini veren ifade ve sembollerin çıkartılması koşullarına bağlıdır.
CHP, Sözde Ermeni soykırımı iddiasıyla ülkemizin haksız ön yargılarla suçlanmasına karşı bugüne kadar PARTİMİZ ÖNCÜLÜĞÜNDE SÜRDÜRÜLEN KARARLI DURUŞA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEKTİR.
        Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan önceki dönemde gerçekleştirildiği iddia edilen sözde Ermeni soykırımı konusunda ülkemizi suçlayıcı keyfi kararlar alınmaktadır. CHP, 1948 de BM genel Kurulu’nda oy birliği ile alınan kabul edilen Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi tarafından yapılan açık tanım çerçevesinde, konun bağımsız tarihçiler tarafından, Türkiye, Ermenistan ve Rusya dahil ilgili tüm ülke arşivlerine erişim olanakları kendilerine tanınarak, iddiaların gerçekçi ve doğru zeminde, önyargılara kapılmadan incelenmesi gerektiği görüşündedir” demektedir.
Öyle anlaşılıyor ki Selina Doğan CHP’den aday gösterilmesinin değerini anlayamadığı gibi, adayı olduğu partinin programını okumuş bile olsa, bu seferde CHP’nin en yetkili organı olan Kurultay’ına meydan okumaktadır.
Milletvekili adayının CHP parti programına aykırı açıklamaları karşısında susan ve hatta buna destek veriyormuş kanaati uyandıracak söylemlerde bulunanParti Genel Başkanı ve Genel Başkan yardımcısının açıklamaları, Kurultayı hiçe sayarak Sözde Ermeni Soykırımını dolaylı olarak tanımak anlamına gelir.
Bu hanım aday anlaşılıyor ki, Türkiye’de oluşturulan ASALACI ENTEL GRUBUN bir üyesidir.
Bu şahsın CHP’den aday gösterilmesi ve Kılıçdaroğlu’nun bunu Dünya’ya bir mesaj olarak nitelemesi maalesef çok yaralayıcı olmuştur.
Öyle anlaşılıyor ki, ne partinin tepe yöneticiler ve ne de Selina Doğan, CHP’de Atatürk’ün İsmet Paşa’nın oturdukları koltuklarda oturmanın ve ne  de aday gösterilmenin değerini anlayamamışlar. Bunlara bulundukları konumun değeri acilen kendilerine anlatılmalıdır. Bunların bulundukları konumlarını, soykırım önyargıları varsa, ki var olduğu anlaşılıyor, bu konudaki nefretlerini yaymak için istismar etmelerine fırsat verilmemelidir.
Bu fırsat kendilerine verilirse, bunun bir adım sonrası, Türk Kurtuluş Savaşı “Bir Etnik Temizliktir” “Dersim’de Soykırım yapıldı” iddialarını gündeme getirmek olacaktır.
Nitekim Selina Doğan, Kurmeş Derneği Resmi sitesinde “Atatürk, dersim soykırımının siyasi sorumluluğunun tartışmasız birinci derece sorumlusudur”,  diye yazmıştır.
Bir başka açıklamasında da “Son yüzyıl içinde soykırımın (Dersim) en başarılı aktörü kuşkusuz CHP’dir” demiştir.
Bunları söyleyen bir kişinin aday gösterilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini savunan CHP’yi “köhne, işe yaramaz, suca batmış, geçmişte işlendiği iddia edilen suçların ya faili, ya suç ortağı ya da görmezden gelen bir parti olarak” beyinlere yerleştirmeye çalışmaktır.
“Y-CHP”  söylemi de bunun tek kelimeyle özetidir.
Birilerinin parti yönetici ve adaylarına, değişmediği, değiştirilmediği sürece parti programına aykırı şeyler söyleyemeyeceklerini  anlatması gerekmektedir.
Parti programına aykırı söylem, Kurultay iradesini yok sayan had bilmezliktir.