16 Kasım 2018 Cuma

TAM ANLAMIYLA İFLAS EDEN SURİYE POLİTİKASI


AKP iktidarının uyguladığı yanlış dış politika, Türkiye’nin başına büyük sorunlar açacağa benziyor.

Tayyip Erdoğan’ın dış politikası, 911 kilometre sınırımız olan, en uzun sınıra sahip olduğumuz komşumuz Suriye’de de, her konuda olduğu gibi başarısız oldu. 

Geçtiğimiz yazılarımızdan birinde de belirtmiştik. Amerikalılar, Irak’tan sonra şimdi de Suriye’deki ayrılıkçı Kürtleri Kullanıp “Büyük Kürdistan “ amacını bir adım daha ileriye taşımayı ve bölgedeki petrol ve doğalgazı üzerinden  “Kürdistan” üzerinden Akdeniz’e ulaştırmayı hedefliyor.

ABD’nin bu hedef doğrultusunda önemli bir mesafe aldığını kabul etmek gerekiyor. Bu mesafe alışın tek sorumlusu, AKP Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Suriye’deki bu gelişmeleri, Recep Tayyip Erdoğan Rusya ile dayanışma  içinde engelliye bileceğini hesap ediyordu ki Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, suratımızda şamar gibi patlayan 14 Mart'ta Cenevre'de başlaması planlanan Suriye barış görüşmelerine Suriyeli Kürtlerin de dahil edilmesi gerektiği şeklinde açıklamasını yaptı.

Tayyip Erdoğan dışında bu coğrafyayı iyi bilen herkes Rusya’nın Suriye’de bir federasyonun peşinde olduğunu biliyordu. Zira böyle bir niyeti olmasa PYD/YPG Bürosu’nun Moskova’da faaliyetini sürdürmesine izin vermezdi.

Lavrov, Kürtlerin Cenevre görüşmelerine katılması gerektiğini söylediği basın toplantısında, "Kürtlerin dahil olmadığı bir barış görüşmesi düzenlemek uluslararası toplum açısından zayıflık göstergesi olur" da dedi.

Değişik gerekçelerle de olsa, ABD ve Rusya, Suriye’nin parçalanmasında anlaşmış görünüyorlar.

ABD Suriye’den kopacak Kürt bölgesiyle “Büyük Kürdistan” hayalini gerçekleştirmek isterken, Rusya’da Suriye’nin eyaletlere bölünmesini istiyor.

Rusya ve ABD gelinen noktada Türkiye’nin bu bölgede etki alanını genişletmesini istememektedirler.

Suriye’de bugün ABD ve Rusya’nın uzlaştıkları bu nokta orta vadede Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir.

Irak ve Suriye’de oluşacak bir Kürt koridoru, Türkiye’deki ayrılıkçı hareketleri tahrik edecektir.

Yeni Osmanlı hayalleri görenlerin ufku imam hatip eğitimi ile sınırlı olduğu için, ne bölge ve de ne Dünya politikalarını kavrayamıyor. Bu nedenle de Suriye politikası tam anlamıyla iflas etti. ABD ve ortakları Suriye rejimini değiştirmek için Türkiye’yi kullanıp başarısızda olunduğu için sınır komşumuzla emperyalistlerin yarattığı bu kriz, AKP iktidarının öngörüsüzlüğü nedeniyle Türkiye’nin kucağında uzun süre her an patlamaya hazır bomba olarak bırakıldı.  

Bu ülkeyi yönetenler, yönetmeye talip olanlar, Barış Doster’in altını çizdiği şu hususu;  emperyalizmin amacının, Irak ve Suriye üzerinden Akdeniz’e uzanan Kürt koridoruyla başlayıp Türkiye ve İran’ın bölünmesiyle tamamlanacak Büyük Kürdistan olduğunu görmeleri ve beyinlerine kazımaları gerekmektedir.

Emperyalistler bu saldırganlıklarının üstünü de, her karıştırdıkları ülkede yaptıkları gibi, o ülkelere insan hakları, özgürlük, demokrasi getirme şalıyla örterler.

Bunu yaparken de, kendi çocuklarının burunları bile kanamasın diye aynen Osmanlı yıkılırken yaptıkları gibi Müslümanı Müslümana kırdırırlar.