26 Şubat 2018 Pazartesi

NABZA GÖRE ŞERBET VERMEK CHP’YE YAKIŞMAZ


Devletin kuran, bu ülkeyi, hiçbir iç ve dış baskı söz konusu değilken çok partili hayata geçiren Cumhuriyet Halk Partililere, Erzurum’da  “Allah bizden yanadır” diye bilen ama İzmir’de “Rakı-Balık” sözü veren AKP’li siyasetçi gibi, Nabza göre şerbet vermek”  yakışmaz.
Bunu yazmamın sebebi, Cumhuriyet Halk Partisine sızdırılmış numaralı Cumhuriyetçiler ve  Tr 705 gibiler, iktidar olabilmeyi, birilerinin hoşuna gidecek, eğilimlerine cevap verecek biçimde konuşmakla, davranılmakla olacağını zannetmektedirler.
Kırmızı Bültenle aranan, PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin geçmişteki sözde eşbaşkanı terörist Salih Müslim, Prag’da yakalandı.
Hatırlanacağı üzere bu terörist Salih Müslim, bu ülkede AKP iktidarı tarafından önüne kırmızı halılar serilerek layık olmadığı şekilde karşılanmıştı.
AKP iktidarı birilerine hoş görünmek için, böyle şeyler yapabilir, bunu içerde ve dışarıda hiç kimse yadırgamaz.
Ama Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir şey yaparsa, bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihsel kurumsal kimliği ile bu davranış bağdaşmaz.
Irak ve Suriye toprak bütünlüğünün bozulması ve Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de oluşacak bir Kürt Koridorunu kendi politikaları için teşvik eden Amerika Birleşik Devletleri basını ve düşünce kuruluşları bile PYD’nin, PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu kabul ederken, hatırlanacağı üzere  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da her nekadar şimdilerde “terörist diyorsa da, iki üç yıl önce “PYD terör örgütü değildir…vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” diyordu.
Maalesef Prof. Dr Selin Sayek Böke’de  bir bilim insanına yakışmayacak bir şekilde iki üç hafta önce bir TV programında “Şimdi ne ben ne arkadaşlarım bir yapının terör örgütü olup olmadığına dair bir değerlendirme yapacak istihbarati bilgiye  ve kurumsal yapıya sahip değiliz” demek suretiyle de, Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin dümen suyuna girmiş oluyordu.
Zira, hepimiz biliyoruz ki; Amerika Birleşik Devletleri PKK ile PYD’yi bir birinden ayrı tutuyor. Nitekim terör örgütü kabul ettiği PKK’yı Türkiye’nin vurmasına ses çıkartmazken, PYD’yi kendi korumasına  aldı.
Nitekim Anadolu Ajansının 7 Ağustos 2015 günü geçtiği haberde ABD sözcüsü Mark Toner “ Türkiye’den hava saldırısı düzenlemeye başladığımız zaman da bu gruplara (PYD ve YPG )hava desteği daha hızlı ve daha iyi olacak……Ateş açılmaması veya taciz edilmemesi noktasında  Türk Hükümetine gayet açık olduk, onlarda buna katıldı” demiştir. 
Wikileaks belgelerine göre, Amerikan sefaretinin isminin saklı tutulmasını istediği bilgi kaynağı  TR 705 kod numaralı milletvekili zaten  PYD’nin terör örgütü olmadığı konusunda hep ısrarlı. Onun bu konuda fikrinin değiştiği duyulmadı.
Duyulması da beklenmezdi çünkü Habur’dan Türkiye’ye giren çadır Mahkemelerinde zorla serbest bırakılmak için sorgulanan  PKK’lı teröristlerinde Avukatı da  zaten bu kişiydi.
Partinin tutumu bu konuda karışıkken bu arada  Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Mahmut  Tanal, Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine, 7 Şubat 2018’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu  hakkında, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yardım ettikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Böyle kafa karışıklığı başka partilere örneğin Bahçeli yönetimindeki MHP’ye yakışa bilir. Bunun çok seslilikle bir alakası yoktur; bunu savunan insanların da siyaset yapma hakları vardır,ama onların yerinin Cumhuriyet Halk Partisi olmaması gerekir. Eğer bunu oy avcılığı için yapıyorlarsa yani nabza göre şerbet veriyorlarsa; nabza göre şerbet vermek Cumhuriyet Halk Partisine ve gerçek bir Cumhuriyet Halk Partiliye  asla yakışmaz.