9 Nisan 2014 Çarşamba

ULUSALCILIK CHP’NİN TEMELİDİR


Yerel seçim sonuçlarının ortaya çıkmasından sonra “Y-CHP” nin şakşakçıları paniğe kapıldılar.
Aman bu yolda devam edin sakın ulusalcılara geçit vermeyin, demeye başladılar.
Türkiye’yi başka noktalar çekmek isteyenler,  ulusalcıları dindara, Kürtlere, özgürlüğe ve de Dünya’ya düşmanmış gibi göstermek çabasındadırlar.
Laik olmak mı dindara düşman olmak?
Dini simgelerin Başbakan gibi siyasi amaçla kullanılmasına karşı çıkmak mı dindara düşman olmak?
Laikliğe zarar vermeyin, toplumu ayrıştırmayın; bu gidiş tehlikeli bir gidiştir, demek mi, dindara düşman olmak?
Laiklik hiçbir şekilde din düşmanlığı değildir.
Atatürkçülerin, ulusalcıların  yaptığı, dine dirin bir saygı göstererek, dinin değerini, önemini özümseyerek, inancın insanın en temel özgürlük alanı olduğunu kabul ederek; laik devlet düzeninin din bakımından da toplum bakımından da ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmaktır.
Laikliği din düşmanlığı olarak algılayanlara, onlara hak vererek, onlara yaranmaya çalışan devşirmelere  karşı çıkmak mı, din düşmanlığıdır.
Ülkeyi bölmek istercesine, gerçekleri saklayarak istedikleri şekilde algı yaratmak için, ulusalcılar “Kürt düşmanı” dediler.
Atatürkçüler hiçbir zaman, bin yıldır beraber yaşadıkları Kürtlere düşman olmadılar, onları düşman görmediler.
İnceleyin bakalım bugüne kadar adına ister demokrasi sorunu, ister Kürt sorunu deyin, kimler bu konuda kafa patlatmış raporlar yazmış?
O ulusalcı diye suçladığınız Atatürkçüler yazmış.
Bir çok Kürt kökenlinin bile anadil yasağının kaldırılmasını ağzına alamadığı bir dönem de, bunu dile getirenler, bugün Kürt düşmanı ilan edilen  ulusalcılardır.
O yörenin ekonomik ve sosyal problemleri o raporlarla ortaya konuldu.
Bunlar mı Kürt düşmanlığı?
Ulusalcılar içeriğini bilmedikleri açılım sürecine evet demeyecekleri gibi. teröristle müzakere değil mücadeleyi savunurlar.
Bunlara göre Atatürkçüler/ulusalcılar özgürlüğe düşmanmış.
Eğer bu söylem yakın tarihi bilmemekten ileri gelmiyorsa, kötü niyetten, laik cumhuriyet düşmanlığından ileri geliyordur.
Bu ülkede, bugün normal kabul edilen bir çok konunun, sosyal adalet, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler, anayasa mahkemesi, yargı bağımsızlığı, kanun önünde eşitlik, dünyanın kabul ettiği bütün hak ve özgürlüklerin Türk vatandaşlarınada sağlanacağı ve bu hakların açık biçimde tanımlanarak anayasalarda yer alacağı daha 1959 da  CHP’nin  İlk Hedefler Beyannamesinde yer aldığını bilirler.
1982 Anayasasında yapılan değişikliklere, “Kuvvetler Birliğinin” önünü açan 12 Eylül 2010 değişiklikleri hariç, 1982 Anayasasından Askeri cuntanın izlerini silmenin önündeki engelleri kaldıran bütün değişikliklerde CHP yani  Atatürkçüler vardır.
En büyük iftira da ulusalcıları/Atatürkçüler için “Dünya’ya düşman” söylemidir.
Temel inancı “Yurtta sulh cihanda sulh” olan insanların dünyaya düşman olduğunu söyleyebilmek, Atatürk’e, onun kurduğu laik cumhuriyet ve onu savunanlara  duyulan kin ve nefret duygusundan olabilir.
1 Mart 2003 te, Irak’a yapılmak istenen ABD askeri müdahalesi içine Türkiye’nin çekilmesine engel olmak mı Dünya’ya düşman olmaktır?
Orda bir milyondan fazla Müslüman öldürülürken, Müslüman kadınların ırzına geçilirken buna karşı çıkmak mı Dünya’ya düşman olmaktır?
Yoksa bütün bunlar olurken “ABD askerlerine sağlık ve başarı” dilemek midir?
Arap ülkelerinin iç işlerine karışmayın, Araplar arası ihtilafta tarafsız kalın demek mi, Dünya’ya düşman olmaktır?
Bunları söyleyerek CHP düşmanlığı yapanların, gayesi CHP’yi yönlendirmek arzularıdır.
Cumhuriyet kurulduğundan beri, ulusalcılar devrimciliklerinin gereği, ülkemizi, toplumumuzu, çağdaş medeniyet seviyesini üstüne çıkartmak için değiştirme, dönüştürme, ilerletme mücadelesini yapıyorlar.
Atatürkçüler, hem ulusalcıdırlar  hem de devrimciliklerinin gereği yenilikçidirler. Ulusalcılık CHP’nin temelidir, ulusalcı olmayanlar CHP’li olamazlar.