23 Nisan 2014 Çarşamba

KORKU İMPARATORLUĞUNU YIKMAK


CHP 30 Mart Yerel Yönetimler sonuçlarını tartışıyor gibi yapyor. Günümüzün moda söylemiyle “miş” gibi yapıyor.
Bir Seçim sonucu tartışılıyor PM bir gün, kapalı grup toplantısında gene bir gün, büyük bir ihtimalle de İl başkanları toplantısı da yine bir gün olacaktır.
Böyle bir seçim hezimetinden sonra bu kadar kısa toplantılarla işi geçiştirmek, tam anlamıyla “miş” gibi yapmaktır.
Kapalı grup toplantısından basına sızan haberlere göre milletvekillerinin konuşmaları beş dakika ile sınırlandırılmış.
Sınırlandırmakla da kalınmamış, eleştiri getiren vekillerin konuşmaları çeşitlilaf atmaların yanında “bir dakikanız kaldı” , “toparlayın” gibi  müdahalelerle kesilmeye çalışılmış.
Geçmiş dönemleri parti içi demokrasi olmamakla suçlayanlar, kendileri parti yönetiminde oldukları zaman çok ağır bir seçim yenilgisi üstüne bile eleştiriye tahammül edemeyerek, yönetimi  eleştiren milletvekillerini “Bize ders vermeye kalkanlar bunun bedelini çok ağır şekilde ödeyeceklerdir” diye tehdit edebilmişlerdir.
Geçmiş dönemlerde şu oldu, bu yapıldı gibi savlarla kendinizi savunmaya kalkmayın, siz partiden ulusalcıları tasfiye ettiğiniz gün, “KORKU İMPARATORLUĞUNU YIKTIK” diye açıklamalar yapıyordunuz.
Yıktığınız o korku imparatorluğunun yerine kendi korku imparatorluğunuzu mu kuruyorsunuz?
Nasıl bir demokrasi anlayışıdır bu.
Ne kadar tahammülsüzsünüz.
Siz bu partinin tarihi kişiliği olan Genel Başkanlarını katliam yapmakla, faşist olmakla suçladınız.
Bilip bilmeden Nazım Hikmet’i CHP hapsettirdi, Sebahattin Aliyi CHP öldürttü diyeceksin, ama seçim sonuçlarının sorumlusu olduğunuz söylenince eleştiriye tahammül edemeyeceksin.
 Bu partiye gönül verenler içleri de burkularak,tarihi gerçeklerle bağdaşmayan, bilimselliği olmayan söylemlerinizi sineye çektiler.
Aslında galiba en büyük yanlışı da bu çirkin saldırılarınız karşısında susarak yaptılar.
O zaman parti tarihine yapılan saldırılara tepki verselerdi, siz bugün “Bize ders vermeye kalkanlar bunun bedelini çok ağır şekilde ödeyeceklerdir” diyemezdiniz.
Tayyip Erdoğan’dan haklı olarak, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılı olmasını, demokrasinin evrensel kurallarına uymasını isteyeceksiniz, ama siz kendi partinizde buna uymayacaksınız. En ufak eleştiriye tahammül edemeyeceksiniz.
Hakikaten, çok merak ettim, “size ders vermeye kalkanlara” nasıl bir  bedel ödeteceksiniz.
Ne yapacaksınız o insanlara, bir daha milletvekili adayı mı yapmayacaksınız?
Bu söyleminizden, aday belirleme de ön seçim yapmayacağınızı mı anlamamız gerekiyor?
Halbuki o korku imparatorluğunu yıktığınızı söylediğiniz konuşmalarda, geçmiş yönetimleri suçlarken, siz daima ön seçim yapacağınızı söylemiştiniz.
Şimdi siz buna uymazsanız, kendinizi kimseye inandıramazsınız.
Biran için şaşırdınız yaygın olarak ön seçim yapma kararı aldınız diyelim, bu kızdığınız insanlar ön seçime girip kazanıp, gelirlerse ne yapacaksınız.
Bunların ön seçimden başarılı çıkmamaları için bildiğiniz, hemşericilik, etnik kökencilik gibi diğer ayrımcı yöntemleri mi uygulatacaksınız?
Şimdi bazı milletvekilleri bir daha aday göstermezseniz diye seslerini çıkartmaya bilirler, en ufak bir eleştiri de bulunmaya bilirler. Bunlar şimdilik sayıca çoğunlukta da olabilirler, ama unutmayın ki, CHP de biat kültürü yoktur, KAPI KULLUĞU HİÇ YOKTUR.
CHP liler bireydir, istihbarat elemanı değillerdir ki, ağa babalarını talimatına göre davransınlar.
O eleştiriyi getiren milletvekilleri, istihbarat elamanı olmadıkları için, önce CHP’nin, dolayısıyla  Genel Başkanı da olduğunuz için de, sizin yararınız göz önünde tutarlar.
Yani daha açık söylemek gerekirse parti içindeki gerçek dostlarınız, bu yerel seçimlerde sizi yanlışa sürükleyenler değil, seçime giden süreçte yapılan yanlışları dile getirenler, seçimden sonra da bu alınan sonuçtan dolayı  sizi eleştirenlerdir.