Yazı başlığı bana ait değil,
başlık toplumda “Balyoz Davası” diye
bilinen, bana göre de verilen kararın kamu vicdanını kanattığı davanın,
Atatürkçü ve laik tutuklu sanıklarının onurlu haykırışlarına attıkları
başlıktır.
Lütfedip bu küçük risaleyi bana da
göndermişler. 32. Sayfalık risalenin/kitapçığın hepsini buraya almak elbette
imkânsız. Ama asıl bence “son söz” çok önemli onu buraya aynen alıyorum.
“
‘SUÇLU İNSAN BUNLARI YAPAR MI?’
1.Suçlu insan; ‘Duruşmalar Televizyondan canlı
Yayınlansın’ diye imza kampanyası başlatıp, 50.000 imza ile Adalet
Bakanlığına başvurur mu?
2.Suçlu insan; savcının
iddianamede ‘darbeyi önlemiştir’
dediği kişinin tanık olarak dinlenmesi için
ısrar eder mi?
3.Suçlu insan; aleyhine delil
olarak gösterilen CD’lerin ‘sahte’
olduğunu gösteren, üniversitelerden
(ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi v.s) yeminli kişilerden ve yurtdışı adli bilişim
kuruluşlarından30 adet bilirkişi raporu alabilir mi?
4.Suçlu insan; ısrarla mahkemeden
‘kimi seçersen seç, yeter ki mahkeme
olarak sen bir bilirkişi tayin et’ der mi?
5.Suçlu insan; aleyhine rapor verdiği iddia edilen
bilirkişilerin mahkemede dinlenmesini talep edebilir mi?
6.Suçlu insan; Türkiye Büyük
Millet Meclisi darbeleri Araştırma
Komisyonu’na ısrarla bu davayı da inceleyin der mi?
7.Suçlu insan;Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurur mu?
8.Suçlu insan; Birleşmiş Milletler
Konseyi Keyfi Tutuklamalar Çalışma
Grubu’na müracaat eder mi?
9.Suçlu insan; mahkemenin
çağırmasını beklemeden yurt dışından
gelip beni yargılayın der mi?
10.Suçlu insan; Ömür boyu hapis
cezası ile yargılanırken, mahkemeyi uzatmamak için ‘1 dakika’ savunma yapar mı?
11.Suçlu insan; savunma yaparken
mahkeme heyetine ‘Lütfen gözümün içine bakarak
beni dinleyiniz’ der mi?
12.Suçlu insan; çapraz sorgu esnasında
‘Lütfen bana soru sorunuz’ der mi?
13.Suçlu insan; hazırladığı
söylenen listede görev verdiği veya TSK’dan atılmasını teklif ettiği iddia
edilen kişilerin tanık olarak
dinlenmesini talep eder mi?
14.Suçlu insan’ın kendi avukatı, müvekkili için suç duyurursunda bulunmayı
göze alır mı? Mahkeme suç duyurusunda bulunduğu zaman ‘Bu benim için şeref madalyasıdır’ der mi?
15.Suçlu insan; aleyhine bilirkişi
raporu düzenleyen, bilirkişiler, polisler, savcılar ve hakimler hakkında suç duyurusunda bulunur mu?
16.Suçlu insanın haksız
yargılandığı Avrupa Birliği İlerleme
Raporu’nda yazar mı?
17.Suçlu olduğu iddia edilen 326
kişinin aleyhine Allah rızası için tek
bir sanık olmaz mı?
18.Suçlu insan hakkında, hadi
tanık bulunmadı, tek bir imzalı belge,
telefon dinleme kaydı v.s herhangi bir şey olmaz mı?
19.Suçlu olduğu iddia edilen 326
kişinin, toplumda, sicillerinde 20.000’in üzerinde takdir belgesi,
göğüslerinde 100’lerce madalya,
vücutlarında 10’larca PKK mermisinin izi olur mu?
20. Suçlu insan toplumun her
kesiminden bu kadar destek görür mü?
SEN SÖYLE EY HALKIM, SUÇLU İNSAN BU KADAR DİK, BU KADAR ONURLU
OLABİLİR Mİ?”
Diye haykırmışlar.
Öncelikle şunu söyleyeyim hepiniz
çok suçlusunuz, çünkü sizler, Atatürkçüsünüz ve laiksiniz.
Bundan daha büyük suç olabilir mi?
Sizler, bu nitelikleriniz
nedeniyle, ABD’nin ordudan tasfiye
edilmeleri gerekir dediği subaylarsınız.
Bende, bu ülkedeki yüz binlerce
hukukçudan biriyim, kendi adıma , böyle
bir hukuk faciası karşısında sizlerden yüzüm kızararak özür diliyorum.
Dünyanın en büyük hukuk devrimini
yaptık, ama maalesef evrensel hukuk
kurallarını uygulama donanımına sahip
hukukçu yetiştiremedik.
İnsan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, demokratik laik, sosyal hukuk devleti ancak ve sadece
hukukun üstünlüğüne inanmış, hukukçular tarafından, evrensel hukuk kuralları
uygulanarak korunabilinir.
Zira; bu niteliklere sahip bir
hukukçunun tek yol göstericisi, vicdanı ve hukukun üstünlüğüne olan inancıdır.
Bugün yaşanan hukuk facialarının
sebebi bu nitelikte hukukçular yetiştirememiş olmasıdır.