Son günlerde yine gündem değiştirmek üzere Cumhurbaskani'nin gorev süresi bes yılmi yedi yilmi tartisması başlatıldı.
Bunun sebebi gerek dis politikadaki başarısızlıkları gerekse ekonominin icine girdiği çıkmazı tartistirmamak.
Başbakan, yeni yılda bunun TBMM gündemine gelecegini ve sürenin yedi yıl olarak belirleneceğini açıkladı.
Bu çok tehlikeli bir yöntemdir. Siz bugün Cumhurbaskani'nin gorev süresini oy çoğunluğunuza dayanarak yedi yıla çıkartırsanız, yarın bir başka cogunluk sahibide Cumhurbaskani'nin gorev süresini dört yıla indirir.
Parlamentolar kendi gorev sürelerini diledikleri gibi kisaltabilecekleri gibi, harp halı gibi olağanüstü durumlarda da bir yıl uzatablirler.
Ama keyfi olarak belli süre için seçilmiş Cumhurbaskani'nin süresini uzatmaz.
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olarak seçildiği tarihte, TBMM fen gecen Anayasa degisikligi ile Cumhurbaskani'nin gorev süresini bes yıl olarak tespit eden Anayasa degisikligi yasalaşmıştı.
O tarihte Cumhurbaşkanı olan sayın Ahmet Necdet Sezer yasayi halk oyuna götürdü.
Halk oyu sadece bir Anayasa degisikligini yürürlüğe söküp sokmamak işlemiyor.Yani yasa vardır, yanlizca yururluk kararini beklemektedir.Abdullah Gül bu yasa TBMM de geçerek yasalastiktan ve fakat yürürlüğe girmeden önce TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Kendisi bu yasa yürürlüğe girdiği takdirde Cumhurbaşkanlığı süresinin bes yıl olduğunu biliyordu, hatta o Anayasa degisikligine partisi AKP milletvekili olarakta destek vermişti
Şimdi süreyi yedi yıla çıkartmak Anayasaya aykırı olur. Elbette bugünkü Anayasa Mahkemesi'nin böylesine keyfi bir yasayı iptal edeceğini düşünmek hayal perestlik olur.
Aman o zaman Abdullah Gül siyasi bir eyik davranis sergiler ve sureyi fiilen kendisi besyila cekmis olur.
Eger ilk Cumhurbaskani'nin süresini bes yıla çeken Anayasa degisikligi yapılırken, bu bes yıllık sürenin nezaman uygulanacağı geçici madde ile tespit edilseydi, o zaman bu tartışmalar hiç yapilmazdi.