15 Aralık 2011 Perşembe

ÇANLAR LAİK TÜRKİYE İÇİN ÇALIYOR

Laiklik karşıtı eylemlerin odağı  olduğu Anayasa Mahkemesince tescil edilmiş AKP, Cumhuriyetin ve demokrasinin olmazsa olmazı olan laiklikten  ülkeyi tümüyle koparma operasyonuna devam ediyor.

Pazartesi günü Hürriyet Gazetesinde okuyanların kanını donduracak bir haber yayınlandı Bu habere göre, Doğu ve Güneydoğu illerinde “mele” bizim bildiğimiz  “mola” denilen DİN EĞİTİMİ ALMAMIŞ kişiler için Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bin kişilik kadro açılmış.

Laiklik bir gecede Anayasa’ya konulan bir hükümle gerçekleşmedi. Atatürk devrimlerinin en önemlisi olan laiklik belli bir sürede, anayasa hükmünün altını dolduracak onun hayata geçmesini kolaylaştıracak olan ve 1982 Anayasasının 174. Maddesinde de koruma altına alınan devrim kanunları ile gerçekleşmiştir.

Bugün hayata geçirilmek istenen, taşrada vatandaşların din konusunda başvurdukları (!) iddia edilen eğitimsiz cahil cühela, şıhlara, şeyhlere Diyanetten kadro vermektir.

Eğer bunca İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat fakültelerine rağmen bu ülkede insanlar dini konularda hala din eğitimi almamış insanlara başvuruyor ise bu söz konusu eğitim kurumlarının AKP’nin dünya görüşünün arka bahçesi olarak planlanmasından kaynaklanmıştır.

Bu tekkelerin, zaviyelerin kapatılmış olmasına rağmen, hala modern Cumhuriyet  dervişlerin, mollaların yaşadığını gösterdiği gibi ve bu kavramların da AKP İktidarı tarafından resmileştirilmesi  çabasıdır.

Kamuya yansıyan bilgilere göre, Nakşibendiler, Caferiler ve benzeri tarikat mensuplarından bin kişiye devlet kadro verecek.

“Ulemaya sormak gerekir” diyen bir Başbakan’a mollaları hayatımıza sokmak yakışır doğrusu.

Bu ülkeyi İranlaştırmak için bir adım daha kaldı, oda aynen Şah’ın İran’ın da olduğu gibi çıkan yasaların şeriatta uygun olup olmadığını denetleyecek bir mollalar meclisidir.

Atatürk, “ hangi şey ki akla, mantığa ve gerçeklere uymaktadır, o bizim dinimize de uymaktadır”  diyerek,  “gerçek İslam” a karşı rasyonalist bir tavır takınırken,  aklı, mantığı, gerçeği inkar eden, hurafelere, batıl itikatlara dayanan bir din anlayışını kabul eden tarikatlara karşı da büyük bir savaş açmıştır.

İşte AKP iktidarı aslında, Atatürk’ten ve Cumhuriyetten rövanş alırken şimdi de tarikatları ve onların sözcülerine resmi kisve tanımak çabasındadır.

AKPli Bakan, “mele” meselesini açıklarken, bunların sözleriyle inanları durduran veya harekete geçiren kimseler olduklarını söylemiştir.

Devlet Güneydoğu Anadolu sorununun çözümünü, eğitimsiz, cahil insanların toplumdaki etkileriyle  çözeceğini düşünüyorsa büyük yanılgı içindedir.

Devlet zamanın da PKK’yı Hizbullaha göz yumarak bitireceğini düşünmüştü. Sonradan bunun Devletin  başına ne büyük belalar açtığını yaşayarak gördük.

ABD bir dönem, Afganistan’da Sovyetlere karşı Bin Ladin’in örgütü El Kaideye her türlü desteği vererek desteklemişti. Sonunda silah ters tepti ABD’ni vurdu.

Binlerce derslikte yüz binlerce çocuk öğretmen açığı nedeniyle yetersiz eğitim koşulları altında eğitim yapmaya çalışırken, binlerce öğretmenin kadro ve kaynak yokluğu gerekçesiyleataması yapılamazken Tekkeler ve Zaviyelerin kapatılması hakkındaki kanun etrafından dolaşmak için “mele” denerek üstü örtülmeye çalışılan şıhlara, şeyhlere devlet kadro vermektedir.    

    Cumhuriyeti ayakta tutan kurumları çökertirken, AKP zihniyetinin arka bahçe olarak kabul ettiği İmam Hatip liseleri yetmedi ki, şimdide, şıhlardan ve şeyhlerden medet umulmaktadır.

Liboşlar, numaracı Cumhuriyetçiler, Atatürk’ü silerek çağdaşlaşabileceğimizi zannediyordunuz, işte gelinen nokta bu, gözünüz aydın