13 Kasım 2017 Pazartesi

HALKIN CHP’DEN BEKLEDİĞİ


Halk CHP’den, partiler arasında ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın tahrikiyle dozu artan ağız dalaşmasının üstünde kalarak doğrudan doğruya kendisine hitap etsin ve işçinin, köylünün, emeklinin sorunlarına nasıl çare bulacağını anlatsın. Bu kitlelerin sorunlarını nasıl çözmeyi düşündüğü konusunda, inandırıcı ve tatmin edici açıklamalarda bulunsun istiyor.
Bu ülkede yaşayan hiç kimsenin Türkiye’nin pek çok sorunu olduğu konusunda en ufak bir şüphesi olamaz.
Halkımız CHP’den, sayıları her gün artan genç ve eğitimli işsizlerin sorununu nasıl çözeceğini anlatmasını istiyor.
Ekonomik gidiş açık bir şekilde AKP’den ülke yönetimi demokratik yollardan devir alındıktan sonra yüz yüze kalınacak olan müflis ekonomik bir yapıdır. Bu nedenle halk karşı karşıya kalınacak bu hayati problemlerin üstesinden nasıl gelineceğini duymak istiyor.
Bazı CHP’li politikacıların şimdiden kendilerini bir belediye Başkanlığı koltuğuna atma çabaları, büyük kitlelerde bunların memleketi değil kendi ikballerini düşündüğü kanısı yaratıyor.
Hele bazı CHP’li milletvekillerinin, halkta gülümseme yaratan AKP’nin bir anda Atatürk’e sarılmasına tuttukları alkışı acıyarak seyrediyor. Böyle açık bir takiyeyi bile anlayamayan insanların ülke sorunlarını nasıl çözecekleri konusunda ciddi şüpheye düşüyor.
Halk CHP’li yetkililerden gerçekçi şeyler duymak istiyor, gökteki ayı kendilerine vaat etmelerini değil, zira böyle ayakları yere basmayan vaatlerde bulunmak toplumda fena halde kötü karşılanıyor.
Daha 1926 da, yani harpten yeni çıkmış, toplu iğnenin bile ithal edildiği bir dönemde 752 sayılı yasa ile çiftçiye nasıl destek verildiği de göz önüne alınarak çözüm üretmelerini istiyor.
Gerçekçi bir siyasi partinin, iktidara gelmeden, devir alınacak ekonomik koşulları masa başına oturup görmeden çok detaylı bir program ortaya çıkartması elbette çok zordur hatta mümkün değildir.
Ama iktidara gelmeden önce bile yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacağını halka anlatabilir.
Zira yargı bağımsızlığı sadece vatandaşları değil Türkiye’ye yatırım yapacak yabancı yatırımcıyı da ilgilendirir. Zira, hukuk güvencesi olmayan bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmez. Yargı bağımsızlığı bu nedenle ekonomiyi de ilgilendirir.
Ekonomik bir yük getirmeyen, halkın haber alma hakkını garanti altına almak için basın özgürlüğünü temin konusunda ne gibi değişiklikler yapılacağını halka anlatmak zorundadır.
CHP iktidara geldiğinde bu konularda bile ne yapacağının ana fikrini dahi halka henüz gereği gibi anlatamamaktadır. Bir kısım bilgileri noksan vekillerin hamaset kokan açıklamaları halk indinde pek de alıcı bulmuyor. 
Halk CHP’nin fabrika ayarlarına dönmesini istiyor. Parti içinde çöreklenmiş bir kısım kişiler bundan hiç hoşlanmayacaklardır, zira CHP fabrika ayarlarına dönerse bunların o zaman partide yer bulması mümkün olamayacağından buna karşı çıkıyorlar.
        İçinde yaşadığımız toplumun şartlarına bakılarak bir siyasi partinin kendini bunlardan tamamen uzak tutmasına imkân yoktur. 15 yıllık AKP iktidarı politikayı kirletmiştir. CHP’nin de bundan etkilenmemesi mümkün değildir. İşte bu nedenle CHP’nin silkinip kendisine gelmesi ve içinde gerekli ayıklamayı yapması ülke için şarttır.
CHP’nin diğer siyasi oluşumlardan farkı bu ülkeyi kuran siyasal parti olmasıdır. O nedenle olaylara sadece bir siyasi parti gözlüğü ile değil, kurucu iradenin temsilcisi olarak bakması mecburiyeti vardır.
Macbeth’te, Shakespear bir kahramanın ağzından “Yapılmış olan bozulmaz” der. Bu doğrudur. O zaman CHP kendi yaptığının bozulmasına izin vermemelidir.
Bunun için önce kendi içinde gerekli ayıklamaları yapmak ve fabrika ayarlarına dönmek ondan sonra da Cumhuriyeti korumak zorundadır.Halk CHP’den bunu beklemektedir.