6 Ağustos 2018 Pazartesi

SUÇLULARIN TELAŞI İÇİNDESİNİZ



24 Haziran seçimlerinde AKP sözcüleri, Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Halk Partisi’ni PKK ile işbirliği yapmakla suçladılar.Hatta daha da ileri giderek seçimden sonra da Tayyip Erdoğan, HDP’yi kast ederek “Parlamentoya girsinler diye onlara destek verenler bunun hesabını verecekler” diye tehdit etti.
Bu itham tam bir suçluların telaşı içinde söylenmiş bir sözdür.
Türkçemizde böyle saçmalamalar karşısında söylenecek çok söz vardır. “Örneğin aynaya bak” ,”Dinime küfreden bari Müslüman olsa” gibi.
Sosyal medyayı, gazete arşivlerini, birazcık  tararsanız çok kolaylıkla PKK’nın yakın zamana kadar kimlerin himayesinde olduğunu görürsünüz.
Örneğin Şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başbakan iken “PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim. Sıkıntısı olan varsa bana söylesin,
Tayyip Bey Başbakan iken yardımcısı olan Yalçın Akdoğan “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. O bölgenin yeni aktörüdür.”
Eski başbakan yardımcısı ve AKP içinde özgül ağırlık sahibi olduğu  içinde oğlu AKP’den milletvekili yapılan Bülent Arınç, “ ‘Sayın Öcalan’ demeyi ve PKK bayrağı açmayı suç olmaktan biz çıkardık”
Tayyip Beyin eski gözdelerinden, Eski Devlet Bakanı Beşir Atalay “ Abdullah Öcalan, Kürtler’in lideridir.Onun mesajları bizim de düşüncemizdir. (Burada saygısızlık yapmış, ‘Sayın’ dememiş)”
Bir milletvekili, tahmin ediyorum şuanda sıfatlı bir görevi de olan Yasin Aktay “ Abdullah Öcalan dünyanın geleceğini  iyi okuyor. Çok değerli şeyler söylüyor”
Yandaş yazar Bengisu Karaca “ Bebek katili denilen  Öcalan bize geleceği gösteriyor”
Yandaş yazar Cem Küçük “Öcalan olmasaydı şuan çoktan kan gövdeyi götürmüştü” demişlerdir.
AKP iktidarının sorumluları, yandaşları bunları söylemiş, Diyarbakır meydanın da AKP’nin himayesinde Abdullah Öcal’ın mektubu okunmuşken, bugün kalkıp CHP’yi PKK terör örgütü yandaşı göstermek pişkinliktir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü yönetimi dahil, bütün yönetimleri teröre karşı olmuşlardır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin gelmiş geçmiş bütün yönetimleri, Büyük Orta Doğu Projesinin bir Büyük İsrail Projesi olduğunu bildikleri için ve bunun Türkiye’nin de içinde olduğu Ortadoğu ülkelerinin ülke bütünlüklerine karşı bir plan olduğunu dile getirmişlerdi.
O nedenledir ki ABD’nin bu coğrafyadaki askeri varlığına karşı çıkmışlardır. Bunun en güzel örneği 1 Mart tezkeresinin Cumhuriyet Halk Partili ve bir kısım AKP milletvekilinin çabalarıyla  reddedilmiş olmasıdır.
ABD’nin yandaşı İsrail’in en büyük arzusu İran, Irak, Suriye ve Türkiye’den koparılacak topraklarda, ABD ve İsrail’in güdümünde                                  uydu bir Kürt devleti kurdurmaktır.
Tayyip Erdoğan ve şürekasının göremediği bu gerçeği yüz yılın büyük siyasi dehası Atatürk,  güney koşularımızda kurulacak “Kürt Devleti’nin”, “Özerk Kürt Bölgeleri’nin” yüzyıllardır beraber yaşadığımız Kürtler arasında bağımsızlık düşüncesini ateşleyeceğini gördüğü için güneyimizde ki komşularımızın toprak bütünlüğüne çok saygı göstermiştir.
Bugün ABD ve İsrail’in yapmak istediğini o tarihte Almanya ve İtalya’nın Orta Doğu’ya yayılmaya çalışmalarını görmeleri  üzerine sınırları güvenlik altına almak ve Ortadoğu’da barış ve güvenliği sağlamak için Sadabat Paktı’nı  hayata geçirmiş bir partidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, doğu ve Güneydoğu komşularımızla olan ilişkilerimizin bozulmasında Türkiye’nin hiçbir yararı olmadığını, tam aksine kaybedeceği çok şeyin olduğunu  bilen bir partidir.  
Böyle bir tarihe sahip Cumhuriyet Halk Partisini PKK yandaşlığı ile suçlamak, haksızlıktır, bühtandır. Bunu yapan AKP  yetkililerinin önce bir aynaya bakmaları gerekmektedir, İsmet Paşa’nın değişiyle Suçluların Telaşı İçindedirler.