4 Aralık 2017 Pazartesi

BU TELAŞ NİYE?



BM'ne başvuru konusunda ortada dolaşan bilginin kaynağı Daily Sabah'da çıkan aşağıdaki haber. Ancak, fazla ayrıntı yok.
Bugünlerde ortada Türkiye Birleşmiş Milletlere "ABD Türk vatandaşlarını yargılayamaz" diye başvuru yapılacakmış, diye bir haber dolaşıyor.Bilginin kaynağı Daily Sabah, tabii çok saçma bir iddia...Yurt dışında yargılanıp hüküm giymiş binlerce vatandaşımız var. Nitekim Türk Ceza Kanunun Yabancı ülke mahkemesinde yargılanıp hakkında hüküm verilen Türk vatandaşlarından söz eden maddeler var. Demek ki, Türk vatandaşları bir yabancı ülkenin yasalarını çiğnerse, o ülke tarafından ele geçirildiği takdirde o ülkede yargılanacağını bizim yasalarımız da  kabul etmiş.      Tam aksi yani Türk yasalarını ihlal ettiği için Türkiye'de yargılanıp hüküm giymiş yabancılar olduğu gibi.
Gazetede yer alan Türkiye'nin iddiasına göre, dava siyasallaşmış; zira, davaya bakan yargıcın FETÖ ile bağlantısı kanıtlanmış. Yine iddiaya göre, FETÖ yasadışı yollarla elde ettiği ve ürettiği -ses kayıtları dahil- delilleri kullanarak davayı istismar etmekte imiş ve bu "deliller" yasa dışı yollarla elde edildiğinden ABD hukukuna göre de kullanılamazmış. 
Evvelce de yazmıştım 2016 yılı Nisan ayında kabul edilen “6706 sayılı, Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunun” ve bu kanun   “Adli yardımlaşma talebi kapsamında  ilgili devletin (yani bu olayda ABD) iç hukukuna uygun olarak yerine getirdiği işlemler, Türk hukuku bakımından da geçerlidir” diyen 7. Maddesinin 1/ç fıkrası  var iken, gazetenin ileri sürdüğü iddia ne kadar geçerli olabilir.
   Ayrıca Amerika yasalarının ihlal edilip edilmediği  Birleşmiş Milletleri ne açıdan ilgilendiriyor, anlaşılmıyor.  Amerika’da görülen dava , Birleşmiş Milletler  ambargolarının delinmesiyle ilgili değil, kendi yasalarının ihlal edildiği iddiasıyla görülmekte olan bir dava. Konu Birleşmiş Milletler  ambargolarının ihlali olsa, Amerika Birleşik Devletleri’nin  yargılama yetkisi zaten  olamaz. O zaman konu, Birleşmiş Milletler  Güvenlik Konseyi'nin yetki alanına girer.
Ayrıca Birleşmiş Milletlerin  neresine ve Birleşmiş Milletler  Şartı'nın hangi maddesine dayanılarak başvuru yapılacak, o da  belli değil.  Ama,böyle bir girişim olursa  saçma bir girişim olacağı tartışmasız.
Başta Cumhur Başkanı ve  AKP Genel Başkanı  Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer AKP’li yetkililer hem toplumun gazını almak ve hem de olayı saptırmak için yüksek perdeden konuşmalar yapıyor, ama hukuken bunların hiçbir geçerliliği yok.
Amerika Birleşik Devletleri Mahkemesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti yargılanmıyor ki, “devleti yedirmem” lafının bir geçerliliği olsun. Orada Amerika’nın İran’a karşı uyguladığı ambargoyu delenler yargılanıyor.
Ayrıca böyle açıklamalar yapılırken de , çelişkiler içinde gidip geliniyor. Madem Zarrap denen sahtekâr, baskı altında kendini kurtarmak için konuşuyor, o zaman adı rüşvete karışan eski üç bakan için niye yurt dışına çıkış yasağı koydunuz.
Demek ki, adamın Amerikan Mahkemelerinde söylediklerinin doğruluğunu sizde kabul ediyorsunuz.
Eski üç bakan hakkında bu yurt dışına çıkış yasağının sebebi, onlarda kendilerinin korunması karşılığında Amerika’ya giderlerde öterler korkusu mu? Nitekim hatırlanacaktır, yurt dışına çıkış yasağı konmayan dördüncü bakan, “Her şeyi bilgi dahilinde yaptım” dememiş miydi?
Türkiye’de olayı saptırmak için Birleşmiş Milletlere  böyle saçma sapan başvuruda bulunup ülkeyi daha fazla komik durumlara düşürmeyin.
Çelişki içindeki konuşmalarınız ve davranışlarınız tam bir suçluluk telaşı gösteriyor. Kriminologlar suçluyu teşhise çalışırken evvela telaşlanan insanların üzerinde dururlar.