Binali bey
“Vesayet rejimini yıkıyoruz” diyor. Dürüst olalım, eğri oturup doğru
konuşalım.
Siz, bir kültür devrimi, bir çağ atlama ve uygarlık değişimi olan Cumhuriyet yıkarak;
Ülkemi Orta çağa taşımak istiyorsunuz.
Siz eğer gerçekten askeri vesayeti ortadan kaldırmayı
düşünseydiniz, 1982 Anayasasında askeri cuntanın lideri Kenan Evren’e göre
düzenlenmiş, Cumhurbaşkanı’nın
yetkilerini parlamenter rejimlerde olması gereken noktaya çekerdiniz.
Hiç ağzınıza bunu aldınız mı? Ne gezer.
Tabii bu sadece sizin günahınız değil, muhalefet partileri de bunu hiç dile
getirmediler.
Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa bunu sadece başından
beri herhangi bir partiyle organik bağı
olmamış Sayın Ahmet Necdet Sezer, Anayasa Mahkemesi başkanı iken dile
getirmişti.
Siz Türkiye Büyük Millet Meclisini ayak
bağı, bir engel, bir pranga gibi görüp, anayasa değişikliği ile onu
etkisizleştirmeye çalışıyorsunuz.
Ulusal bağımsızlık savaşı veren, Cumhuriyeti
kuran Türkiye Büyük Millet Meclisini, kanun bile yapamaz hale getirmeye
çalışıyorsunuz.
Cumhurbaşkanı’na tanınan Kanun Hükmünde
Kararname çıkartma yetkisiyle, Gazi Meclisin yasama alanını daraltılıyorsunuz.
Siz yıkılmış Osmanlı’nın küllerinden laik
bir Cumhuriyet kuran Gazi Meclisten öç almaya çalışıyorsunuz.
Niye laikliği getirdi diye. Niye bu ülkenin
çocuklarını kul, ümmet olmaktan kurtardı,
özgür birey, vatandaş yaptı diye.
Onun için biz vesayet rejimini yıkıyoruz
diye aklımızla alay etmeyin.
Sizin derdiniz, çağdaş demokrasilerin
olmazsa olmazı, hukuk devletinin, kişi güvenliğinin ve özgürlüğünün güvencesi
olan yargı bağımsızlığıyla.
Siz “Hakim bize gelmez biz hakimin ayağına
gideriz” diyenlerden değilsiniz, tam aksine yargıç ayağıma gelsin
isteyenlerdensiniz.
Sizin istediğiniz yargıç, sizin tarafınızdan yüksek yargıya atandıktan
sonra, üniversite öğretim üyesi iken söylediklerini yutup sizin istediğiniz gibi
oy kullanan yargıçtır.
Sizin istediğiniz yargıç, Yargıtay’dan
geçerek olmadığı kesin hüküm haline gelmiş bir olay hakkında, Cumhurbaşkanı öyle söyledi diye, o kesin hükmü yok
sayabilecek yargıçtır.
Siz yargının bağımsızlığından yana
değilsiniz. Yargı “bağımsız ve tarafsızdır” derken yani “tarafsızı” oraya
eklerken, gerçek düşüncenizi saklıyorsunuz. Yargıç, laik, demokratik, hukuk
devletinden yana taraftır, siz bu konudaki taraflılığını ortadan kaldırmaya
çalışıyorsunuz.
Siz FETO ile el ele aynı menzile yürürken,
Türk Silahlı Kuvvetlerine indirdiğiniz darbeleri yeterli bulmadınız, şimdi de
Anayasaya aykırı Kanun Hükmünde Kararnamelerle orduyu iyice iğdiş etmeye
çalışıyorsunuz.
Vatan evladı bu ülkenin bölünmez bütünlüğü
için canın verirken sizler sadece nutuk atıyorsunuz, “Allah şehit olmayı nasip
etmiş” diyorsunuz ama bu arada bir bedelli askerlik yasası hazırlığı içindeymişsiniz,
askerlik çağına gelen çocuklarınız mı var?
Korkmayın canım siz onların askerlik
hizmetini vali amcalarının dizlerinin dibinde yaptırırsınız.
Binali Bey doğru söylüyor, bu bir rejim
değişikliğidir diyor. Doğrudur, ama bu rejim değişikliği Türkiye’yi ortaçağ
karanlığına götürme, kul olma, ümmet olma, şeyh-ül İslam’ın fetvasından medet
ummanın özlemidir.
Bu Mecliste görev yapan AKP’li MHP’li milletvekillerinin Tayyip Erdoğan veya Devlet Bahçeli’nin emir
erleri olmadığına inanıyorum. Bu meclisin saygın milletvekilleri, birilerinin
ihtiras çığlıklarına aldırmadan 1 Mart 2003’ tezkerenin reddedilmesine nasıl öncülük etmişlerse,
bugünde, ülkeyi ortaçağ karanlığına götürecek bu karşı devrime hayır diyeceklerine inanıyorum.