Her
siyasi parti kongresi yenilenmenin, geçmişten çıkarılan derslere dayanan yeni
siyaset yöntemlerinin uygulanmasının müjdecisi sayılır. CHP'nin 37. Olağan
Kurultayı'na da bu çerçevede ümitler bağlanmıştı.
Kurultay öncesi dönemde Cumhuriyet Halk
Partisi’nin kamuoyu nezdindeki görünümü özetle şöyleydi:
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve onun
atadığı etrafındaki yöneticiler, yıllar yılı, sadece laf ürettikleri, meşru
eylemlere dayanan yaratıcı, etkili, sonuç odaklı bir siyaset tarzı
benimsemedikleri, geniş halk kitlelerini demokratik siyasete katmak konusunda
hiç çaba harcamadıkları eleştirilerine muhatap oldular. Buna rağmen, siyaset
yapma tarzlarını ısrarla değiştirmediler.
Genel başkan son yıllarda işin kolayını bulmuştu.
Maddeler halinde öneriler yapmayı, bildiriler okumayı adet haline getirmişti.
İnternette son 3-4 yılı kapsayan kısa bir araştırma ile bulunanlar şunlar
(Gözden kaçanlar da olabilir):
24
Temmuz 2016 Taksim mitinginde, demokrasi ve yargı hakkında 10 maddelik
"manifesto"
7
Ağustos 2016 günü ünlü "Yenikapı mitingi"nde 12 maddelik
öneri listesi.
9
Temmuz 2017 İstanbul Maltepe'de miting 10 maddelik "adalet
çağrısı"
10 Ekim 2017 İdlib ile ilgili 6
maddelik değerlendirme,
28
Eylül 2019 Suriye sorunun çözümü için beş maddelik öneri,
4 Eylül
2019 AKP’ye kuvvetler ayrılığı, saydamlık ve ekonomi ile ilgili beş
maddelik çağrı,
4 Şubat
2020 İdlib krizinden çıkış için 5 maddelik yol haritası 14 Şubat
2020 Erdoğan'a 7 maddelik FETÖ soruş
23 Mart 2020 Koronavirus ile mücadele
konusunda 13 maddelik öneri,
6 Nisan
2020 CHP olsaydı korona krizinde ne yapardı hakkında 11 maddelik
açıklama,
18
Mayıs 2020 16 madde halinde "ekonomik paket",
Bu Kurultay'da, geçmişten ve eleştirilerden
ders çıkararak, içerinde ve dışarıda AKP'nin hiçbir girişimine engel olamayan
bu laf üretme üzerine kurulu etkisiz siyaset tarzının terk edilip, demokratik
zorlayıcılığa dayanan yeni bir siyaset tarzının açıklanacağı umudu
kamuoyunda oluşmuştu.
Dikkatlerini bu amaçla adı "İktidar
Kurultayı" olarak konulan Kurultay'a çevirenler, Kılıçdaroğlu'dan biraz
genişletilmiş bir "Salı günü grup toplantısı söylevi" ve Genel
Başkanın, "İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi" adını
verdiği, yukarıdakilere ilaveten, 13 maddelik yeni bir
"cek-cak'lar listesi" dinlemekle yetindiler.
Önümüzdeki yıllarda izlenecek siyaset
tarzının, geçmiş dönemde hiçbir sonuç vermeyen siyaset yapma biçiminden somut
adımlarla farklılaşacağını duymak isteyenler yine hayal kırıklığına
uğradılar.
Kurultay'ın başka büzücü tarafı ise, Genel
başkanın önceki dönem alışkanlığını koruyarak, son zamanlarda gemi azıya alan
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına karşı hiç söz söylememiş olması ve kendisini
eleştireceklerini bildiği insanları dinlemeden salonu terk etmesiydi. Demokrat
olduğunu söyleyen ve ülkeye demokrasi getireceğini söyleyen bir Genel başkanın
yapmaması gereken bir davranıştı.
Belli ki önümüzdeki dönemde de Cumhuriyet Halk
Partisi yönetimi ve Kılıçdaroğlu yine
bildiğimiz gibi olacak. Laf üzerine kurulu, Atatürk'e, ve cumhuriyet değerlerine sahip çıkmayan etkisiz siyaset
yapma biçimini sürdürecek.
Albert Einstein'ın ünlü sözüdür: "aynı
şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemek deliliktir". Umarız
Cumhuriyet Halk Partisi, Kurultay'ın hedeflediği gibi, gerçekten iktidar olurda
Einstein'ı ve bizim gibi münafıkları! haksız çıkarır!