2 Ağustos 2020 Pazar

BİR KURULTAY BÖYLE GEÇTİ





 Her siyasi parti kongresi yenilenmenin, geçmişten çıkarılan derslere dayanan yeni siyaset yöntemlerinin uygulanmasının müjdecisi sayılır. CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'na da bu çerçevede ümitler bağlanmıştı.
Kurultay öncesi dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’nin kamuoyu nezdindeki görünümü özetle şöyleydi:
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve onun atadığı etrafındaki yöneticiler, yıllar yılı, sadece laf ürettikleri, meşru eylemlere dayanan yaratıcı, etkili, sonuç odaklı bir siyaset tarzı benimsemedikleri, geniş halk kitlelerini demokratik siyasete katmak konusunda hiç çaba harcamadıkları eleştirilerine muhatap oldular. Buna rağmen, siyaset yapma tarzlarını ısrarla değiştirmediler.
Genel başkan son yıllarda işin kolayını bulmuştu. Maddeler halinde öneriler yapmayı, bildiriler okumayı adet haline getirmişti. İnternette son 3-4 yılı kapsayan kısa bir araştırma ile bulunanlar şunlar (Gözden kaçanlar da olabilir):
 24 Temmuz 2016 Taksim mitinginde, demokrasi ve yargı hakkında 10 maddelik "manifesto"
 7 Ağustos 2016 günü ünlü "Yenikapı mitingi"nde 12 maddelik öneri listesi. 
 9 Temmuz 2017 İstanbul Maltepe'de miting 10 maddelik "adalet çağrısı"
10 Ekim 2017 İdlib ile ilgili 6 maddelik değerlendirme,
 28 Eylül 2019 Suriye sorunun çözümü için beş maddelik öneri,
 4 Eylül 2019 AKP’ye kuvvetler ayrılığı, saydamlık ve ekonomi ile ilgili beş maddelik çağrı,
 4 Şubat 2020 İdlib krizinden çıkış için 5 maddelik yol haritası 14 Şubat 2020 Erdoğan'a 7 maddelik FETÖ soruş
23 Mart 2020 Koronavirus ile mücadele konusunda 13 maddelik öneri,
 6 Nisan 2020 CHP olsaydı korona krizinde ne yapardı hakkında 11 maddelik açıklama,
 18 Mayıs 2020 16 madde halinde "ekonomik paket",
Bu Kurultay'da, geçmişten ve eleştirilerden ders çıkararak, içerinde ve dışarıda AKP'nin hiçbir girişimine engel olamayan bu laf üretme üzerine kurulu etkisiz siyaset tarzının terk edilip, demokratik zorlayıcılığa dayanan yeni bir siyaset tarzının açıklanacağı umudu kamuoyunda oluşmuştu. 

Dikkatlerini bu amaçla adı "İktidar Kurultayı" olarak konulan Kurultay'a çevirenler, Kılıçdaroğlu'dan biraz genişletilmiş  bir "Salı günü grup toplantısı söylevi" ve Genel Başkanın, "İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi" adını verdiği, yukarıdakilere ilaveten, 13 maddelik yeni bir "cek-cak'lar listesi" dinlemekle yetindiler. 
Önümüzdeki yıllarda izlenecek siyaset tarzının, geçmiş dönemde hiçbir sonuç vermeyen siyaset yapma biçiminden somut adımlarla farklılaşacağını duymak isteyenler yine hayal kırıklığına uğradılar. 
Kurultay'ın başka büzücü tarafı ise, Genel başkanın önceki dönem alışkanlığını koruyarak, son zamanlarda gemi azıya alan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına karşı hiç söz söylememiş olması ve kendisini eleştireceklerini bildiği insanları dinlemeden salonu terk etmesiydi. Demokrat olduğunu söyleyen ve ülkeye demokrasi getireceğini söyleyen bir Genel başkanın yapmaması gereken bir davranıştı.
Belli ki önümüzdeki dönemde de Cumhuriyet Halk Partisi  yönetimi ve Kılıçdaroğlu yine bildiğimiz gibi olacak. Laf üzerine kurulu, Atatürk'e, ve cumhuriyet değerlerine sahip çıkmayan etkisiz siyaset yapma biçimini sürdürecek. 
Albert Einstein'ın ünlü sözüdür: "aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı  sonuç beklemek deliliktir". Umarız Cumhuriyet Halk Partisi, Kurultay'ın hedeflediği gibi, gerçekten iktidar olurda Einstein'ı ve bizim gibi münafıkları! haksız çıkarır!