23 Temmuz 2018 Pazartesi

SORUMLU SİZLERSİNİZ.



Türkiye bir yerel yönetimler seçimlerine hazırlanıyor, Cumhuriyet Halk Partisinde sen git ben geleyim kavgası yapılıyor.
Parti’de bir yönetim değişikliğinin şart ve kaçınılmaz olduğunu kabul etmeyen yok.
Değişim için imza toplayanlar, üst üste gelen seçim başarısızlıklarının sebebini, ağırlıklı olarak, yönetimdeki kişilere bağlıyorlar. Oysa başarısızlığın gerçek nedeni kişilerde değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin köklerinden koparılmasındadır.
Ama işin bu noktaya gelmesinin gerçek sorumlusu tarihten ders çıkartamayan, acaba bana da bir şey düşer mi diye partinin köklerinden koparılmasına  sessiz kalan,  kendilerini sözde gerçek CHP’li olarak niteleyenlerdir.
Orhan Veli 15 Mayıs  1950 günü  Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 seçim başarısından sonra yazdığı yazısı, aynen bugünkü Cumhuriyet Halk Partisini anlatıyor.
 “Yaprak” adlı yayın organında kaleme aldığı yazı aynen şöyle “  ZAVALLI HALK PARTİSİ
 Seçimler bitti. Demokrat Parti, Halk Partisi’ni korkunç bir bozguna uğrattı. Oysaki Halk Partisi, halkı kazanacağını umarak, fikirleriyle, prensiplerinden son zamanlarda ne fedakarlıklar etmişti. Bütün yayınlarına göz yumulan din dergileri, okullara konan din dersleri, yeniden açılan ilahiyat fakülteleri, imam hatip kursları, türbeler, şahsi sermayeye sağlanan imtiyazlar, her türlü irticaa tanınan haklar.. Hiçbiri kar etmedi. Zavallı Halk Partisi”
Cumhuriyet Halk Partisi, son yıllarda Orhan Veli’ni eleştirdiği 1950 öncesi yaptıklarını anımsatan tutum içine girdi.
 Önceleri din istismarının simgesi haline gelen “Türban” olayını biz çözeriz diyerek, dinci kesimden oy alacağını zannetti. Atatürk’e alenen küfreden Bekaroğlu’nu Milletvekili yaptı. Sadece onunla mı yetinildi? Hayır, bölücüler bu partide baş tacı edildi. Habur rezaletinde PKK militanlarının avukatlığını yapan adam taltif edilerek o bölgeden değil İstanbul’dan Milletvekili yapıldı. Aynı kişi partinin yetkili organlarının hiçbir kararı yokken “Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak Dersim olayları ile ilgili olarak Dersim Halkından Özür diliyorum” diyerek partinin tarihine haksız ve çirkin saldırıda bulundu, kendisine sen kim oluyorsun, hangi yetkiyle böyle konuşabiliyorsun diye hesap sorulmadı.
Cumhuriyet Halk Partisi kapatılsın vakıf haline gelsin diyen “Aralık Hareketi” mensupları partide, İstanbul İl başkanı, Milletvekili, MYK üyeliği  görevlerine getirildiler.
Partinin Genel Başkanı biz 1930 ların CHP si değiliz dedi.
Cumhurbaşkanı adayı her konuşmasında anasının da kız kardeşlerinin de başı bağlı olduğunu, Cumaları namaza gittiğini söyleyerek yani kutsal din duygularını siyasete alet ederek karşı cepheden oy devşireceğini zannetti.
  Bu liste daha çok uzatılabilinir. Bütün bunlar olurken kendisini gerçek CHP’li olarak niteleyenler (Atatürkçüler ve Kemalistler hariç) ne yaptılar?
Hiçbir şey yapmadılar.
Niye? Çünkü bize de bir gün bir şeyler düşer diye yapılan bütün bu olumsuzlukları sessizce seyrettiler.
Sessizce seyredip, ses çıkartmamalarına rağmen listelere konulmayanlar, şimdi hepsi de “değişimden yana” oldular.
Bir anda Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi gitsin demeye başladılar. Elbette Cumhuriyet Halk Partisinde bir değişim şarttır. Ama bu değişim Kılıçdaroğlu gitsin biz gelelim değişimi değildir.
Yapılması gereken değişim Cumhuriyet Halk Partisini devrimci, halkçı,laik  çizgisine çekmek olmalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisini tarihi köklerinden kopartılıp, kişiliksiz bir parti haline getirilirken, susan kendini gerçek Cumhuriyet Halk Partili olarak niteleyenlerden birkaç kişi hariç diğerleri en fazla karınlarından konuştular.
Bir Atatürk düşmanı Ekmelettin İhsanoğlu Cumhurbaşkanı adayı gösterilirken bir avuç eski Milletvekili dışında kimsenin sesi çıkmadı. Şimdi değişim diye bağıranlar, o zaman  koşarak Kemal Bey’in arkasından Ekmelettin İhsanoğlu’nun adaylığından hiç rahatsızlık duymadan “tıpış tıpış”  imza verdiler.
Adamlar şimdi de “Atatürk’ü anayasadan çıkartalım diyor, adım gibi eminim, karşı taraftan birkaç oy alabilir miyiz diye ona da tepkisiz kalarak dolaylı olarak destek vereceklerdir.
Cumhuriyet Halk Partisi köklerinden kopartılıp “zavallıhale getirilirken hangi gerekçeyle olursa olsun susanlar, partinin şimdi kurultay mı, mevcut yönetim mi” açmazına sürüklenmesinin sorumlusudurlar.
Gerçek Cumhuriyet Halk Partililer devrimci olmak zorundadırlar, ama devrimci olmak zor iştir.