4 Kasım 2016 Cuma

CHP KENDİNİ KANITLAMALIDIR.


14 yıllık AKP iktidarı sayesinde halkımız, korku, kuşku ve kaos ortamında yaşamaktadır. Geleceğimizin güvencesi olan gençlerimiz ülkenin düzlüğe çıkmasını ve özgürce yaşamak, ülkede tesis edilecek çağdaş demokrasinin kendisine sunacağı olanaklardan yararlanmak istiyor.
Bu karanlık ortamdan kurtulmak için tek umudun, dün olduğu gibi bugünde Cumhuriyet Halk Partisi olduğu kanıtlanmalıdır.
Ama bu umudu yaratabilmek için önce CHP’nin silkinip, tek çarenin CHP olduğunu halka KANITLAMASI gerekiyor.
Bunun olabilmesi için önce CHP’nin kendi, halkçı, devrimci ve laik  öz kimliğine dönmesi gerekmektedir.
Günümüz CHP yönetimi altı yıldır partiyi bu niteliklerinden uzaklaştırmış, makas değiştirmiş, bilerek ve isteyerek birilerinin  arzularına uygun eksen kayması sağlanmıştır.
Bu eksen kayması sağlanmış ama, bunu içine sindiremeyen CHP tabanı bundan rahatsız olmuştur.
CHP’nin, silkinip, ayağa kalkıp ülkenin makûs talihini değiştirmesi için:
1) CHP’yi gerçek kimliğinden uzaklaştıran politikalara son verilmelidir. Bunu yapabilmek için CHP’nin onurlu geçmişini benimsemeyen, ailesinin ve kendisinin mağdur edildiğini iddia edenlerin ve ideolojik olarak karşı çıkanların, CHP kadrolarında olmamaları gerekir.
2) CHP’nin hedeflerinin sıralandığı altı oktan birisi olan devrimcilik ilkesinin gereği olarak, ülkenin ve dünyanın koşullarına uyan politikalar üretmek gerekmektedir. Saplantılardan uzak, hukuki, ekonomik, politik, sosyolojik ve kültürel güncellemeler yapılmalıdır. Ama bu yenilenme, “BAŞKALAŞMAK” VE “KİMLİK BUNALIMI” yaratmamalıdır.
Bu nedenle CHP’nin başına eklenen, meşruiyetini kurultaydan almayan “Yeni” sıfatı terk edilmeli gerek bunun için ve gerekse “1930’ların CHP’si değiliz” sözünden ötürü tüm CHP’lilerden, Cumhuriyet sevdalısı Atatürkçülerden özür dilenmelidir.
3) CHP bir kitle partisidir, ama bu partiye üye olabilmek, çeşitli kademelerde görev alabilmek için  ilkelerine gönül vermiş olmak gerekir. CHP üyeliğinin bir statü olduğunu ortaya koymak ve  ön seçimlerde seçmen olacak üyelerin parti okullarında ciddi bir eğitimden geçirilmesini sağlamak gerekir.
Ayrıca CHP iktidarında:
1) Kurucusunun “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine sonuna kadar sadık kalacağını halkımıza ve Dünyaya ilan etmelidir.
2) Hırsızlıkların, yolsuzlukların hesabını ayırımsız, pisliğe bulaşan herkesten soracağını, yani “devri sabık yaratacağını”, hırsızlığın kimsenin yanına kar kalmayacağını topluma anlatmalıdır.
3) CHP eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanacağını ve sağlığın kişinin gelirine ya da varlığına   bakılmaksızın herkes için ulaşılabilir olacağını ilan etmelidir.
4) CHP ülke ekonomisine katkı veren, baca tüttüren, iş kapısı açan girişimciyi sonuna kadar destekleyeceğine halkı ikna etmelidir
5) CHP emekten yana bir partidir. Çalışma hayatındaki düzenlemeler CHP’nin eseridir. CHP yönünü işçilere, emeklilere ve çalışanlara çevirmelidir.
6) “Çiftçi Milletin efendisidir” deyişini kendisine şiar edinmiş bir parti olduğu için çiftçilerin güvencesi olacağını çiftçiye inandırmalıdır.
Bunun içinde çiftçinin tarımda kullandığı girdilerin üstündeki vergi yükünü asgariye indireceğini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki feodal düzeni yıkıp, topraksız köylüyü toprak sahibi yapıp, tüm ülkede tarım reformunu hayata geçireceğini ve böylece çiftçini alın terinin hakkını vererek, ona insanca yaşamanın koşullarını yaratacağını çiftçiye anlatmalıdır.
CHP, emperyalist uşağı bölücü ve liboşların oyununa gelip, kendi geçmişini ve kimliğini tartışmak yerine, ayağa kalkıp, ülke için tek çözümün kendisi olduğunu kanıtlamak zorundadır.