26 Temmuz 2019 Cuma

BU HANIMA HADDİNİ BİLDİRİN.



Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, TBMM’ne bir çağrıda bulunarak, “Açılım” sürecinin tekrar başlatılmasını istemiş.
Türkiye’deki açılım süreci ABD’nin, her zaman yaptığı gibi AKP İktidarını kandırarak Musul Kerkük Petrol ve doğal gazını Akdeniz’e sorunsuz aktarmak için, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturacağı ve bugüne kadar da büyük ölçüde başarılı olduğu Kürt Koridorunun Türkiye ayağını temin için oynadığı bir oyundur.
Yani Sevr hayalidir, üçüncü Balkanizasyon hayalidir.
Cumhuriyet Halk Partisi misak-ı Milli sınırları içinde bu ülkeyi kurmuş bir partidir. O bakımdan hiçbir Cumhuriyet Halk Partili bu Cumhuriyetin ülkesi ve Milletiyle  bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşürecek bir söylemde bulunamaz.
Aralık Hareketi temsilcisi olan bu hanımın düşüncesi böyle  olabilir. Saçmalamakta bir düşünce açıklama yöntemi olduğuna göre, o hanımefendi de bu hakkını kullanıyor olabilir.
O zaman Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılır, kendisine uygun bir parti bulur orada istediği gibi konuşur karşılığını da alır.Ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin sırtına basarak bunu yapmak hakkı yoktur.
Cumhuriyet halk Partisi’nin tarihi ülke bütünlüğü konusunda şanlı direnişlerle doludur.
Cumhuriyet Halk Partisi hele yabancı bir ülke istiyor diye ve özellikle de ABD çıkarları için kendi ülkesi üstüne oynanmak isteyen oyunlara izin vermez.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin   gururlu, vakur günlerinin en son örneği 1 Mart tezkeresindeki şanlı direnişidir.
Emperyalizme başkaldırının simgesi ve mazlum milletlere örnek olan Cumhuriyet Halk Partisi, bir süper gücün dümen suyuna girip onun oyuncağı olmaz.
Ayrılıkçılardan yana olan bu hanımefendinin yeri Cumhuriyet Halk Partisi olamaz.
Eğer bu İl Başkanı, İstanbul seçimlerindeki başarıyı kendisine mal ediyorsa çok yanlış yapar.
İstanbul seçimlerindeki başarı İmamoğlu ve ekibini başarısıdır. İmamoğlu’nun tutumu gerçek Cumhuriyet Halk Partili yaklaşımıdır. Kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan herkesi kucaklamakla elde edilmiş bir başarıdır.
Onun için İl başkanının İstanbul zaferinden sarhoş olmaması, onu kendine mal etmemesi  tam aksine o başarıdan ders alması gerekir.
İmamoğlu bu başarıyı elde ederken Kürt kökenli vatandaşlarımızı da kucakladı ama onlara ne özerklik vaddetme şımarıklığında bulundu, ne de ana dilde eğitim.
O sadece ayırımsız herkesin belediye başkanı olacağını söyledi ve en önemlisi herhangi bir süper gücün projesi olmadığını,  Atatürk Cumhuriyetinin bir projesi olduğunu dile getirdi.
Cumhuriyet Halk Partisinde de zaman zaman İstanbul İl Başkanı gibi maceracılar da başarı kazanıp belli görevlere gelirler ama bu onların “maceracı” olmak özelliklerini ortadan kaldırmaz; aynen Kaftancıoğlu’nun, Balkanizasyon sevdalısı olma  vasfını ortadan kaldırmayacağı gibi.
Ama şimdi asıl görev bu partinin Genel Başkanına düşmektedir. İstanbul İl Başkanına, haddini aşmaması gerektiğini, herhangi bir konuda diyeceği var ise çıkıp Kurultay’a sunmasını ve oradan alacağı cevaba göre davranması gerektiğini anlatması gerekir.
Eğer Kaftancıoğlu’na şimdi gereken ikazlar yapılmazsa, Avrupa Birliği Yerel Yönetimler şartına Türkiye tarafından konan çekincenin kaldırılmasını isteyecektir.
 Cumhuriyet Halk Partililer için kimsenin ırkının ve kökenin diğerlerinden üstün olmadığını, bugün Kürt açılımına izin verilirse, yarın Çerkezler, öbürkün Arnavutlar ve diğerleri sıraya girer. Bu Yugoslavya da olduğu gibi emperyalistlerin Türkiye üstüne oynadıkları Balkanizasyon oyunu sonucunu doğurur. Bu nedenle bu hanıma susması gerektiğini anlatılması, ilerisini göremediği konularda konuşmaması gerektiğini anlatmak gerekiyor, gerçek niyeti özerk Kürt bölgesinden yana ise sadece anlatmakla  kalmayın “haddini de  bildirin”