29 Nisan 2015 Çarşamba

KORUNAN KAYNAK MURAT ÖZÇELİK


CHP Genel Başkan yardımcısı olan Murat Özçelik isimli şahıs, birkaç gün evvel, Zaman Gazetesi’nde CHP’nin omurgasını oluşturan milliyetçileri/ulusalcıları partinin üstünden atılması gereken “bagaj/yük” olarak niteledi.
Bu partiye yıllarını vermiş, en üst düzeyde görev yapmış, milletvekili olmuş  kişilerden biri çıkıp da Amerikalılar açısından ”korunan kaynak” olan bu zatı muhtereme gerekli cevabı verecek mi diye bekledim.
Ama maalesef  herkes suskun.
Kimse çıkıp da bana “seçime gidiyoruz parti zarar görmesin” diye sustuk demesin.
Bu tip çıkışlara susmak partinin aleyhine oluyor.
Ama ben bu milliyetçileri “Bagaj”/”yük” olarak niteleyen kişiyi okuyucularıma yakından tanıtmak istiyorum.
Murat Özçelik, 2007-2009 tarihleri arasında Türkiye’nin Irak Özel temsilcisi olarak görev yapmıştır.
Bu şahıs hakkında bir kanaat sahibi olabilmek için Wikileaks belgelerine bakmak yeterlidir.
Ankara ve Bağdat’daki ABD Büyükelçiliklerinden Washington’a, çekilen telgraflar (kriptolar) dikkatlice incelendiğinde Murat Özçelik’in niçin Amerikalılar açısından korunması gereken kaynak olduğu ortaya çıkıyor.
Kriptolardan anlaşılıyor ki, arkadaş Ankara’daki ABD’li diplomatlarla, Irak Özel Temsilcisi olduğu dönemde olağandışı sıklıkta görüşmüş ve bilgiler aktarmış.
ABD Büyükelçiliği mensupları, bu şahıstan aldığı bilgileri Washington’a kripto ile gönderirken, isminin arkasına bazen “Kaynağı koruyun” anlamına gelen  “please protect” ibaresini koymuşlar.
Bu ibare, diplomatik jargonda, “normalde vermemesi gereken bilgileri veren” kaynağın gizli kalması  için kullanılır.
Yani ABD’nin Ankara ve Bağdat’daki diplomatları, Murat Özçelik hakkında bu ibareyi kullanarak Washington’daki kendi merkezlerini “Bu bilgileri kullanırsanız kaynağına atıf yapmayın” yani bu şahsı gizleyin diye uyarmışlar demektir.
Nitekim, ABD Ankara Büyükelçiliğinden Washington’a giden bir kriptoda Murat Özçeleik’in isminin niçin gizli kalması gerektiği “Bize karşı Bakanlık’daki çoğu meslektaşından daha açık ve risk alıyor.” şeklinde çok çarpıcı, bir  diplomat için çok “onur duyulacak!” bir değerlendirmeden anlaşılıyor.
Murat Özçelik, Amerikalılara karşı o kadar açık ki, mensubu olduğu Bakanlığın Müsteşarını Amerikalılara şikayet edebilmiş.
Zira Müsteşar o dönemde “Kuzey Irak Özerk Yönetimiyle” ilişki kurulmasına soğuk bakıp bu zatın önünü açmıyormuş.
Aynı telgrafta (kriptoda)  Genelkurmayın tutumundan da dert yanıyor.
Milliyetçileri/ulusalcıları “yük” olarak niteleyen kişi  bu.
O yük olarak nitelediği milliyetçiler, cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan, çağdaş, ülkelerinin uluslar topluluğunun eşit haklara sahip saygın bir üyesi olması için çaba gösteren, sadece siyaseten değil, ekonomik olarak da bağımsız olmayı hedefleyen, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laikliği bir yaşam tarzı olarak kabul eden ve sürekli devrimcilik anlayışını benimseyenlerdir.
Ulusalcıların en büyük özelliği, kalıplaşmayı, durağanlığı, köhneleşmeyi, toplumun ve çağın gerisinde kalmayı içlerine sindirememeleridir.
CHP’nin milliyetçileri partilerinin Avrupa’daki merkez sol partilerle aynı çizgide anılmasından hoşlanmazlar. Korunan kaynak Murat Özçelik’in  “yük”  kabul ettiği CHP’nin milliyetçi kanadının ellerinde Avrupa’nın Merkez sol partilerinin ellerinde olduğu gibi Irak’ta öldürülen bir buçuk milyon Müslüman’ın kanı olmadığı gibi, tam aksine 1 Mart 2003 de TBMM’de sergilenen onurlu duruş vardır.
Onların hiçbiri, ülkeleri hakkında vermemesi gereken  bilgileri yabancı ülke diplomatları ile paylaşmazlar, o nedenle de bir başka ülke tarafından korunması gereken kaynak diye nitelenmezler.
CHP, kurulduğu günden beri sol damarı güçlü bir kitle partisidir. Bu niteliği ile büyük devrimleri gerçekleştirmiştir, o nedenle kimseye ve özellikle de emperyalizme hizmet edenlere benzemek ihtiyacı yoktur.
Hele bir yabancı ülke tarafından korunan kaynak olmaya hiiiiç ihtiyaçları yoktur.