Başta Damat bey olmak üzere Tayyip
Erdoğan’ın atadığı memurlar, ekonominin çok iyi olduğunu, bütün dünyanın bizi
kıskandığını falan söylüyorlar.
Ama gerçek hayat hiçte bunun böyle
olmadığını bize söylüyor.Ülkeler ekonomik olarak çöktüğü zaman bazı konular
artış gösterir. Bunlardan ilki İcra dosya sayısında ki artışlardır.
Türk halkının büyük çoğunluğu borç içinde ve
icralık. Banka kredi kartı borçlarını ödeyemedikleri için milyonlarca insan
icralık.
Ekonomi çöktüğü zamanlarda bazı suçlar
artar. Nedir bunlar? Bunlar hırsızlık, fuhuş, gasp, rüşvet gibi suçlardır.
Adalet Bakanlığı yıllık olarak bu suçlardaki
artış oranlarını yayınlasa da bunu net olarak görebilsek, ama bu suçlardaki
artış oranını açıklamak bir yana, iktidar nerede ise “ekonomi kötü” demeyi bile
yasaklayacak.
Menderes dönemini yaşayanlar anlatırlardı.
Ekonomi çökünce mal kıtlığı başlamış, karaborsayı da önlemek için bir milli
Korunma kanunu çıkartmışlar, bu kanun çerçevesinde, talep edilen bir mal için
“Yok” demek yasaklanmış onun yerine “kalmadı” denecek denmiş. Ama tabii bu yasa
ne karaborsayı engellemiş ne de malların “yok” olmasını.
Bugünkü iktidarda şimdilerde “Ekonomi Kötü”
demeyi yasayla engelleyecekmiş.
Siyasal iktidar bunu yapacağına, ahbap çavuş
kapitalizminden vaz geçip öncelikle ekonomide yapısal reformları yapması
gerekiyor. Bu da yetmez, siyasetende parlamenter rejime dönüp, yargı
bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü demokratik ülkelerde ki gibi
gerçekleştirmelidir.
Ekonominin kuralları vardır, o hükmünü icra
eder, yasal düzenlemelerle ne olmayan üretimi arttırabilirsiniz ve ne de
insanların karnını doyurabilirsiniz.
Bu ülkedeki gerçek enflasyon mutfaktaki enflasyondur. İktidar
sahipleri enflasyon rakamlarını nasıl maniple ederlerse etsinler, halk
mutfaktaki yangından gerçek enflasyonu yaşayarak tespit eder.
Daha iki gün evvel beraberce intihar eden
dört kardeş, ekonomik refahtan mı intihar ettiler.İstenildiği kadar bu olayın
üstü örtülmeye çalışılsın, ama bu acı olay bu ülkede yaşandı.
Ekonomik kriz sadece açlık çeken
insanlarımızın, aklını başından almadı. İktidar sahipleri de ne diyeceklerini
şaşırdılar.
Milletin efendisi dediğimiz Türk köylüsü
geçinemez halde iken, Türkiye hayvancılığını kalkındırmak için Afganistan’dan
150.000. çoban getirecekmiş.
Mantık güzel(!) malı üretme, ithal et.
Çobanı ithal et
Zaten
hasta olan Türk ekonomisi ölümcül hale gelmiştir. Dünyada kimse bizi
kıskanmıyor Türk ekonomisi, Türk milletinin ihtiyaç duyduğu, talep ettiği mal ve
hizmetleri üretmekten aciz hale gelmiştir! Sağlıklı, iyi işleyen bir ekonomi sadece kendi ülkesinin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretmekle
kalmaz diğer ülkelere de mal ve hizmet ihraç ederek cari fazla verir! Bir kere
konunun bu boyutunu anlayıp kabullenmeden güncel ekonomik hareketlere tepki
olarak politika üretmek, çözüm değildir, olamaz.
Türk
ekonomisinin Türk halkının ihtiyaç duyduğu talep ettiği mal ve hizmetleri
üretip üretemediğini anlamanın birinci yolu dış ticaret rakamlarına bakmaktan
geçer. Türk ekonomisi çok uzun yıllardır dış ticaret açığı veren bir
ekonomidir. Özellikle son on altı yıllık AKP iktidarı döneminde dış ticaret
açığı fahiş miktarda artmıştır.
Amerikan
kaynaklı neoliberal politikaları Türkiye’ye getiren ve uygulayan Turgut Özal’ın
bile bir yılda verdiği dış ticaret açığından fazlasını Erdoğan iktidarı sadece
ve sadece bir ayda vermektedir! Bilimsel makaleler böyle olduğunu
söylemektedir.