Adalet bakanlığımız Gazeteci Cemal
Kaşıkcı cinayetinden sorumlu olduğunu düşündüğü kuvvetli suç şüphesi altındaki
18 Suudi vatandaşının Suudi Arabistan’dan
iadesini resmen istemiş. Bana göre bu talep, dostlar alışverişte görsün
girişimi. Hiçbir egemen devlet kendi vatandaşını yargılanmak üzere başka bir
ülkeye göndermez. Bu, uluslararası hukukun koruduğu bir kuraldır.
Vatandaşın geri verilmezliği ilkesi,
neredeyse suçluların geri verilmesiyle ilgili tüm uluslararası belgelerde yer
almıştır. Buna göre , geri verilmesi talep edilen kişi, talep edilen devlet
vatandaşlığına sahipse kural olarak geri verilmeyecektir.
Vatandaşın geri verilmezliği ilkesi,
antik çağda Yunan ve İtalyan site devletlerinde ve Roma Hukukunda bile
görülmektedir.
Türkiye’ye iadesi talep edilen 18
kişinin hepsinin kimlikleri Türk makamları tarafından belirlenmiş durumda.
24 Nisan
1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana sözleşmesinin 41.
Maddesine göre, hakkında ağır suç
iddiaları bulunan başkonsolos veya konsolosluk memurlarının dokunulmazlık hakkı
yoktur ve bundan dolayı da yetkili yargı mercii tarafından ifadeye
çağrılabilirler, tutuklanabilirler ve haklarında dava açılabilir, dolayısıyla
bulunduğu ülke izin vermediği sürece ülkeden çıkış yapamazlar.
Türk Ceza Kanunun 82. Maddesinde tarif
edilen canavarca
hisle ve eziyet ederek işlenmiş bir Cinayetin Konsolosluk hizmetiyle bir alakası yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti önce Konsolosun, arkasından da bu 18 kişinin
elini kolunu sallayarak ülkeden ayrılmalarına göz yummuştur.
Suudilerin vatandaşlarını vermeyeceği
biline biline bu katilleri istemek iç kamuoyuna şov yapmaktır.
Hatırlanacağı üzere, Mavi Marmara
olayından sonra vatandaşlarımızın ölümüne neden olan İsrail güvenlik personeli
hakkında Türkiye’de dava açılmıştı. Hatta davalılar arasında İsrail üst düzey
askeri yetkililer bile vardı.
Demek ki kaçmalarına göz yumulan Suudi
katiller hakkında da burada dava açılabilinirdi.
Üstelik Mavi Marmara olayında davalılar
o suçu uluslararası sularda işlemişlerdi. Kaşıkçı olayında ağır suç söz konusu
olduğundan 1963 tarihli Viyana sözleşmesinin 41. maddesine göre Türkiye’nin
katilleri burada yargılama hakkı vardır. Uluslararası sularda işlenmiş suçu
takip eden Türk yargısı, aynı işlemi kendi topraklarımızda işlenen suç için
neden yapmamıştır? Suç isnat edilenler İsrailli ve Suudi olunca farklı işlem mi
yapılıyor? Yargılama başlatılırsa iş Suudi tepe yöneticilere kadar uzar diye mi
endişe ediliyor?
Ondan daha acısı, yakın zamanda Türkiye
ye gelen “kasap” lakaplı Suudi
Arabistan Başsavcısı büyük boy beş sandıkla ülkesine döndü.
O sandıklar bile aranmadı. Herhalde “Kasap” ülkesine fındık fıstık
götürmedi.
Katillerin kaçmalarına göz yumulması, Suudi
başsavcısının beş sandıkla bu ülkeyi terk etmesi hepsi tesadüf mü yoksa belli
gayeye mi yönelik?
Dünyanın dikkatinin odaklandığı böyle
bir olayda yeni bulgulara ulaşıldıkça ve ihtiyaç oldukça asıl olan Türk ve
Dünya kamuoyunun resmi makamlar tarafından bilgilendirilmesidir. Ancak, öyle yapılmadı. Onun
yerine, Suudi Arabistan yöneticilerini doğrudan işaret etmekten kaçınarak, yalnızca uluslararası medya
kuruluşlarına "bir Türk yetkiliye atfen" bilgiler damla damla
sızdırıldı. Dış medyanın ilgisini çeken bu tutum Recep Tayyip Erdoğan’ın "Suudi yönetimi üzerindeki cendereyi yavaş
yavaş sıkması" olarak yorumlandı ve başlıca iki sebebe bağlandı.
Bunlardan birincisi, Recep Tayyip
Erdoğan'ın, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkılması için Suudi'den
para alma gayreti; ikincisi ise, Recep Tayyip Erdoğan'ın "İslam dünyasının
liderliği için" cinayetin emrini verdiği konusunda neredeyse kesinlik
bulunan Suudi veliaht prensi Muhammed bin Salmanı rakip olarak gördüğü ve
prensi bu yolla zayıf düşürmesi girişimi olarak sayıldı.
İkisi de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ve anayasal ilkeleri ile
ters düşen sebeplerdir.
Kaşıkçı olayı, hiçbir zaman gerçekleşmesi
mümkün olmayan bir "İslam dünyası
liderliği" hayali uğruna Türkiye'nin
hangi ligde oynatıldığını göstermesi bakımından ibret vericidir. Türk
halkının bu olaydan çıkarması gereken dersler
vardır.