AKP iktidarının uyguladığı yanlış dış politika,
Türkiye’nin başına büyük sorunlar açacağa benziyor.
Tayyip Erdoğan’ın dış politikası, 911 kilometre
sınırımız olan, en uzun sınıra sahip olduğumuz komşumuz Suriye’de de, her
konuda olduğu gibi başarısız oldu.
Geçtiğimiz yazılarımızdan birinde de belirtmiştik.
Amerikalılar, Irak’tan sonra şimdi de Suriye’deki ayrılıkçı Kürtleri Kullanıp
“Büyük Kürdistan “ amacını bir adım daha ileriye taşımayı ve bölgedeki petrol
ve doğalgazı üzerinden “Kürdistan”
üzerinden Akdeniz’e ulaştırmayı hedefliyor.
ABD’nin bu hedef doğrultusunda önemli bir mesafe
aldığını kabul etmek gerekiyor. Bu mesafe alışın tek sorumlusu, AKP Genel
başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Suriye’deki bu gelişmeleri, Recep Tayyip Erdoğan Rusya
ile dayanışma içinde engelliye bileceğini
hesap ediyordu ki Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, suratımızda şamar gibi
patlayan 14 Mart'ta Cenevre'de başlaması planlanan Suriye barış görüşmelerine
Suriyeli Kürtlerin de dahil edilmesi gerektiği şeklinde açıklamasını yaptı.
Tayyip
Erdoğan dışında bu coğrafyayı iyi bilen herkes Rusya’nın Suriye’de bir
federasyonun peşinde olduğunu biliyordu. Zira böyle bir niyeti olmasa PYD/YPG
Bürosu’nun Moskova’da faaliyetini sürdürmesine izin vermezdi.
Lavrov,
Kürtlerin Cenevre görüşmelerine katılması gerektiğini söylediği basın
toplantısında, "Kürtlerin dahil olmadığı bir barış görüşmesi düzenlemek
uluslararası toplum açısından zayıflık göstergesi olur" da dedi.
Değişik
gerekçelerle de olsa, ABD ve Rusya, Suriye’nin parçalanmasında anlaşmış görünüyorlar.
ABD
Suriye’den kopacak Kürt bölgesiyle “Büyük Kürdistan” hayalini gerçekleştirmek
isterken, Rusya’da Suriye’nin eyaletlere bölünmesini istiyor.
Rusya
ve ABD gelinen noktada Türkiye’nin bu bölgede etki alanını genişletmesini
istememektedirler.
Suriye’de
bugün ABD ve Rusya’nın uzlaştıkları bu nokta orta vadede Türkiye’nin toprak
bütünlüğünü tehdit etmektedir.
Irak
ve Suriye’de oluşacak bir Kürt koridoru, Türkiye’deki ayrılıkçı hareketleri
tahrik edecektir.
Yeni
Osmanlı hayalleri görenlerin ufku imam hatip eğitimi ile sınırlı olduğu için,
ne bölge ve de ne Dünya politikalarını kavrayamıyor. Bu nedenle de Suriye politikası tam anlamıyla iflas etti. ABD ve
ortakları Suriye rejimini değiştirmek için Türkiye’yi kullanıp başarısızda
olunduğu için sınır komşumuzla emperyalistlerin yarattığı bu kriz, AKP
iktidarının öngörüsüzlüğü nedeniyle Türkiye’nin kucağında uzun süre her an
patlamaya hazır bomba olarak bırakıldı.
Bu
ülkeyi yönetenler, yönetmeye talip olanlar, Barış Doster’in altını çizdiği şu
hususu; emperyalizmin amacının, Irak ve
Suriye üzerinden Akdeniz’e uzanan Kürt koridoruyla başlayıp Türkiye ve İran’ın
bölünmesiyle tamamlanacak Büyük Kürdistan olduğunu görmeleri ve beyinlerine
kazımaları gerekmektedir.
Emperyalistler
bu saldırganlıklarının üstünü de, her karıştırdıkları ülkede yaptıkları gibi, o
ülkelere insan hakları, özgürlük, demokrasi getirme şalıyla örterler.
Bunu
yaparken de, kendi çocuklarının burunları bile kanamasın diye aynen Osmanlı
yıkılırken yaptıkları gibi Müslümanı Müslümana kırdırırlar.