12 Kasım 2018 Pazartesi

KARŞI TRİBÜNE OYNAMAK


        CHP yönetimi "Ezan Türkçe okunsun" dediği iddiasıyla  Öztürk Yılmaz'ı ihraç talebiyle disipline vermiş.
"Kendi fikrini söylemiş" deyip geçmek varken, karşı tribüne hoş görünmek için adamı linç etmenin de bir anlamı yok.
CHP’yi yönetenler bu kadar akılsız olamazlar, CHP yi ezik göstermek için kasıtlı yapıyorlar sanki.
Konuşmayı izlediğiniz zaman Ezan Türkçe okunsun demiyor, Türkçede okunabilir diyor. Nitekim 1932 den 1941 kadar Türkçede Arapçada okunabiliyordu. 1941 de çıkartılan bir kanunla Arapça Ezan yasaklandı.
Kılıçdaroğlu bu konuda Abdülkadir Selvi'ye:
“CHP’li olan, CHP’nin kararlarına ve politikalarına uymak zorundadır. Herkes istediği gibi hareket edemez. İstediğim gibi hareket ederim derseniz o zaman partiden ayrılırsınız."demiş
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tunceli İlimize “Dersim” denmesi yönünde bir kararı mı var? Bu bir parti politikasımıdır.
Kılıçdaroğulu’nun Tunçeli’nden Milletvekili yaptığı arkadaşı “Dersim Milletvekili” diye kart bastırmıştı. O şahıs o zaman niye disipline sevk edilmemişti.
18. Kurultay’da Kemal Bey  “Ben Dersimli Kemalim” demişti
Sezgin Tanrıkulu isimli PKK militanlarının avukatlığından milletvekili yapılan şahıs genel başkan yardımcısı iken Ahmet Hakan’ın CNN televizyonunda 12 Kasım 2014 tarihinde   sunduğu “Tarafsız Bölge” programında Dersim olayları nedeniyle “Ben CHP Genel Başkan yardımcısı olarak CHP adına özür diliyorum” demişti.
Daha çok yakın bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu donarak şehit düşen askerlerimizle ilgili bilgiyi “Dersim Milletvekilimizden aldım” demişti.
 CHP Kurultaylarında bu yönde alınmış bir karar mı vardı? Kurultayda alınmış böyle bir karar yoksa bunlar disiplin suçu oluşturmuyor mu?
Bu verdiğim örneklerde bilerek ve isteyerek Atatürk’e ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olanlara yapılan saygısızlık değil mi?
“Adalet” diye Ankara’dan İstanbul’a yürüyen bir genel başkanın evvela kendi partisi içinde adil davranması gerekmez mi.   
Kılıçdaroğlu ayrıca Abdülkadir Selvi’ ye  şunları da söylemiş:
"Efendim, Arapça ezan-Türkçe ezan tartışmasının bırakılması lazım. Arapça ezan, İslam dinimizin evrensel bir değeridir. Dünyanın neresinde okunursa okunsun ezanın İslam’ın bir çağrısı olduğunu ifade eder. Ki dünyanın her yerinde de ezan Arapça okunur. Ve dünyanın her noktasında ezana saygı gösterilir. Bütün dünyada Arapça olarak okunur. Ve ezan okunduğunda dünyanın her tarafında saygı gösterilir. Biz politikacılar bir yerde konuşma yapıyorsak ezan okunduğunda saygımızdan dolayı konuşmamızı keser, ezanın bitmesini bekleriz. Çünkü bir toplum gelenekleri, görenekleri ve inançlarıyla yaşar. Biz CHP olarak toplumun değerlerine saygı gösteririz."
Kılıçdaroğlu’nun söylediği “Arapça Ezan- Türkçe Ezan” tartışmasının bırakılması gerektiği sözü  doğru. Artık geçmişte kalmış bir tartışmayı açmak, AKP’nin ekmeğine yağ sürer gündem değiştirmelerine yardımcı olur.
Ezan sadece ibadet vaktini belirten bir çağrıdır. Genel Anlayışın Aksine, Ezan sadece İslam anlayışına has dini ibadetlere çağrı biçimi değildir Yahudilik inancında da benzer bir davet biçiminde bir ritüel vardır, Hıristiyanlar da çan çalarlar.
 Tartışma "Ezan'a saygı veya saygısızlık" değil ki! Türkçe okunursa Ezan'a saygısızlık mı edilmiş olacak? Geçmişte, 1932 de Atatürk’ün isteği, arzusuyla Ezan Türkçe okunmaya başlandığında, Ezan'a saygısızlık mı ediliyordu? Tanrı Uludur diyerek insanları ibadete çağırmanın  neresi Ezan’a saygısızlık. Haydin namaza dersek saygısızlık mı etmiş oluyoruz.
Birkaç oy için  karşı tribüne oynamaya başlarsan kendinle çelişirsin. Ama parti yönetiminin asıl derdi Partinin kuruluş felsefesine inanan Atatürkçüleri partiden tasfiye etmek hırs ve arzusu olunca bu tür çelişkilerde normaldir.