Yasama dokunulmazlığı müessesi, özellikle
muhalefet milletvekillerini iktidarın baskısından ve hışmından korumak için
kabul edilmiş bir müessesedir. Maksat milletvekillerinin görevlerini serbestçe
yapabilmeleridir. Bu nedenle yasama dokunulmazlığı diktatoryal rejimlerin amansız hasmıdır.
Çoğunluğu oluşturan partinin ya da
partilerin milletvekillerinin yasama faaliyetlerini yerine getirmelerine
iktidarların engel çıkartmaları pek rastlanan bir olay değildir.Bu nedenle
yasama dokunulmazlığı özellikle muhalefet milletvekillerinin yasama görevlerini
korkusuzca herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan yapabilmelerini sağlamaya
yöneliktir.
İktidar partilerinin zaman zaman, açık hukuk
dışılıklarını ortaya çıkartan milletvekillerine karşı duydukları infiallerden korunabilmeleri için
getirilmiş bir zırhtır.
Bugün yaşanan Enis Berberoğlu olayı, yeniden meclise seçilen vekilin tekrar
dokunulmazlık kazanıp kazanmayacağı tartışmasıdır.
Meclis bir milletvekili hakkında herhangi
bir fiilinden dolayı dokunulmazlığını kaldırmışken, Meclisin bu dokunulmazlığı
kaldırma kararından sonra yapılan seçimde aynı kişiyi tekrar milletvekili
seçmesi, yani yeni bir seçme muamelesi karşısında, Meclisin daha önce vermiş
olduğu dokunulmazlığı kaldırma kararın mevcudiyetinden ve hukuki neticeler
doğuracağından bahis edebilmek artık mümkün değildir.
Zira; asilin (seçmenin) verdiği son karar, vekilin daha önce verdiği kararı
ortadan kaldırmaya kafidir.
Milli egemenlik millete aittir, meclis ona
sadece vekillik etmektedir. Dokunulmazlığı kaldırılmış yargılaması devam eden
bir kişi tekrar milletvekili seçilirse, seçildiği andan itibaren tekrar yeniden
dokunulmazlık kazanır.
Milletvekili, her seçimden sonra daha önceki
devreden müstakil yeni bir milletvekilliği sıfatını kazanır.
Örneğin 26. Dönemde dokunulmazlığı
kaldırılıp hakkında ceza davası açılmış bir milletvekili 27. Dönemde tekrar
seçilmiş ise 27. Dönem milletvekilliği sıfatını kazanır, yani daha önceki devreden tamamen müstakil olarak
milletvekilliği sıfatını ve yasama dokunulmazlığını tekrar kazanır.
Milletvekilleri Anayasamızın 81. Maddesine
göre yemin ederek göreve başlarlar.
Örneğin 26. Dönemde yemin ederek göreve başlayan bir milletvekili 27. Dönemde
seçilse göreve başlayabilmesi için tekrar yemin etmek zorundadır.
Örneğin 26. Dönemde dokunulmazlığı
kaldırılan bir milletvekili 27.dönem milletvekili adayı olup seçimlere katılabiliyorsa,
bu milletvekilinin seçilmesine engel bir halin olmadığını ortaya koymaktadır, o
zaman 27. Dönemde de milletvekili seçilen kişi tutukluysa derhal salıverilmeli,
hakkında açılmış dava dönem sonuna kadar durdurulmalıdır.
Nitekim, Anayasamızın 83. Maddesinin 4.
Fıkrası aynen”tekrar seçilen
milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma , Meclisin yeniden
dokunulmazlığın kaldırılmasına bağlıdır.” demektedir
Yargıtay Enis Berberoğlu davasında bunu
yapmayarak hem anayasanın bu açık hükmünü çiğnemiş ve hem de “tek adam”,
“şeflik” düzenine güç katmıştır!
Bu konu ülkemizde ilk defa bu dönemde de tartışılmamaktadır,
1957 lerde de bu durum tartışılmış, o dönemin bütün bilim adamları da aynı görüşü paylaşmışlardır, yani o günde
tekrar seçilmenin Meclisçe kaldırılan dokunulmazlığın tekrar kazanılacağı
yolundadır.
Aksi düşünce Milletvekili olan şahısla,
olmayan şahıs arasında, milletvekili olan aleyhine bir eşitsizlik yaratacaktır.
Milletvekili olmayan bir şahıs milletvekili
seçilmesi halinde, hakkında Meclisin bir
kararı olmadıkça tutulamayacak, sorguya çekilemeyecek, tutuklanamayacak
ve yargılanamayacak ama eski milletvekili Anayasanın 83. Maddesinin 4.
Fıkrasına rağmen yargılaması devam edecektir.
Enis Berberoğlu olayı, Anayasa’nın bir
Yüksek Yargı organı olan Yargıtay tarafından ihlal edilmesidir.