Şu Katar Şeyhi’nin uçak işinde
bilinmeyen veya unutulan, önemli bir husus var, Körfez'in Arap’ı menfaat
beklemediği yere, değil yarım milyar dolarlık uçağı, günahını bile vermez. Dünya’da açlık çeken milyonlarca Müslüman
var, bu adam bunlara beş yüz milyonluk hibe hiç yapmış mı?
Bırakın
Filistin halkına bugüne kadar hiç yardım yapmış mı?
Dolayısıyla, bu, öyle CHP genel
başkanının söylediği gibi,
"ayıp" denilerek geçiştirilebilecek basit bir olay değildir. Sürekli
ve ısrarla "karşılığında Katarlı’ya ne verildi veya ne vaad edildi"
diye sormak gerekir.
Ülkemizde yürürlükte olan bir "3628
sayılı MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE
KANUNU" var. Cumhurbaşkanı da dahil, her türlü seçimle işbaşına gelmiş
kamu görevlilerini kapsayan bu kanuna göre, bu kişilerin, yabancı
memleketlerden aldıkları ve değeri on asgari ücret toplamını aşan hediyeleri,
bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmeleri gerekiyor.
Kanun yapıcı yarım milyar dolarlık bir
"hediye" haliyle öngörememiş. Asgari ücretin katlarını düşünebilmiş!
Fakat, bu uçak "hibe"sinin
şahsa değil, "devlet"e yapıldığı açıklandı.
Elbette “hibe” Devlete yapılacaktır. MAL
BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU’NUN 3. Maddesi
“….milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer
herhangi bir sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair
milletlerarası hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir
özel veya tüzel kişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net
asgari ücret toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları
tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar.
Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri
tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde
hükümlerine dahil değildir.” Hükmünü
taşıdığından “hibe” kişiye değil devlete yapılmıştır.
Ancak, devletlerarası hibe işlemleri
"sen verdin, ben aldım" yöntemiyle olmaz. İki devletin ilgili
kuruluşları arasında bir uluslararası anlaşma akdedilmesi gerekir. Bizim
anayasamıza göre, yapılacak böyle bir anlaşmanın TBMM'nin onayına sunulması da
lazımdır. Muhalefet tarafından işin bu yönünün incelenmesinde yarar olduğu
kanaatindeyim.
İki ülke yöneticisinin kendi aralarında alıp-vermeleri ancak yönetici ile
devletin özdeş olduğu, kurumsallaşmamış ilkel memleketlerde karşılaşılan ve
anlaşılabilir bir durumdur.
CHP Genel Başkanı uçağın
"hibe" olduğunun açıklanmasından sonra :
"Türkiye Cumhuriyeti bir şeyhten
uçak alacak kadar küçülmemeli. Hem dünya lideriyim diyorsun, hem kalkıp hibe
uçak alıyorsun. Eğer onuru varsa o uçağı yarın iade eder. Türkiye Cumhuriyeti
devleti bir şeyhten bir uçak alamaz” diyerek
çirkinliği işaret etmiş.
Aslında
Türkiye Cumhuriyeti kimseden kişisel hibe kabul edemez.