2018-2019 adli yılı, Yargıtay’da değil
Saray’daki Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış
töreniyle başladı.
Tek adam rejimi kurulmadan önce adli yıl
açılış törenleri Yargıtay binasında yapılırdı. Bu salon mütevaziydi. Ama o
salona, bağımsızlık, tarafsızlık ve laiklik egemen olurdu.
12 Eylül 2010 Anayasa referandumu ile yargı
bağımsızlığı ortadan kalkıp, yargının tek adam bağlanmasından sonra adli yıl
açılışları artık sarayda yapılmaya başlandı.
Aslında gelinen noktada buna çok şaşırmamak
gerekir. Yargıtay ve Danıştay Başkanları’nın Cumhurbaşkanı ile çay toplamaya
gittikleri de düşünülürse bu çok doğal.
Yargıtay Başkanı
İsmail Rüştü Cirit, yeni adli yıl açılış töreninde liyakatin önemini 'hadis'le
anlattı.
Anayasamızın 2. Maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, sosyal hukuk devleti olduğunu
söylemektedir.
Bu nedenle bir Yargıtay Başkanı
konuşmasını dini temellere dayandırmamalıdır,dayandıramaz.
Türkiye Cumhuriyeti’nde adli yıl
açılışında Yargıtay başkanı herhangi bir
konuyu “hadis”le anlatıyorsa, bu laiklik karşıtlarının ne kadar yol aldığını
gösterir.
Yargıtay Başkanı açış
konuşmasında aklımızla alay edercesine, Rahip
Bronson ile ilgili kararı kast ederek, “bu konuda tek karar verecek mercii, yargı
yetkisini Türk Milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir”,
demiş.
Yargıtay Başkanı Rahip Bronsonun
tutukluluğunun devamına duruşmada karar veren mahkemenin, aradan yedi sekiz gün
geçtikten sonra, ne değişmiş ki,itiraz üzerine “ev hapsine” karar vermiş, olduğu
konusunu da aydınlatsaydı, söyledikleri inandırıcı olabilirdi.
Rahip Bronson’un 12 Ekim
duruşması yaklaşırken de savcısı değiştirildi.
Hepsi tesadüf mü bunların?
Toplumda yargıya güvenin
kalmamasının sebebi sadece “fetocu yargı mensupları” değildir.
Cumhurbaşkanı ile beraber çay
toplamayı içine sindirebilen Yargıtay Başkanlarının varlığında hâkimlerin, savcıların
yürütmeye karşı bağımsız oldukları söylenebilinir mi?
Bu ülkede yargıya intikal etmiş
bir konuda yasa çıkartan ve bu Anayasaya aykırı yasayı iptal etmekten çekinen
bir Anayasa Mahkemesi’nin olduğu ülkemizde hâkimlerin bağımsız olduğundan söz
edebilirmiyiz?
Siyasetin bütünüyle yargıdan
elini çekmesi gerekir.Yargı siyasetin oyun sahası değildir ama bugün gelinen
noktada maalesef yargı siyasetin oyun sahası haline gelmiştir.
İnsan, adli yıl açılış
konuşmasında Yargıtay Başkanı’nın bu konulara değinmesini bekliyor ama bunlara
değinmeyip, aklımızla alay edercesine bir şeyler söylüyor.
Büyük yargıçlar (tabii sadece
işgal edilen koltukla büyük yargıç olunmuyor) olaylara İsmet Paşa’nın deyişiyle
“tarihin köprüsünden bakmaları gerekir”
Eskiden adli yıl açılış
törenlerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanları da konuşurdu. Hatta onlar yargı
mensuplarının söyleyemediği, yargı mensuplarını doğrudan ilgilendiren konulara
bile değinirlerdi.
Şimdi Tayyip Erdoğan istemiyor,
daha doğrusu duymak istemediği şeyler söylenir endişesiyle bu kaldırıldı.
O zaman Türkiye Barolar Birliği
de yasak savarcasına bir basın açıklaması yapmak yerine, kendi salonunda İl Baro Başkanlarını, siyasi iktidardan korkmayan
ilim adamlarını davet ederek alternatif bir Adli Yıl açılışı yapabilirdi,
bu çok da anlamlı olurdu.
Nitekim geçmiş yıllarda bunun
örneği yaşanmıştı.
Türkiye de elbet bir gün
cübbesinin önünde düğme olmamasının anlamını bilecek Yargıtay Başkanları görev
yapacaktır. O zaman Türkiye Barolar
Birliği de adlı yıl açılış törenlerinde haklı yerini alacaktır.