Devletin kuran, bu ülkeyi, hiçbir iç ve dış
baskı söz konusu değilken çok partili hayata geçiren Cumhuriyet Halk
Partililere, Erzurum’da “Allah bizden yanadır” diye bilen ama
İzmir’de “Rakı-Balık” sözü veren AKP’li
siyasetçi gibi, Nabza göre şerbet vermek” yakışmaz.
Bunu yazmamın sebebi, Cumhuriyet Halk
Partisine sızdırılmış numaralı Cumhuriyetçiler ve Tr 705 gibiler, iktidar olabilmeyi,
birilerinin hoşuna gidecek, eğilimlerine cevap verecek biçimde konuşmakla,
davranılmakla olacağını zannetmektedirler.
Kırmızı Bültenle aranan, PKK’nın Suriye
uzantısı PYD’nin geçmişteki sözde eşbaşkanı terörist Salih Müslim, Prag’da
yakalandı.
Hatırlanacağı üzere bu terörist Salih
Müslim, bu ülkede AKP iktidarı tarafından önüne kırmızı halılar serilerek layık
olmadığı şekilde karşılanmıştı.
AKP iktidarı birilerine hoş görünmek için,
böyle şeyler yapabilir, bunu içerde ve dışarıda hiç kimse yadırgamaz.
Ama Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir şey
yaparsa, bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihsel kurumsal kimliği ile bu
davranış bağdaşmaz.
Irak ve Suriye toprak bütünlüğünün bozulması
ve Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de oluşacak bir Kürt Koridorunu kendi
politikaları için teşvik eden Amerika Birleşik Devletleri basını ve düşünce
kuruluşları bile PYD’nin, PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu kabul ederken,
hatırlanacağı üzere CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’da her nekadar şimdilerde “terörist diyorsa da, iki üç yıl
önce “PYD terör örgütü değildir…vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur”
diyordu.
Maalesef Prof. Dr Selin Sayek Böke’de bir bilim insanına yakışmayacak bir şekilde
iki üç hafta önce bir TV programında “Şimdi
ne ben ne arkadaşlarım bir yapının terör örgütü olup olmadığına dair bir
değerlendirme yapacak istihbarati bilgiye
ve kurumsal yapıya sahip değiliz” demek suretiyle de, Amerika
Birleşik Devletleri yönetiminin dümen suyuna girmiş oluyordu.
Zira, hepimiz biliyoruz ki; Amerika Birleşik
Devletleri PKK ile PYD’yi bir birinden ayrı tutuyor. Nitekim terör örgütü kabul
ettiği PKK’yı Türkiye’nin vurmasına ses çıkartmazken, PYD’yi kendi
korumasına aldı.
Nitekim Anadolu Ajansının 7 Ağustos 2015
günü geçtiği haberde ABD sözcüsü Mark Toner “ Türkiye’den hava saldırısı
düzenlemeye başladığımız zaman da bu gruplara (PYD ve YPG )hava desteği daha
hızlı ve daha iyi olacak……Ateş açılmaması veya taciz edilmemesi noktasında Türk Hükümetine gayet açık olduk, onlarda
buna katıldı” demiştir.
Wikileaks belgelerine göre, Amerikan
sefaretinin isminin saklı tutulmasını istediği bilgi kaynağı TR 705 kod numaralı milletvekili zaten PYD’nin terör örgütü olmadığı konusunda hep
ısrarlı. Onun bu konuda fikrinin değiştiği duyulmadı.
Duyulması da beklenmezdi çünkü Habur’dan
Türkiye’ye giren çadır Mahkemelerinde zorla serbest bırakılmak için sorgulanan PKK’lı teröristlerinde Avukatı da zaten bu kişiydi.
Partinin tutumu bu konuda karışıkken bu
arada Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal,
Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine, 7 Şubat 2018’de Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Başbakanı
Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu hakkında, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yardım
ettikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Böyle kafa karışıklığı başka partilere
örneğin Bahçeli yönetimindeki MHP’ye yakışa bilir. Bunun çok seslilikle bir
alakası yoktur; bunu savunan insanların da siyaset yapma hakları vardır,ama
onların yerinin Cumhuriyet Halk Partisi olmaması gerekir. Eğer bunu oy avcılığı
için yapıyorlarsa yani nabza göre şerbet veriyorlarsa; nabza göre şerbet vermek
Cumhuriyet Halk Partisine ve gerçek bir Cumhuriyet Halk Partiliye asla yakışmaz.