11 Şubat 2018 Pazar

DİPLOMALI CAHİLLER


Diplomalı cahillerin/yalakların  cirit attığı ülkede hala bazı namuslu aydınlarda var.
Bu namuslu aydınlar diplomalı cahillerin göremediği emperyalist oyunlarını yazıyorlar. Ama tabii okumak gibi alışkanlığı olmayan cahiller bunu bilemezler.
Anti emperyalist Kurtuluş Savaşımızdan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyetiyle ilgili, ülkemizde yakından tanınan CİA Ajanı Graham Füller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabını yayınlamasından sonra, bizim ülkede de buna paralel bir “yeni” sıfatı bir kısım politikacılar tarafından çokça kullanılmaya başlandı.
Derinliği kendinden menkul, bugün Suriye Bataklığına sürüklenmemizin müsebbibi olan, diplomalı cahil, “stratejik derinlik” kitabının yazarı Türkiye Cumhuriyeti’ni” “Yeni Türkiye” diye niteledi.
O yeni Türkiye diye  niteleyince, Cumhuriyetten önce var olan, Antiemperyalist Kurtuluş Savaşının kahraman lideri ve onun  kahraman silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi bir anda oldu Yeni CHP.
Gerek Türkiye’nin ve gerekse Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına eklenen  “Yeni” sıfatı sadece emperyalistleri ve onların uşaklarını mutlu eder.
Çünkü Kurtuluş Savaşı sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Sevr’i yırtıp atıp Lozan’ı yapanların eseridir.Yani Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarının eseridir.
Emperyalistler Lozan’da yırtıp atılan Sevr’i unutamamışlardır.
Sevr’in yırtılıp atılmasını hazmedemeyen emperyalistler o günden bugüne bu ülke istikrarsızlığa sürüklensin diye bu ülkede çıkan tüm isyanların arkasındadırlar.
İngiliz kışkırtmasıyla çıkan Şeyh Sait isyanı, İngilizler ve Fransızların da destek verdiği Dersim isyanı ve günümüzde de PKK Terör örgütünün saldırıları bu Cumhuriyeti istikrarsızlaştırmak, toprak bütünlüğünü parçalamak için sahnelenen emperyalist oyunlardır.
Batı emperyalizmi bu isyanlara ve  terör eylemlerine verdikleri desteği hiçbir zaman inkar etmemişlerdir.Bunu açık veya üstü kapalı dile getirmişlerdir.
Örnek mi istiyorsunuz işte örnek; 1993 yılında İngiliz Lordlar Kamarası’nda Lord Aveery “ PKK önce Türk’ Kürdistan’ında, sonra da Irak, İran ve Suriye’nin Kürt bölgelerinde bağımsız devlet kurmak istiyor.
Bu devlet 1918’de  ABD,İngiltere ve Fransa tarafından Kürtlere vaat edilmiştir. Bu nedenle İngiltere ve  ABD’nin PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmeleri çok yanlıştır…..”
Bütün ayrılıkçı isyanlar, Türkiye dış sorunlarla boğuşurken emperyalistler tarafından kaşınmıştır. Şeyh Sait isyanı, Türkiye  Musul, Dersim isyanı, Hatay meseleleri ile boğuşurken patlak vermişlerdir.
1961 Anayasası ile birçok atılımı gerçekleştirmeye başlarken, önce 1970’ lerden  başlayarak 1980 ortalarına kadar  ASALA ondan sonra da PKK terör eylemlerini tahrik ve teşvik ederek gerçekleştirmeye başlamışlardır.
Bu kısa özet bile emperyalistlerin Türkiye Cumhuriyeti’nden ne kadar rahatsız olduğunu ortaya koymaktadır.
Bir ülkede aç, işsiz bıraktığımız  ve iyi eğitilmemiş insanlar var ise, o ülke  her türlü dış etkiye açıktır.
Daha çok yakınlarda iktidar yalakası bir sözde bilim adamı, okumuş insanlardan rahatsızlığını dile getirmemiş miydi?
Biz Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Atatürk’ün çok isteyip de, ömrü yetmediği için yapamadığı toprak reformunu gerçekleştirebilseydik, Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımızı feodallerin marabası olmaktan kurtarabilseydik, onlara insanca yaşamanın koşullarını sağlayabilseydik, bir köylü hareketi olarak başlayan PKK o bölgede yaşam alanı bulabilir miydi?
İşte bütün bunları göz önüne alıp, emperyalizmin uşağı olanlara sempatik görünmek için gerek Türkiye’nin ve gerekse CHP’nin başına “Yeni” sıfatını eklemekten kaçınmak gerekir.
Aç çiftçi, işsiz işçi bırakmamanın yollarını arayalım. Halka bunların formüllerini sunalım.        
 “1920 lere dönmek istemiyorum” , “Biz 1930 ların CHP si değiliz” gibi saçmalıkları bırakın.
Bunları söyleyenler keşke büyük Atatürk’ün tam bağımsızlık ve antiemperyalizm konusundaki duyarlılığına sahip olabilseler.
1920 lerde  Kurtuluş savaşı ile birlikte başlayan aydınlanma devrimi, bir İslam toplumunda ilk defa gerçekleşmiştir.
Bu gün keşke 1920’ler deki 1930’lar da ki kadar devimci ve kimsesizlerin kimsesi olabilsek.