Diplomalı cahillerin/yalakların cirit attığı ülkede hala bazı namuslu
aydınlarda var.
Bu namuslu aydınlar diplomalı cahillerin
göremediği emperyalist oyunlarını yazıyorlar. Ama tabii okumak gibi alışkanlığı
olmayan cahiller bunu bilemezler.
Anti emperyalist Kurtuluş Savaşımızdan sonra
kurulan Türkiye Cumhuriyetiyle ilgili, ülkemizde yakından tanınan CİA Ajanı
Graham Füller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabını yayınlamasından
sonra, bizim ülkede de buna paralel bir “yeni” sıfatı bir kısım politikacılar
tarafından çokça kullanılmaya başlandı.
Derinliği kendinden menkul, bugün Suriye
Bataklığına sürüklenmemizin müsebbibi olan, diplomalı cahil, “stratejik
derinlik” kitabının yazarı Türkiye Cumhuriyeti’ni” “Yeni Türkiye” diye
niteledi.
O yeni Türkiye diye niteleyince, Cumhuriyetten önce var olan,
Antiemperyalist Kurtuluş Savaşının kahraman lideri ve onun kahraman silah arkadaşlarının kurduğu
Cumhuriyet Halk Partisi bir anda oldu Yeni CHP.
Gerek Türkiye’nin ve gerekse Cumhuriyet Halk
Partisi’nin başına eklenen “Yeni” sıfatı
sadece emperyalistleri ve onların uşaklarını mutlu eder.
Çünkü Kurtuluş Savaşı sonunda kurulan
Türkiye Cumhuriyeti, Sevr’i yırtıp atıp Lozan’ı yapanların eseridir.Yani Büyük
Atatürk ve silah arkadaşlarının eseridir.
Emperyalistler Lozan’da yırtıp atılan Sevr’i
unutamamışlardır.
Sevr’in yırtılıp atılmasını hazmedemeyen
emperyalistler o günden bugüne bu ülke istikrarsızlığa sürüklensin diye bu
ülkede çıkan tüm isyanların arkasındadırlar.
İngiliz kışkırtmasıyla çıkan Şeyh Sait isyanı, İngilizler ve
Fransızların da destek verdiği Dersim
isyanı ve günümüzde de PKK Terör
örgütünün saldırıları bu Cumhuriyeti istikrarsızlaştırmak, toprak bütünlüğünü
parçalamak için sahnelenen emperyalist oyunlardır.
Batı emperyalizmi bu isyanlara ve terör eylemlerine verdikleri desteği hiçbir
zaman inkar etmemişlerdir.Bunu açık veya üstü kapalı dile getirmişlerdir.
Örnek mi istiyorsunuz işte örnek; 1993
yılında İngiliz Lordlar Kamarası’nda Lord Aveery “ PKK önce Türk’ Kürdistan’ında,
sonra da Irak, İran ve Suriye’nin Kürt bölgelerinde bağımsız devlet kurmak
istiyor.
Bu devlet 1918’de ABD,İngiltere
ve Fransa tarafından Kürtlere vaat edilmiştir. Bu nedenle İngiltere ve ABD’nin PKK’yı terör örgütü olarak kabul
etmeleri çok yanlıştır…..”
Bütün ayrılıkçı isyanlar, Türkiye dış
sorunlarla boğuşurken emperyalistler tarafından kaşınmıştır. Şeyh Sait isyanı,
Türkiye Musul, Dersim isyanı, Hatay
meseleleri ile boğuşurken patlak vermişlerdir.
1961 Anayasası ile birçok atılımı gerçekleştirmeye
başlarken, önce 1970’ lerden başlayarak
1980 ortalarına kadar ASALA ondan sonra
da PKK terör eylemlerini tahrik ve teşvik ederek gerçekleştirmeye
başlamışlardır.
Bu kısa özet bile emperyalistlerin Türkiye
Cumhuriyeti’nden ne kadar rahatsız olduğunu ortaya koymaktadır.
Bir ülkede aç, işsiz bıraktığımız ve iyi eğitilmemiş insanlar var ise, o
ülke her türlü dış etkiye açıktır.
Daha çok yakınlarda iktidar yalakası bir
sözde bilim adamı, okumuş insanlardan rahatsızlığını dile getirmemiş miydi?
Biz Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Atatürk’ün
çok isteyip de, ömrü yetmediği için yapamadığı toprak reformunu
gerçekleştirebilseydik, Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımızı
feodallerin marabası olmaktan
kurtarabilseydik, onlara insanca yaşamanın koşullarını sağlayabilseydik, bir
köylü hareketi olarak başlayan PKK o bölgede yaşam alanı bulabilir miydi?
İşte bütün bunları göz önüne alıp,
emperyalizmin uşağı olanlara sempatik görünmek için gerek Türkiye’nin ve
gerekse CHP’nin başına “Yeni”
sıfatını eklemekten kaçınmak gerekir.
Aç çiftçi, işsiz işçi bırakmamanın yollarını
arayalım. Halka bunların formüllerini sunalım.
“1920
lere dönmek istemiyorum” , “Biz 1930 ların CHP si değiliz” gibi saçmalıkları
bırakın.
Bunları söyleyenler keşke büyük Atatürk’ün
tam bağımsızlık ve antiemperyalizm konusundaki duyarlılığına sahip olabilseler.
1920 lerde
Kurtuluş savaşı ile birlikte başlayan aydınlanma devrimi, bir İslam
toplumunda ilk defa gerçekleşmiştir.
Bu
gün keşke 1920’ler deki 1930’lar da ki kadar devimci ve kimsesizlerin kimsesi
olabilsek.